Konya
12 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    60933.530$

Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Velâdeti

15 Kasım 2018, Perşembe 08:34

Allah’a hamd, Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) salât ederim.

19 Kasım 2018 Pazartesi- (12 Rebîu’l Evvel 1440 hicrî yıl);  Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizin bu dünya’ya teşriflerinin sene-i devriyesidir. Allah (c.c.) şefâatlerine eriştirsin.

Bugün Mevlid-i Nebî; neşe, sevinç günü. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hâtemü’l-Enbiyâ Muhammed Mustafa(s.a.v.)’nın dünyayı teşriflerinin yıldönümü bugün.

Bugün, beşeriyetin, en kutlu doğumuna şahitlik ettiği mübarek bir gündür.

Bugün, insanlığın en kurak, en makûs dönemlerinden birinin daha sona ermeye yüz tuttuğu gündür. Bugün, Âdemoğlunun efkârını kaplayan küfür ve cehalet bulutlarının bir kez daha dağılmaya mahkûm olduğu gündür. Bugün, yerlerin ve göklerin Muhammedî nura gark olduğu gündür.

Ey mübarek nurlu hatemü’l-enbiya, 

Kur’anı nazil eden sen Salavât diyer» (Şiru’l-Muxadramin, 53-54).

  O’nun doğduğu geceyi fakirlere sadaka, yoksullara yemek vermek, Kur’an okumak, çokça salâvat getirmek ve nafile namaz kılmak gibi çeşitli faaliyetlerle, hicri üçüncü asrın başlarından itibaren kutlamaya başladıkları söylenmektedir.

Milletimiz O'na hayrandır. O'nun adına sığınmış evlatlarımız yarına O'ndan gelen ruh ve beden temizliği ve ilim aydınlığı içinde hazırlanmaktadır. Milletimiz, Mustafalar, Mehmetler yetiştirir ve "Ad ı güzel kendi güzel Muhammed"e ilahiler söylerken, şairlerimiz de bin yıl boyunca bu vefa duygusu ile her vasfına hayran oldukları "Sevgililer Sevgilisi"ne güzelim Türkçe ile nice ilahiler terennüm etmişler; naatler, mevlidler yazmışlardır.

Hz. Peygamber’in doğum yıldönümüyle ilgili kutlamalar, belli bir dönemden sonra peygamber sevgisinin bir göstergesi olarak hemen bütün Müslüman toplumlarda dinî ve toplumsal hayatın önemli bir unsuru hâline gelmiştir. İslam bilginlerinin bir bölümünün duruma göre mekruh, haram ve bid’at diye fetva vermelerine karşın, halkın dini hayatında iyiden iyiye yerleştiğinden, bu dini merâsim, “âdet-i müstahsene” kabilinden “bid’at-i hasene” olarak meşrûlaştırılmıştır. Yüzyıllardır Müslüman toplumlarda kutlanmasına rağmen, ülkemizde, mevlid merasimleriyle ihyâ edilmeye çalışılmaktadır.

Esas itibariyle mevlid,‘Hz. Muhammed’in doğumunu anma bayramı’, ‘Hz. Muhammed’in doğumu menkabesi’ ve ‘Arap ve Türk edebiyatında Hz. Muhammed’in doğumunu ve ona bağlı olarak hayatını, mucizelerini, gazalarını, güzel ahlâkını ve vefatını övgü ile anlatan eser’ anlamına gelmektedir.

Bu kelimenin en geniş tanımını son dönem Osmanlı mutasavvıf ve ilim adamlarından Abdurrahman b. Yakub Çelebi yapmıştır. Ona göre “mevlid, konusu ve hikâyeleri bakımından, Hz. Peygamber’in hayatını konu alan siyer ilminin bir parçası Rebiü’l evvel ayında Müslümanların dünyevî ve uhrevî iyilikler elde etmek maksadıyla toplanıp Kur’an okuma, salât ve selam getirme, Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (sav) üstünlüğü ile ilgili şiir ve ahbâr nakletmeleri, iyiliklerde bulunma, sevinç gösterileri yapma, yemek ve tatlı yedirmeleridir.”(1)

K. Kerimde: “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”(2).

“Muhemmedün beşerün ve leyse ke’l-beşer

            Bel hüve yakûtun ve’n-nâsü ke’l-hacer.”

“Alleme'l-esmâ”da ismin sûresi,

İki “mim” bir “dal”ı “hâ”ya bağlamış.(3)

Rabbimiz! Mevlid-i Nebi’yi ülkemiz, gönül coğrafyamız ve bütün insanlığın huzuruna vesile eyle! Rabbimiz! Bizleri kendine hakiki kul, habibine gerçek ümmet olanlardan eyle!

Bayram havası içinde icra edilen mevlid-i şerif merasimlerine ilgi gösterilerek bu mübârek gecenin feyz ve bereketinden müstefîd olalım.

Bu duygu ve düşüncelerle mevlid-i nebî  mübârek olsun, tebrik ediyorum.

Dipnotlar:

(1) Abdurrahman b. Yakub Çelebi, Risâle-i Mevlid-i Serif, İstanbul 1286/1869, s. 18.

  1. Tevbe suresi, 9/128. ayet.
  2. Bakara 2/31. Ayete telmih vardır. Allah (c.c.) Hz. Adem’e isimleri öğretirken O’nun adını “MUHAMMED” diye belirlemiştir. Bunun Arapça yazılışında ise İki MİM; bir HÂ ve bir de DÂL harfi vardır. Bunların hepsi de birbirine bitişik, bağlı yazılıdır. ()
  3. TÜRK TOPLUMUNDA MEVLİD MERÂSİMLERİNİN YERİ VE FONKSİYONLARI (ISPARTA VE ÇEVRESİ ÖRNEGİ)*Adem EFE**

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.