Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2430.4
  • BIST
    10055.98
  • BTC
    62569.12$

OSMANLI VE YAHUDİLER (2)

02 Mart 2019, Cumartesi 09:16

Osmanlı döneminde başta Yahudiler olmak üzere azınlıklara o kadar iyi davranılmış, kayırılmış, ve hüsnü muamele edilmiş ki, öz be öz Türk olan insanları bile kıs­kandırmış ve Mesihî isimli şair bunu şöyle dile getirmiştir:  

Şah eşiğinde eğer olmak dilersen muhterem

Ya Yahudi gel bu mülke ya Firenk ol ya Acem.

Kudüslü Hıristiyan bir aileden gelen ve bugün ABD de Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Prof. Edvard Said de “Arap dünyasındaki azınlıklar nasıl yaşayabiliyorsa, Araplar arasındaki Yahudi azınlığında yaşaması mümkün­dür. Bu sistem Osmanlı İmparatorluğu altında gayet iyi işlemiştir. Onların sistemi, şu an sahip olduğumuzdan çok daha insancıl gözükmektedir.”(1)  

Bütün bu iyiliklere, müsamaha ve toleranslara rağmen Ya­hudiler özellikle Siyonistler, mayasındaki hırçınlığı ve ihanet cevherini, geç­mişte olduğu gibi harekete geçirmiş, veli nimeti olan Os­manlıya en büyük ihaneti yapıp, Onun iktisadi hayatını felç edip, İmparatorluğu tarih sahnesinden sildirmişlerdir.

Edvard Said’in de dediği gibi Osmanlının olmayışının fa­turasını da bugün Ortadoğu, özellikle de Filistin ödemek­tedir. Çünkü ellerindeki sahte Tevratlarında "Arz-ı Mev'ud" diye bir yerden, yani İsrail milletine tanrı Yahova tarafından vaat edilen ve sınırları içine bizim Çu­kurova ve Güneydoğu illerimizi de alan bir toprak parça­sından bahsedilir.

Hatta Theodore Herzl 1897 yılında Basel'de gerçekleştirilen Siyonist Kongre'de yaptığı ko­nuşmada Yahudi devletinin "doğal" sınırlarını; "Kuzey sı­nırlarımız Kapadokya'daki dağlara kadar dayanır, gü­neyde de Süveyş kanalına" sözleri ile ifade etmiştir.(2)

Er veya geç Yahudilerin bu toprağa sa­hip olmaları emredilir. Basına intikal eden şu haberler ne kadar entere­san:

“İsrail savunma bakanı İtalyan gazeteci ile Türkiye'­nin işgalini tartıştı.”(3).  “İsrail yetkilileri  “Arz-ı Mev’ud ge­reği, Türkiye ilgi alanımız” dedi.(4)

Bugün, geçmişte Filistin’de yaptığı gibi GAP bölge­sinden yüksek fiyatlarla toprak aldığı, Manavgat suyunu almak istediği, ama çayın 5 km. sağ ve solundan toprakları da satın almak istediği, zaman zaman bastığı demir parala­rın üzerinde Arz-ı Mev’ud denen yerlerin haritalarını bas­tığı, yani adım adım dini gayesini gerçekleştirmeye çalış­tığı bir realitedir.    

11.04.2002 TGRT 19 haberlerinde verilen şu rakam ne kadar düşündürücü: “GAP bölgesinde son zamanlarda 81 şirket kuruldu. Bunlardan 70 tanesi yabancı ve Yahudi kaynaklı”.  Suriye Hatay şehrimizi kendi toprakları içinde gösteriyor diye (haklı olarak) ikide bir manşet atan basını­mızın bu hususları ciddi manada dile getirmemesi de garip ve anlaşılmaz bir tavırdır.

Bir Yahudi heyeti, Osmanlının ekonomik yönden çok zor durumda olduğu, toplanan vergilerin devletin borçları­nın faizini bile ödemediği, gelir getiren her ciddi kuruluşa Düyunu Umumî adlı teşkilatın borçlarımıza mukabil el koyduğu, devletin meteliğe muhtaç olduğu savaş yılla­rında, Sultan Abdülhamit’e gelip;

-“Filistin bölgesinden bize az miktarda toprak verir­sen bütün borçlarınızı ödemeyi üstleniriz” teklifine O bü­yük Padişah;

-“Bizde satılık toprak olmaz. Biz topraklarımızı aldı­ğımız fiyata satarız. Yani kan dökerek aldık. Bununda be­deli olmaz...” diye cevap vermişti. Ama bugün Yahudi tankları altında inleyen Filistinlilerin babaları veya dede­leri aynı basireti gösterememiş, biraz fazla fiyat görünce birçoğu mülkünü satmış ve bir kanser hücresi gibi bu azgın kavmin oraya kök atmasına sebep olmuşlardır. İnşallah GAP bölgesinden bugün toprak satan ve buna müsaade eden millet ve devlet olarak aynı akıbete maruz kalmayız. Fakat şair ne güzel demiş.

Geçmişten ibret almayan kişi

Geleceğe ibret olmaktır işi        

Hem Haçlılar, hem de Yahudiler en büyük İslâm düş­manı oldukları için, dünyayı özellikle zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olan İslâm Âlemini keyiflerine göre sömürüp kemirebilmek için, geçmişte kanlı kinli düşman olan bu iki din mensupları, bugün birbirleri ile her hususta ittifak edip, Müslümanların tepesinde boza pişirmekteler.

Gayri Müslimler bizim gibi günlük plan yapmıyor ve 50 sene sonrasını düşünüp, proje üretiyorlar. Acaba yüz küsur milyar dolar harcatıp, bize bazı krediler vererek GAP’ı inşa ettiren Batı ve ABD, bu şımarık çocuğuna mı yatırım yapıyor ve bize yaptırıyor?  Ama böyle bir hesap­ları varsa, inşallah başlarını taşa vuracaklar demektir.

Dipnotlar:

1- Tarih ve Düşünce Dergisi, Ocak-Şubat 2002, s.57.

2- Theodore Herzl, “The Complete Diaries of Theodore Herzl”, c. 2, s.711.  

3- Günaydın Gazetesi,  31.08.1982.  

4- Hürriyet Gazetesi, 31 Ağus.1982

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.