Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2425.3
  • BIST
    10106.87
  • BTC
    61882.11$

GÜNÜMÜZDE TEMİZLİK (3)

20 Nisan 2020, Pazartesi 09:04

Bizim halimizde biraz bu kişinin durumuna benziyor.

Ta­rihte şunlar şöyleymiş, bunlar böyle kirli ve pismiş, falanlar pislik deryasının içinde yaşarlarmış gibi mura­kabe (kontrol) memurluğu yaparken, herkes bizi sollayıp geçivermiş.

  Kemal Sunal bir filminde Almanya’ya gider, adresi kay­beder, telefon yok, tirenden iner kimse yok, soracak Türkçe bilen kimse yok… Avare avare dolaşa dolaşa kenar mahalle­lerden bir yerde duvar dibine işeyen birini görünce “hah işte bu bizden” diyerek hemen koştu ve konuşmaya başladı.

Şimdi bunda biraz mizahtan çok milletimize hakaret var ama gerçek payı da var mı? Var.

 

1995 yılında Ramazan ayında Almanya’nın Düsseldorf şehrindeyim. Diyanet Merkez Camii dernek başkanı hemşe­rim olur, teraviyi kıldık, en arkadan ikimiz çıktık başkan ka­pıyı kilitlerken, çok şişman ve sarhoş bir Alman sallana sal­lana geldi, ona birçok şeyler söyledi. Tabi ben tek kelime Almanca bilmem. O gittikten sonra başkana ne dediğini sor­dum, başkan geçiştirmek istedi ama “yahu yerleri, camiyi işaret ederek birçok şey söyledi ne dedi?” diye ısrar edince başkan tercüme etti: “Ey Türkler! Allahın emri diye bak ne güzel, oruç tutuyorsunuz, namaz kılıyorsunuz, camiye geli­yorsunuz, peki bunlar Allahın emri de, temizlik Allahın emri değimli? Camiye her gelen ağzında sigara ile gelmiş, camiye gireceğinde kapının önüne izmaritini atmış girmiş, şuraya bak, bu nasıl Müslümanlık?” demiş. Haklımı? El hak haklı. Yani biz 21. Asırda Avrupalının ortaçağını mı yaşıyoruz? Dilim varmıyor ama maalesef.

Bu Düsseldorf’un hava limanında sigara içen bir Almanın mübalağa değil 50 m. Ötedeki kül tablasına gidip külünü döktüğünü gözlerimle gördüm. Yanılmıyorsam Bodanze Gölü diye fevkalade temiz, pırıl pırıl bir yer gezdik ve temiz­liğine hayret ettik. Sorduğumuzda göl kirlenmesin ve içindeki canlılar zarar görmesin diye, gölde motorlu vasıtaların kulla­nılması yasakmış. Şehir içinden akan çaylarda bile balıkların oynaştığına şahit olduk. Tavşanların parklarda bizlerle birdir­bir oynamaya kalktıklarını hayretle müşahede ettik. Parklarda insanların ellerinde tuttukları yiyecekleri kuşların ve sincapla­rın gelip korkmadan yediklerine muttali olduk… Ama bütün bunların yanında birçok yerde de köpek pisliklerine basma­mak için büyük gayret sarf ettik.

Sokakta gezip kazara bu ve benzeri pisliklere basan insanların ayakkabılarını çıkarmadan kiliselere geldiklerini de gördük. Filmlerde gördüğümüz ka­darıyla kral ve imparatorlarının önünde yerlere kadar eğilip secde eden Hıristiyanların, Allah’ın huzurunda yani kilise­lerde, bizim camilerimizde yaptığımız gibi, başlarını eğme lütfunda bulunmadıklarını da gördük…

Çorumdaki antik yerleşim birimi Hattuşaş’ı gezen Japon prensi Mikasa’nın arazide bile içtiği sigara küllerini elinde gezdirdiği kül tablasına döktüğünü, açık araziye atmadığını gazeteler yazmıştı.(1)

Çevre kirliliğini azaltmak için dünyada birçok memlekette marketlerin bedava poşet vermesi yasaklanmaktadır.(2)

Yüce Rabbimiz asırlar öncesinden Rûm Sûresinin 41’inci ayeti ile konuya dikkat çekmiş, insanların kendilerine emanet olan ve başka bir benzeri bulunmayan dünyayı hor ve hakir kullanmaları sayesinde ifsad edeceklerini, tabii dengeleri bozacaklarını ve yine zararını kendilerinin çekeceklerini ha­ber vermiş ve şöyle buyurmuştur:

 “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle ka­rada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”(3)

Dünya bize verilmemiştir, emanet edilmiştir. Ama insa­noğlu bu emanet riayet değil, hıyanet etmektedir. Hâlbuki Cenâb-ı Allah “emanetlere hıyanet edilmemesini”(4) emret­mektedir. İnsanlar bu emre ittiba etmedikleri, uymadıkları için dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirdiler ve bugün var güçleriyle uzayda kendilerine yer aramakta, kısa zaman sonra dünyanın tamamen yaşanmaz bir yer olacağını bildikleri için gezegenleri parselleyip satışa çıkarmaktadırlar.

Günümüz insanları o kadar bencil ve egoist oldular ki, varsa yoksa kendileri, kendi zevkleri, istekleri, arzuları, bu hususta hiç had ve hudut tanımamakta, isteklerinin sonu ve intihası olmamakta, gelecek nesillerini akıllarından bile geçir­memektedirler.

Dipnotlar:

1- Milliyet Gazetesi, 13.  05.  2004. 

2- TÜBİTAK Bilim Ve Teknik Dergisi, Ağustos 2008,  sayı 489, s. 29. 

3- Rûm Sûresi 41.

 4- Enfâl Sûresi 27.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.