Konya
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.23
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2460.1
  • BIST
    10343.72
  • BTC
    62893.01$

KAYIPLARIMIZ (2)

14 Temmuz 2021, Çarşamba 09:10

İşin en acı yanı nedir biliyor musunuz? Kovboy sığır çobanı kanlı macerasını ballandırıp bu sektörle kurtarıcı sempatik kazanımlar elde ederken bizim gibi ülkelerde sahip olduklarının farkındalığından bihaber yaşamaları, kendilerini bile tanıtamamaları hatta kendilerine yabancı kalmalarıdır. Şunu demek istiyorum; Kimlik kaybı var. Kimlik kaybı demek ise, insan kaybı demektir. Kimlik kaybı demek ahlaki kayıp demektir. Kimlik kaybı demek; hayat tarzının gidişat penceresinin alt üst olması, yolun gösterge levhalarının değişmesi ya da içeriğinin bulanması berraklığın gitmesidir. Kafalar bulanık hale gelmişse kendini yitiren insanın kendi tarihinin ekseninde olması mümkün mü? Yitirilen değerler sanki uzay boşluğuna gönderilmiş de bir daha oradan dünyaya dönüşü olmayan kayıplar değil midir?

Günümüzde sevgi ve empati kurulan laik seküler dünyeviliğe özendirilen nedir? Diye sual etsek aklımıza gelenleri sıralasak ya da şöyle etrafımıza yaşananlarla ilgili olarak baksak, bu bakış açısının sınırları içerisinde; aynen batının hayal penceresinde olduğu gibi ev araba tatil ve yemek yeme ve zevki icra gelir. İnsan kendi yapıp ürettiği nesnellere kul köle oluyorsa vahyin penceresinden değil aklın ve nefsin penceresinden olayları süzüp laik ve sekülerizmin iplerine yaslanmış kapitalizme çanak tutuyorsa bu aklın ve bu felsefenin ürünlerini hakim kılmak ve bu gücü hakim kılmak için mücadele veriyorsa ve bununla dünyayı yönetip dizayn etmek istiyorsa orada gönlün huzur ve sükunetini iç dünyanın saadet ve iltifatını ve mutluluğun icraatını bulmak mümkün değildir. Yıkıcı ve yakıcı tahayyül durulmayan kalpler, vahyin göz ardı edilişi ve varsa yoksa nefsanî arzular köleliğin pekişmesini perçinleştirdi.

 İnsan vahyin penceresinden uzaklaştıkça çağdaş paganizmin tapınaklarına derdest oldu. Kul köle olunan kapitalizmin çarkı insanları daha bi doğramaya çağdaş yıkım kuleleri oluşturmaya ve kabaran iştahlara yem atmaya devam ederken beri taraftan, yolunu ve çizgisini kaybeden insan da bunlara malzeme olduğunun ve güç kattığının farkında değildi. Bilim adamlarını kutsallaştırmalar, teknokrat sınıflarını el üstünde tutmalar çağdaş papazların dünyevi restorasyonları fabrika ve üretim merkezlerinin çağdaş tapınım merkezlerine dönüşüm algısı hepsi de vazifelerini hakkıyla yerine getirmenin odak merkezinde kalarak bir görevin topyekûn mecrasında buluşup batıla payanda olmanın basiretsizliğinde rol aldılar. Hâlbuki ince bir çizgi vardı önümüzde. Bu çizgi gerçek mutluluk ve hayat nizamıydı. Kaçırdı batılı insan ve ona hayran olan kitleler. Şimdi bir küçücük virüs onlara hayatı zindan ediyor ve çaresiz kalıyor da bunun hayatında bir dönüm noktası olarak ibret alınması gereken bir gerçek ve Allah’ın çizgiden çıkmış insanlara ve toplumlara gönderdiği bir bela olduğunu düşünmeden şuursuzca yaşamaya devam ediyor.

Allaha kul olamayanlar tekniğe kendi icatlarına nefsine kul köle oluyor. Onlara atfettiği kutsiyetin etrafında kurtuluşu ve çareyi arıyor. Modernizmin kulu kölesi olduğunun nefsini ihya ettiğinin ve çizgiden sapmanın cezasını yaşadığının düşüncesinden uzak kalıyor. Fikri sabitlikle batılda ısrarcı oluyor.

Velhasıl kendimize gelmemiz için daha neyi bekliyoruz. Batının batıl medeniyeti elbet bir gün gürültüyle kendi sonunu hazırlanmanın serüvenini hızlandırırken biz Müslümanların her gün karşımızda duran ve “iki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hükmünü niçin göz ardı ederiz. Biz niye batının kuyruğuna takılır ve kurtuluşu onlarda görürüz? Niye hala onların kulübüne girmek için direniriz.

Hayatımızı işgal edip kayıplarımızı artıran ve bize hayatı zindan eden, sömüren ve ezen, insanı yaşayan bir ekonomik köle olarak gören ve ürettiği nispette değer veren, yeri geldiğinden onu bir makine ile eş değer atfedip bazen da affedersiniz düşünen bir hayvan diye niteleyen bir anlayıştan bu saçma düşüncelerden ne zaman kendimizi kurtarıp batının tasallutundan ve hayat dairesinden kurtulacağız. İnsanlığın gerçek kurtuluşu ve iksiri islamdadır. Düzen ve nizam islamdadır. Unutmayalım ki hayat çizgimiz bizim gideceğimiz yerdir. O halde nereye gitmek istersiniz? ”İnsan yalnız Allaha kul köle olursa özgürleşir ve huzura kavuşur.”Kula kul olan nefsini azgınlaştırır

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.