Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2439.5
  • BIST
    10177.52
  • BTC
    61847.92$

İslâm Âleminde Tıp (2)

09 Temmuz 2021, Cuma 08:32

İbni Nefis (1210-1288) bugünkü bilgilere tıpa tıp uyan bilgilerle küçük kan dolaşımını izah etmiştir. Bunu keşfettiği söylenen ve bu­gün ona mal edilen  İngiliz  âlimi Harvey’den 300  yıl öncedir. Max Mayerhof İslâm An­siklopedisine yazdığı İbi Nefis maddesinde, Av­rupalı âlimlerin bu hususta araştırmalar yapmalarından ve fikirler ortaya atmalarından 300 sene önce bu âlimin küçük kan dolaşımını onlarınki ile aynı olan bir şekilde eserinde izah ettiğini yazar. A. Adnan Adıvar da “Osmanlı Türklerinde İlim” adlı ese­rinde aynı ger­çeği teyit eder.(1)

 İbni Sînâ, Batıda umumiyetle “Avicenna” diye tanınır. O’nun Avrupa’ya tesiri çok kuvvetlidir. 270 âdet eser ver­miştir. Kendisine “Doğunun Aristo’su” denilmiştir. “El Kanun Fi’t Tıp” isimli eseri 12 Avrupa diline çev­rilmiş, 16. asra ka­dar elden ele dolaşmış, 15. asrın son 30 senesinde 16 defa baskısı yapılmıştır. 16. asırda ise 20 den fazla olmak üzere toplam 87 defa yeniden tercümeleri yapılmıştır. Yazılan tıp kitaplarının hiç birisi bu kadar okunmamıştır. Bürüksel Üni­versitesinde 1909 yılına kadar ders kitâbı olarak okutul­muştur. bâzı Avrupalı bilginler, İbni Sînâ’dan çaldıkları fikir­leri kendi fi­kirleri gibi gösterip meşhur olmuşlardır. Bugün Paris Tıp Fakül­tesi’nin büyük holünde İbni Sînâ’nın resmi asılı bulunmaktadır. Bu ona verilen de­ğerin bir ifâdesidir. Röne­sans yolcularının önünü ay­dınlatan en büyük ve en parlak yıldız odur. Zamanında ondan fay­dalanmayan hiçbir ilmi hareket veya ilim adamı gösterilemez desek mübalağa olmaz.

İlim İslâm Üniversitelerde kampüs sistemi, doktora, cübbe, kürsü gibi uygulamalar asırlar önce İslâm âleminde uygulanmış, bilâhare Batı’ya geç­miştir. Batılılar Ortaçağda Müslümanların her türlü eserlerinden faydalanmışlardır. Binbir Gece Masalları (Fransa’da 12 cilt halinde kaç defalar baskısı yapılmıştır, İngilizcesi 16 cilt halinde basılmıştır),(2) Alâeddin ve Sihirli Lam­bası, Sinbad, Şehra­zad, Ali Baba ve Kırk Haramiler gibi, İslâm âle­minin temel eserleri, Batıda asırlarca okunmuş, hatta bazıları İncil­den bile çok okunmuştur.(3)

İbni Sînâ’dan öncekiler, meselâ Yunan filozoflarından Aristo ve Galen, kanın kalpten çıktığını fark etti­ler ama tekrar kalbe döndü­ğünü anlayamadılar. O, kanın kalpten çıkıp kalbe girdiğini ve deve­ranı esnâsında gıdaları gerekli yerlere taşıdığını keşfetti. Şeker has­talı­ğında idrar­daki şekeri keşfetti. 1596 da Venedik’te basılan bir eserinden öğrenildiğine göre, bel kemiğindeki eğrilikleri ve kam­burlukları, düzelt­mekte idi. Halbuki bu usul, ondan asırlar sonra 1896’da “Calot. de Beck” tarafından pratik sahaya çıkartılabilmiştir. Kaynatma ile suyun mikroplardan arındırıl­ması, damıtılması, afyon ile uyuşturulup ameliyat yapılması vb. birçok ke­şifleri vardır.” Ba­tıda ilk defa kaynatılmış havlu kullanan, asistanları­nın elle­rini yıka­tan doktor 1875 târihinde Josehpe Lister’dir.(4)

Bilhassa Avrupa’da tıp bilimi bir zamanlar can veren değil can alan bir ölüm makinesiydi. Hem de çok değil, yalnızca iki asır önce­sine kadar. Bugün sosyal hayatın her safhasında ama özellikle tıp sahasında olmazsa olmaz denilen temizlik kavramını bile Batılılara kabul ettirmek için 19. Yüzyılın sonunu beklemek gerekti.

Macar Doktor Philippe Ignace Semmelweiss 1850’li yıllarda yaptığı ameliyatlar öncesi ellerini yıkadığı zaman yâni “dezenfekte-steril” kuralını uyguladığı zaman hastaların enfeksiyon kapıp ölme­lerinin nerdeyse sıfıra düştüğünü gözlemledi. Elller yıkanmadan yaptırılan doğumlarda ölüm oranı % 96 iken, eller yıkandıktan sonra ölüm oranı % 023’e indiğini fark etti. Pasteur'ün iltihap taşıyıcısı mikro organizmaları keşfine henüz 50 yıl vardır. Mikrop, virüs, basil bilinmemektedir. Semmelweiss bunu sâdece tecrübesine dayanarak ilân eder ve bütün cerrahların uygulaması gerektiğini tavsiye eder,  ama tıp çevrelerince aforoza uğrar. Yüzüne tükürülür, Viyana Üni­versitesindeki işene son verilir. Açlığa terkedilir. O kadar mahalle baskısına maruz kalır ki, 47 yaşında çıldırarak ölür. Fakat ölümün­den bir müddet sonra bu buluşu evrenselleşir ve milyonlarca insanın hayatını kurtarır ve kurtarmaya devam eder.(5)

Dipnotlar:

1- Ahmet Gürkan, a. g. e. s. 462.

2- İbrâhim Kalın, “Ben, Öteki ve Ötesi”, İnsan Yay. 2018 14. Baskı, İst. s. 345.

3- Will Durant, “İslâm Medeniyeti”, s. 150; İbrâhim Kalın, “İslâm ve Batı”, s. 54. 

4- R. Şükrü Apuhan, “Hedefe Yürürken”, Timaş Yay. 1987, s. 23.

5- http://www.radikal.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/semmelweiss-686376/

Yorumlar

  • yorum avatar
    Murat
    14-07-2021 12:01

    Abdullah bey Tarık 5-6-7 ayetlerde insanın yaratılışından bahsederken meninin insanın bel ve göğüs kafesi arasından çıktığı söyleniyor. Ama modern tıp meninin testislerde oluştuğunu tespit etti. Bu duruma nasıl bir izah getirirsiniz?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

tokyobet-tokyobet-nerobet-tokyobet-goldenbahis-tokyobet-levabet-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ngsbahis-ngsbahis-tokyobet-nerobet-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ilelebet-betibom-ajaxbet-trendbet-anadolucasino-heybet-paribahis-aresbet-