Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2447.7
  • BIST
    10176.97
  • BTC
    61412.75$

MUKADDES EMANETLERİN OSMANLIYA GEÇİŞİ  (1)

05 Temmuz 2018, Perşembe 08:03

(5 Temmuz 1517)

Yavuz Sultan Selim Han, Haçlı âleminin karşısında çok güçlü bir İs­lâm devleti olmasını arzu ediyordu. Şah İsmail’in tesiriyle, zaman zaman Avrupa­lılarla Osmanlıya karşı işbirliği yapan Mısır Sultanı Kansu Gavri’yi bu tutu­mundan vazgeçmesini ve Osmanlıya tabi olmasını istemiş, kabul etmeyince Halep yakınlarında, Mercidabık savaşında onu yenmiş (24 Ağustos 1516), o kışı Şam’da geçirmiş, Şam’daki Selimiye camiini inşa ettirmiş ve Mısır pürü­zünü kökten halletmek için, Kahire üzerine yürümüş, 22 Ocak 1517 de yapı­lan Ridaniye Savaşında Mısır Sultanı Tomanbay ye­nilmiş ve Mısır Osmanlı Devletine katılmıştır.

O tarih­lerde Mısır Sultanlarının nüfuzu al­tında bu­lunan Mekke Emir­liği de, Osmanlı hâkimiyetini tanımış ve Mekke Emiri Şerîf ll. Berakât, 12-13 yaş­ların­daki oğlu Ebû Nümey’i ve refâkatine verdiği Mekke’nin ileri gelen bazı zevâtını Mısırdaki Yavuz Sultan Selim’e göndermiş bunlar, yanlarında getirdik­leri Mukaddes Emânetleri, Kâbe’nin anahtarlarını, ve bazı hedi­yeleri getirip 5 Temmuz 1517 de Sultana tak­dim etmişler,(1) Ya­vuz da Şerîf’e   Emir­lik beratı, hil’at, 200.000 altın, bol mik­tarda zahire yol­lamış ve ön­ceki idare tarafından Mı­sırda hap­sedilen Mekke Eşrâfını ser­best bı­rakmıştır.

Mukaddes emâ­netlerden bazıları şunlardır:

1-Hırka-i Saâdet: Kâ’b b. Züheyr; Müslüman olacağında İslâm’ı ve Pey­gamber Efendi­mizi öven sözleri ihtiva eden, “Ka­side-i Bürde” diye meşhur şiirini oku­yunca, Peygamber Efendimizin Kâ’b’a hediye ettiği hır­kadır. Her yıl Ramazan ayının 15’inde Padişah ve üst düzey devlet erkânı­nın, büyük bir törenle Hırka-i Şerîf’i ziyâret et­meleri adetten idi.(2)

2-Sancak-ı Şerîf. 

3-Dendan-ı Saâdet: Peygamberimizin Uhut sava­şında kırılan mübârek di­şinin parçası.

4-Lıhye-i Saâdet: Peygamberimizin mübârek sa­kalları.

5-Kadem-i Şerîf: Peygamberimizin ayak izleri.

6-Hz. Musa’nın asası.

7-Keman-ı Saâdet: Peygamberimizin yayı.

8-Mızab-ı Saâdet: Kâbe’nin altın oluğu.

9-Hacer-i Esved çerçeveleri.

10-Hz. İbrahim’in tenceresi.

11-Mühr-i Saâdet: Peygamberimizin mührü.

12-Teyemmüm taşı.

13-Name-i Saâdet: Peygamberimizin mektupları.

14-Na’l-i Saâdet: Peygamberimizin tahtadan ter­liği.

15-Hz. Fatıma’nın seccadesi.

16-Mushaf-ı Şerîfler. Hz. Osman şehit edilirken oku­duğu ve kanı­nın bu­laştığı Kur’an-ı Kerim ve diğer  bazı tarihi Mus­haflar.

17- Süyûf-ı Mübâreke: Peygamber Efendimize, ait kı­lıç­lar.

18-Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali’ye ait birer kılıç, Hz. Osman’a ait iki kılıç, Hz. Cafer Tayyar, Hz. Halid, Hz. Muaz b. Cebel, Hz. Talha’ya ait kılıçlar.

19-Kâbe-i Muazzama’nın kilitleri.

20-Hz. Yusuf’un sarığı.

21-Gasl-i Nebevî Suyu: Peygamberimizin cenaze­sinin yıkandığı sudan kalan bir miktar.(3)

22-Şuayb Peygambere ait olduğu söylenen bir ten­cere.

23-Hz. Yusuf’un gömleği.

24-Hz. Davud’un kılıcı.

25-Hz. Ebubekir’in gömleği.

26-Hz. Hatice ve Hz. Hüseyn’e ait gömlekler.

27-Veysel Karanî’nin tacı.

28-Kâbe kapıları ve Hz. İbrahim makamının gü­müş ka­pağı...(4)

Yavuz Sultan Selim’in İstanbul’a naklettirdiği Mu­kad­des Emanetlerin dı­şında, tarihin her döneminde en büyük İslâm devleti olan Osman­lının başken­tine, kut­sal ve tarihi eserlerin akışı devam etmiştir. Özellikle bu akış 19. yüz­yılda fazlalaş­mıştır. Hicaz bölgesine Vehhâbîlerin hakim olması bu akışı hız­lan­dırmıştır. Çünkü bu görüş men­sup­ları kutsal veya tarihi eserlere hiç kıymet ver­meyen, hatta cehalet ve taassupları gereği, nerde gördü­lerse tahrip veya yok eden bir tutum içinde ol­dukları için, bazı yerlerde Müslü­manlar bu kutsal hatıraları, Vehhâbîlerin eline geçmemesi ve Osmanlı elinde mu­hafaza edil­mesi için, gö­nüllü olarak İstan­bul’a gönder­mişlerdir.

“Yavuz Sultan Se­lim, hilâfetin alâmeti olan Emanât-ı Mübâreke’yi, Mı­sır’dan İstanbul’a hatimler indi­rerek getirmiştir. Mi­mar başı ve ustalar asıl konulacak makamı (Kutsal Emanetler Dairesini) harıl harıl inşa eder­lerken, sefer yorgunluğuna bakmaksızın sa­baha kadar ayakta bek­lemiştir. Bu kutsal emanetlerin bulun­duğu mekânda, geceli-gün­düzlü Kur’an okun­ması için kırk hâfız tayin eylemiş, kırkıncıya da ken­dini yazmıştır. İşte o günden bu ana kadar 400 küsür se­nedir, (Cumhuri­yetin ilk yılla­rından itiba­ren bir müddet fa­sılayı say­mazsak), Topkapı Sarayında Kutsal Emanetlerin bu­lunduğu bö­lümde de­vamlı Kur’an okunmak­tadır.(5)

Dipnotlar:

1- Tarih ve Medeniyet Dergisi, sayı, 61, s. 51.

2- Esat Efendi, “Osmanlıda Töre ve Törenler”, Tercüman 1001 Temel Eser, İst. 1979, s. 30; Erol Özbilgen, “Bütün Yönleriyle Osmanlı”, İz Yayıncılık, İst. 2003, s. 517.

3- Süleyman Beyoğlu, “Ravza-i Mutahhara Müdâfii  Fahrettîn Paşa”, Tarih ve Medeniyet Dergisi, Mayıs, 1997, sayı,  38, s. 12.

4- Hüseyin Algül, “Hz. Muhammed”, T. D. V. Yay. Ankara 1994, s. 215.

5- Aydın Taneri, “Türk Devlet Geleneği”,MEB Yay. İst.1997, s.292; Algül, a. g. e.  s.216.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

tokyobet-tokyobet-nerobet-tokyobet-goldenbahis-tokyobet-levabet-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ngsbahis-ngsbahis-tokyobet-nerobet-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ilelebet-betibom-ajaxbet-trendbet-anadolucasino-heybet-paribahis-aresbet-