Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2428.9
  • BIST
    10055.98
  • BTC
    62557$

EVLİYA (1)

30 Kasım -1, Pazartesi 00:00
Dervişlik baştadır taç’da değildir

Kızdırmak oddadır saç’da değildir

Ararsan Mevla’yı gönülde ara

Kudüs’te, Mekke’de Hacda değildir 

      

Muhyiddinem dervişem

Hak yoluna girmişem

On sekiz bin âlemi

Bir zerre de görmüşem

 

“İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına  (veli kullarına)  korku yoktur ve on­lar üzülmeyecekler de. Onlar iman edip de takvaya ermiş olanlardır.”([1])

Allah’ın dostlarına halk, evliyalar demiş. Bunlar farklı insanlardır, halkla Peygamberler arasında bir sta­tüleri vardır. Bunları bilip dost olabilmek de bir marifet­tir. Hani “dostu­mun dostu dostumdur” denmiş.

 Necip Fazıl merhum bu hu­susa şöyle işaret eder:

Düşünün ben ne büyük rütbeye tutkuluyum

Zira onun kulunun kölesinin kuluyum

 

Bütün tarikatların kökü Ahmet Yesevî’ye dayanır. Onun soyu da Hz. Ebubekire ulaşır. Onunda ilham ve irfan aldığı kaynak malum Allah Resülüdür.

Fakat o büyük Pir, ahir zamanda bu işin ne kadar sulan­dırılıp istismar edileceğini bilmiş ve keramet olarak keşfet­miş olacak ki; şöyle demiş:

Başiga destar sarar

İlmi yok neye yarar

Oku yok yayın kurar

Ahir zamanın şeyhleri

 

Hz. Mevlânâ; “Allah bir kimseyi rezil ve rüsva etmek dilerse, onu Enbiya ve Evliyaya dil uzattırır.” (812) buyu­rur.

 Gerçek velilerin ayaklarını öperiz ama günümüzde gerçekten çok istismar ediliyor ve bunlar yüzünden Yüce Dinimiz zarar görüyor. Şâir boşuna dememiş:

Dini bozmaktan yana ikisi de bir safta

Taş kafalı kâfirle bilgisiz kaba softa

 

Yunus bu işin yani gerçek Allah dostu olabilmenin, erenler gurubuna gi­rebilmenin kolay bir iş olmadığını söyler:

 

Dervişlik olsaydı taç ile hırka

Biz dahi alırdık otuza kırka

 

Bu işi kolay zannedip işin zahiri ile, kabuğu ile yetinenlere, öze ineme­yenlere de şöyle stem eder:

Ele geleni yersin

Dile geleni dersin

Böyle dervişlik kalsın

Sen derviş olamazsın

Sen Hakkı bulamazsın

 

Yahya Kemal merhum da Anadolu’ya gelen, insanları terbiye eden, onla­rın mayasını edep, ahlâk ve aşkla yoğu­ran, Osmanlıyı Osmanlı yapan öz ve cevheri onlara ka­zandıran Alperenlerin günümüzde olmadığını, yozlaşma ve dejeneras­yonun ondan kaynaklandığını yazıyor:

Abâ var, post var meydanda er yok

Horasan illerinden bir haber yok.

Uzun yollarda durdum hiç haber yok,

Diyâr-ı Rûm’a gelmiş evliyâdan

 

Dipnotlar:

Od: Ateş, Saç: Üzerinde ekmek pişirilen metal, Başiga: Başına, Destar: Sarık,

[1]- Yûnus Sûresi, 62.

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.