Konya
11 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    61147.416$

Kurban (2)

16 Temmuz 2020, Perşembe 08:47

Kurban Bayramı’nın yaklaşması sebebiyle kurban ibadeti ile ilgili milletimizin sıkça sorduğu sorulara ve Din İşleri Yüksek Kurulu’muzun verdiği fetvalara devam ediyorum.

Ailede  zengin  olan  karı-kocadan  her  birinin  ayrı  ayrı  kurban kesmesi  gerekir  mi?  Evde  aile  reisinin  kurban  kesmesi  ile  zengin olan öteki aile fertlerinden kurban vecibesi düşer mi?

 İbadetlerde sorumluluk ve bu sorumluluğun bir neticesi olan ceza ve mükâfat  da  bireyseldir.  İslam  dininde  aile  fertleri  arasında  mal  ayrılığı esası  vardır.  Bir  aile  içinde  karı,  koca  ve  çocuklardan  her  birinin  malı ayrı  ayrı  belirlenmişse  kendilerine  aittir.

Bu  itibarla  aile  fertlerinden  karı,  koca  ve  yetişkin  çocuklardan  kimin  borcu  ve  temel  ihtiyaçları  dışında  80.18  gr.  (20  miskal  altını  veya bu  miktar  altın  değerinde  parası  veya  nâmî  (artıcı)  olmasa  bile  nisaba ulaşan  fazla  malı  ve  eşyası  varsa,  o  kimse  zengin  sayılır.  Bu  şartlara  göre aile  fertlerinden  dinen  zengin  sayılan  her  biri,  fıtır  sadakası  vermekle mükellef  oldukları  gibi,  kurban  bayramında  da  Hanefîlere  göre  kurban kesmekle  yükümlüdürler  (İbn  Âbidîn,  Reddü’l-muhtâr,  IX,  452-454).

 Şâfiî  mezhebine  göre  ise  aile  için  bir  kurban  kesmek  sünnet-i  kifâyedir. Dolayısıyla aileden birisinin kurban kesmesi ile hepsi için sünnet yerine  gelmiş  olur  (Nevevî,  el-Mecmû‘,  VIII,  384;  Şirbînî, Muğni’l-muhtâc,  IV,  377). Bu görüş  asgarî  derecede  nisâba  sahip  olan  aileler  için  daha  uygundur (Din İşleri Yüksek Kurulu, Fetvalar s. 347).

Yolcunun kurban kesmesi gerekir mi?

Yolcu  (seferî),  kurban  kesmekle  mükellef  değildir  (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 576).  Ancak  kesmesi  hâlinde  sevabını  kazanır. 

Kişi,  kurbanını  ikamet ettiği  yerde  kesebileceği  gibi,  bayram  dolayısıyla  veya  başka  bir  sebeple gitmiş  olduğu  yerde  de  kesebilir.  Seferî  olması,  kurban  kesmesine  ve kestiği  kurbanın  makbul  olmasına  engel  değildir.

Seferî  iken  kurban  kesenler;  bayram  günleri  içinde  memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez.

Kurban bayramının başında  mukim  iken  kurban  kesmeden  bayram  günlerinde  sefere  çıkana  da vacip olmaz.

Sefer hâlinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine  dönenlerin  kurban  kesmeleri  gerekir  (Kâsânî, Bedâi‘, V, 63).

Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara  göre,  seferîlik  durumunda  da  aynı  hüküm  geçerlidir  (Nevevî, el-Mecmû‘,  VIII,  383).

Kurban kesim vakti ne zaman başlar ve biter?

Kurban  kesim  vakti,  bayram  namazı  kılınan  yerlerde  bayram  namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, fecirden (sabah  namazı  vakti  girdikten)  sonra  başlar. 

Hanefîlere  göre  bayramın  3. günü  akşamına  kadar  devam  eder  (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 154).  Bu  süre  içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur.

Şâfiîlere göre ise 4. günü gün batımına kadar kesilebilir (Şirbînî,  Muğni’l-muhtâc,  IV,  383;  İbn  Rüşd,  Bidâye,  I,  436).

Kurban keserken nelere dikkat edilmelidir?

Kurban keserken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

a)  Usulüne  göre  bir  kesim  yapmış  olmak  için  hayvanın  yemek  ve nefes  borularıyla,  iki  atardamarından  en  az  birinin  kesilmesi  gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın omuriliğinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur.

b)  Hayvanın  canı  çıkmadan  başının  gövdesinden  ayrılmamasına  özen gösterilmelidir.

c) Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve boğazlama işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir.

d) Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır.

e) Hayvanların  bir  diğerinin  kesimini  görecek  şekilde  yan  yana  bulundurulmamalarına  azami  özen  gösterilmelidir (Din İşleri Yüksek Kurulu, Fetvalar s. 348-349).

Son olarak 15 Temmuz şehitlerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazi ve yaralılarımıza şifalar diliyorum. Yüce Rabbim 15 Temmuz şehit ve gazilerimizden razı olsun. Onları minnetle anıyorum. Allah vatanımızı ve milletimizi düşman işgalinden ve vatan hainlerinin şerlerinden korusun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.