Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2423.2
  • BIST
    10067.82
  • BTC
    62884.24$

Hıristiyanlığın Kısa Tarihçesi (1)

01 Nisan 2019, Pazartesi 12:10

Hz. İsa Filistin’in Galile bölgesinde, Nasıra kasabasında Bakire Hz. Meryem’den bir Yahudi olarak doğmuş, Yahudi gele­neklerine göre büyümüş ve 30 yaşına geldiğinde risaletle (pey­gamberlikle) görevlendirilmiştir. Kendi­sine 82 kişi inan­mış(1), bunlardan 12 kişiyi kendisine yardımcı seç­tiği için bun­lara ‘Ha­vârîler’ denmiştir.(2)

Üç seneye yakın kısa bir süre peygamberlikten sonra, Kur’an-ı Kerim’in bildirdiğine göre Hz. İsa’yı ihbar eden Yehude İskoriyot Hz. İsa’ya benzetilmiş, o çarmıha gerilmiş, Hz. İsa da Allah tarafından ref edilmiştir(3) (göğe çekil­miş). Hıris­tiyan inancına göre de; Yahudiliğe ihanet, Ya­hudi inançla­rına hakaret ettiği gerekçesiyle 33 yaşında, Yahu­dilerin teşviki ve baskısı, Roma idarecilerinin de emri ile çar­mıha gerilip öldü­rülmüş bilahare nezdi İlâhi’ye çekilmiştir.(4)

Hz. İsa’nın verdiği mesajların en önemlisi; “Tanrı krallığı­nın kurulacağı zamanın gelmiş olması inancıdır.”(5) Bugün de Papalığın ve onun öncü kuvvetlere (vurucu timleri) olan misyo­nerlerin en önemli gaye ve hedefleri budur. Bütün dünyayı tek bir Hıristiyan devlet haline getirmek, daha doğrusu bütün dün­yayı Hıristiyan yapıp, Vatikan devletine tabi uydu devletler durumuna getirmek. Me­sela; Papa Jean Paul 1999 yılı Noel mesajında şöyle demiştir: “1’inci bin yılda Avrupa, 2’inci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı, 3’üncü bin yılda da Asya’yı Hıristiyanlaştı­ralım”(6) Bu fikir bütün Hıristiyan mezhep­lerinde vardır. Ama bu gayeye ulaşmak için hiçbir hudut tanımayan ve en tehlikeli senaryoları vizyona koyan ve Siyo­nistlerden daha tehlikeli du­rumda olan Evanjelistlerdir. Yahu­dilerin de tek bir Yahudi dev­leti kurma emelleri ile, Hz. İsa’nın bu husustaki arzusu örtüş­mektedir.

Hz. İsa’nın Romalılar ve Yahudiler tarafından bir şekilde bertaraf edilmesinden sonra, Hava­riler ölüm korkusu ile çeşitli yerlere dağılmışlar, oralarda çok gizli olarak (illegal), çok zor şartlar altında, büyük baskı ve zu­lümler görerek yaşamışlar ve inançları ile ilgili faaliyetlerini M. S. 313 yılına kadar sürdür­müşlerdir.

“Roma İmparatorluğunun Yükselişi ve Çöküşü”  adlı kita­bıyla tanınan ünlü tarihçi Gibbon(7) Roma İmparatorluğu baskısı altında inleyen ilk dönem Hıristiyanlarının çektiği acıları şöyle özetliyor: “İmparatorluk yeni bir kötülüğe, bir salgın hastalığa, açlığa ya da mutsuz bir savaş felaketine uğramışsa; Tevere (Tiberis)  ırmağı taşmış ya da Nil yükselerek yanlara yayılmış zarar vermişse; deprem olmuşsa; mevsimlerin düzeninde deği­şiklik görülmüşse, bütün bunlardan Hıristiyanları sorumlu tutu­yor ve devlet yönetiminin, Hıristiyanlarca işlenen dinsel suç ve kâfirliklere yumuşak davranması nedeniyle tanrısal adaletin kendini göstermesi biçiminde yorumluyorlardı.”(8)

“Dioklasianuş döneminin kudretli generali Galerius, ‘Hı­ristiyanların, henüz askeri bir güce sahip olmadan acilen yok edilmeleri’ fikrini savunarak imparatoru etkilemeyi başardı ve Hıristiyanları toptan yok etmek için müthiş bir operasyon baş­ladı: Önce ordu Hıristiyan askerlerden temizlendi. Yayınlanan bir buyrultuyla: ‘Tanrılara kurban sunmayı reddedenlerin diri diri yakılması bütün eyaletlerdeki kiliselerin tümden yıkılması,  gizli ayin yapanlara ölüm cezası verilmesi, din adamlarının elle­rinde bulunan kutsal kitaplar herkesin gözü önünde yakıl­ması’ emredildi.

Akdeniz havzasının neredeyse tamamına ege­men olan İmparatorluk topraklarında bu emirler harfiyen uygu­landı. Direnmeyi tercih eden çok sayıda Hıristiyan katledildi. Bazıları kiliseleriyle birlikte toplu olarak yakıldı, pek çok kilise yıkıldı ya da satıldı. Bazıları da canlarını kurtarmak için eski dinlerine geri dönmeyi tercih ettiler, bir yerlerden kutsal kitap bulup ya­kılmak üzere putperestlere vermek zorunda kıldılar.”(9)

“Roma’da İrtica Paranoyası:  MS 64 yılında Roma’da bü­yük bir yangın çıktı. İmparator Neron, Roma’yı yakmakla suç­landı. Zalim Neron, bütün çabalarına ve istibdadına rağmen, halkın kafasındaki istifhamları dağıtamadı; nihayet bu şüphe­lere bir son vermek için müthiş bir çözüm buldu: Roma’yı ya­kanlar, bu ülkenin “yüz karası” olan Hıristiyanlardı.  Ve en şid­detli biçimde cezalandırılacaklardı. Derhal operasyon başlatıldı.

Ya­kalanan Hıristiyanlar suçlarını bir bir itiraf ediyorlar(!), suç or­taklarının isimlerini haber veriyorlardı. Onların itirafların­dan(!), Hıristiyan fanatiklerin, Roma halkına ve devletine karşı ‘çok daha korkunç fenalıklar düşündükleri’ anlaşılmıştı. Bu vatan hainleri(!) elbette cezasız kalmayacaktı: Bir bölümü, ya­bani hayvan derilerine sarılarak, köpeklere parçalatıldı. Bir kısmı çarmıha gerilerek öldürüldü. Kimileri zift fıçılarına atıla­rak veya üzerelerine zift dökülerek diri diri yakıldı. Bu yakma işleminin akşamları yapılmasına ve onların vücutlarından me­şale olarak yararlanılmasına özen gösteriliyordu.”(10)

Dipnotlar:

1- Harputlu İshak Efendi, “Cevap Veremedi”, Hakikat Yay. İst. 1995, 12.baskı, s. 86. 

2- Havâriler: Seçilmiş, taraftar, samimi ve özverili arkadaşlar gibi manalara gelir. Hz.İsa’nın kendisine yardımcı seçtiği 12 arkadaşına verilen isimdir. Kur’an-ı Kerim’de birkaç ayette geçer. 

3- Nisa Sûresi, 158.

4- Barnabas İncili’nin 216, 217. Bölümlerde aynen İslâmın tezi dile getiriliyor. Yani Kur’an’ın buyurduğunun aynısı söyleniyor.

5- Markos 1/15.     

6- Banu Avar, “Hangi Avrupa”, Truva Yay. İst. 2008, s. kitaba bakarak bul

7- Edward Gibbon (1737-1794) İngiliz tarihçi ve milletvekili. En önemli çalışması Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi 1776-1788 yılları arasında altı cilt halinde basılmıştır.

8- Edward Gibbon a. g. e. c. 1, s. 547. 

9-Edward Gibbon a. g. e. c. 1, s. 575.

10-Edward Gibbon, c. 1, s. 539; Yaşayan Dünya Dinleri, Komisyon, DİB Yay. Ank. 2010, s. 90.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.