Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2427.4
  • BIST
    10067.82
  • BTC
    62928.46$

Güneş Sistemi ve Müslüman Âlimlerin Görüşleri (1)

04 Mart 2021, Perşembe 08:53

Burada takriben güneş gibi 300 milyar yıldız var. Güneş orta büyüklükte olmasına rağmen, kendine bağlı uydu ve gezegenler sisteminin büyüklüğüne bir göz atalım:

Saatteki hızı 1000 km. olan bir yolcu uçağına binip yola çıksak; İlk olarak dünyâmızın uydusu, en yakın komşumuz Ay’a 17 gün sonra varırız. Bize en yakın Güneş gezegeni olan Ve­nüs’e 4,5 yıl, Mars’a 6 yıl 9 ay, Merkür’e 10 yıl, Jüpi­ter’e 76 yıl, Satürn’e 152 yıl, Uranüs’e 425 yıl, Nep­tün’e 675 yıl, sonra varabi­liriz. Güneş siste­mimizin en uzak gezegeni olan Pülu­ton’a ise 700 küsur yıl sonra va­rabiliriz.(1)

Bizim hayal dünyâmıza göre çok çok büyük, fakat Evre­nin bü­yüklüğü ve gerçekleri yanında, bir zerreyi bile ifâde etmeyen, mikro tabirlerle ancak ifâde edile­bilen Güneş siste­minden milyarlarca hatta daha büyük sistemler vardır.(2)

Saman­yolu’muz içinde, bâzı­ları çok daha büyük olmak üzere Güneş siste­mimiz gibi 300 milyar sistemin ol­duğu tah­min ediliyor. Üstelik bu mil­yarlarca sistemden Saman­yolumuz içinde bize en ya­kın yıldız olan Alfa Centura’nın ışığı bize 4,5 yılda (tak­riben 40 tril­yon km. uzakta)(3) gelir. Saatte 1000 km. giden bir uçakla, semâda gördüğü­müz yıldızlardan bize en yakın olan bu yıldıza varmaya kalksak, 16 milyon yıl sonra ancak varıla­bilir.(4) Üstelik Kâinatta (Evrende) bizim Saman­yolu’muza benzer 200 milyardan fazla Gö­kadanın yâni Saman­yolunun olduğu tahmin edilmektedir.

İçine 1 milyon 300 bin âdet dünyâ sığacak kadar büyüklükte ve kütlede olan Güneşten, 150 milyon kez daha büyük kütleli gök ci­simleri vardır.(5) Güneşten 1 milyar kez daha parlak yıldızlar var­dır.(6) Güneşin içinde bulunduğu Gökada’dan (Saman­yolun­dan) 100 milyar kez daha büyük Gökada­lar tespit edilmektedir.(7) Güneş gibi 1 tril­yon yıldız toplulu­ğuna sâhip samanyolları(8) bulunduğunu ilim adam­ları açıkla­maktadır­lar.

Yeni yapılan ilmî çalışmalar netîcesi astronomi âlimleri Evre­nin; daha önce verilen 13,7 veya 15 milyar ışık yılı değil, en az 75 milyar ışık yılı genişli­ğinde ola­bileceğini dillendirmeye başladılar.(9) Bunun tarifi ve idraki çok zor ama şöyle diyelim: Evrenin bir ucunda bir yıldız pat­laması olsa, sani­yede 300 bin km. yol almasına rağmen, bu patla­manın ışığı, evrenin öbür ucuna 75 milyar sene sonra ulaşa­cak demektir. Allahü ekber!

Biz Müslümanlar günde onlarca defa “Allâhü Ekber – Allah en bü­yüktür” derken, bunun idraki ve bilinci içinde olmamız gerekir. Bunu ha­tırla­mamız ve tefekkür etmemiz icap eder. Böyle bir yaratı­cının huzûrunda eğildi­ğimizi, hiçbir faninin huzûrunda eğmediğimiz şerefli alnımızı, tozlara top­raklara sürtüp, secde edip, O’nun ululuğu karşısında aczimizi itiraf et­memiz gerekir. Bu büyüklük, bu azamet, bu kudret sâhibine iltica edip, sığınmamız gerekir. O’nun Allah’a firar edin”(10) emrine ittiba edip (uyup), her türlü kötülük veya kötülerin şerrinden O’na kaçmamız, sığınmamız gerekir.

İşte bu akıllara durgunluk veren ve inanılması güç ger­çekleri, Big Bang teorisini ve evrenin genişlediğini, bu enteresan bilgileri ilim adamları yarım asır önce keşfetti ve dünyâya du­yurdu, ama İslâm bunu 1400 sene önce, yüce kitâbı ile bütün insan­lığa ilân etmiştir. Zâriyât Sûresinin 47. Âyetinde Yüce Allah şöyle buyur:

 “Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette geniş­leti­ci­yiz.”

Güneşin ve yıl­dızların başlangıçta bir bütün olduğu, an­cak sonra­dan ay­rıl­dığı ilmen kesinlik ka­zanmıştır. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde ancak fikir olarak ortaya atı­la­bilen bu ilmî gerçeği, Kur’ân-ı Kerim 1400 sene önce şöyle dile getirmiştir:

 “(İnanmayanlar) Görmezler mi ki, gökler ve yer birbirle­rine biti­şik­ken onları birbirinden ayırdığımızı bilmez­ler mi? Hâlâ inanmı­yorlar mı?”(11)

Kur’ân; bugün bile hâlâ gerçekleştirilemeyen, bilim kurgu filmlerine senaryo teşkil eden, ama inanıyorum ki ya­kında gerçekleşecek olan “Maddenin Işınlanması” konusunu bile asırlar önce işlemiş, örnek vermiş ve bunun mümkün olduğunu zihinlere ve hâfızalara yerleştirmiştir. Bu hususa da, en somut misal, Kur’ân’daki Belkıs Kıssasıdır.(12)

Dipnotlar:

1-Taşkın Tuna, “Uzayın Sırları”, Boğaziçi Yay. İst. 2005, 8. Bask. s. 93.

2-Taşkın Tuna, “Uzayın Sırları”, Boğaziçi Yay. İst. 2005, 8. Bask. s. 93.

3-TÜBİTAK, Bilim ve Teknik Dergisi, Ağustos 2002, sayı 417, s. 38; TÜBİTAK, a. g. d. Eki, Yeni Ufuklar Mayıs 2007, s. 2.

4-Taşkın Tuna, a. g. e. s. 93.

5-TÜBİTAK, a. g. d. 2006, sayı 463, s. 12.

6-TÜBİTAK, a. g. d. 2004, sayı 444, s. 6.

7-TÜBİTAK, a. g. d. 2004, sayı 441, s. 14.

8-TÜBİTAK, a. g. d. 2006, sayı 465, s. 12.

9-TÜBİTAK, a. g. d. 2004, sayı 442, s. 10.

10-Zâriyât Sûresi, 50.

11- Enbiyâ Sûresi, 30.

12 - Neml Sûresi 27. Âyetten itibaren.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.