Konya
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2428.9
  • BIST
    10055.98
  • BTC
    62557$

Evde Sivil Katliamı (2)

14 Ağustos 2020, Cuma 08:55

Şehit edilen polis, asker, öğretmen… hanelerinin ad­res­le­rini sormazken, öldürülen PKK militanlarının ailele­rine baş sağlığı için ta Avrupalardan gelen, Amerika’dan teşrif edip(!) taziyede bulunun o kelli-felli parlamento üyeleri de ortalıkta görülmedi.

Vatan ve milletine, ekmeğini yediği, havasını teneffüs et­tiği topraklara ihanet eden, şehit kanlarıyla sulanan bel­de­leri­mizi, şöhretini ve menfaatini borçlu olduğu Haçlılara peş­keş çeken sözüm ona aydınların mahkemelerini lebalep dol­duran ABD ve AB’lı aydın ve kariyer sahibi(!) İnsan­larda orta­lıkta arz-ı endam etmedi. 

Takriben bir asır önce olduğunu iddia ettikleri soykı­rım safsataları ile tepemizden inmeyen, başımızda değir­men çe­ken, her platformda yüzümüze vuran, bunun için kanunlar çıkaran, destanlar yazdıran Haçlı temsilcisi li­derlerimizde leşler misali sessiz ve hissiz kaldılar.

Hatta BM resmen vurulan gözlem noktasında 4 BM  askerinin ölümü için İsrail’i kınaya­madı bile.(1)

Kızılhaç işareti olan hastaneleri vurmuştur. BM’nin sı­ğınma yerlerini bombalamıştır. Kimyasal silah kullan­mış­tır.(2) Lübnan’ın Güneyindeki Kana kasabasını bombala­yan İsrail uçakları, bir binanın sığınağında saklanan bir tek binada 37 si çocuk 60 kişiyi öldürmüştür. (Çocukların ço­ğunun em­zikleri ağzında iken öldüler-Resimler). Katliam görüntüle­rini bazı devletler kına­makla yetindiler.(3)

BM ve dünya devletlerinin bu pasif ve merhametsiz tu­tu­munu Hasan Pulur, “Barış palavraları” makalesinde şöyle de­ğerlendirmiştir:

İNANMAK ile güvenmek birlikte olmalı. İnsan gü­ven­me­diğine inanabilir mi? Örnek çok tarih boyunca...
Bugün İsrail'in Filistin katliamını seyredenlerin "barış pa­lav­raları"na güvenecek miyiz ki inanalım? Çoluk çocuk katliam yapılıyor, bebek cesetleri en gelişmiş iletişim araçlarıyla dün­yanın gözüne sokuluyor, herkes güya deh­şet içinde... 

Ne yapılıyor? "Barış palavraları" atılıyor. Şimdi biz, bu palavralara inanacak mıyız? Asla!

1974'te İsrail'deydik; Golan Tepeleri'ne yakın bir yerde İs­railli binbaşıya Birleşmiş Milletler'in kararlarını hatırlattık. O kararlarda, İsrail'in işgal ettikleri yerden geri çekilmesi isteni­yordu(!)

Tercümanımız söylediklerimizi İsrail subayına anlattı, o da, müstehzi, sırıtarak bize sordu: "Bu kararlar nerede alın­mış?"

Biz de adamın attığı oltaya yakalandık: "Birleşmiş Milletler'de, New York'ta" Binbaşı boynundaki dürbünü gözle­rine götürdü, Suriye topraklarını taradı, sonra üzün­tüyle başını salladı:

 "New York çok uzak, göremiyorum(!)"

Gerçeğin karşısında sustuk. Yalnız biz mi? O düşü­nür­ler, siyasetçiler, binlerce kara kaplı kitaplarda yazılı olan­lar, barış havarileri, cevap buydu...  Aradan 30 yıldan fazla geçti, ger­çek değişmedi; hak, hukuk, adalet hepsi bir yana "güç, kuv­vet" bir yana... (4)

Can Dündar 20. 07. 2006 tarihli Milliyetteki “Biz Na­sıl Kahrolmayalım Beyrut” makalesinde ABD ve İsrail hatırına bizim bile niye bu kadar sessiz ve hissiz kaldığı­mıza hayret ediyordu.

Semih İdiz’de İsrail’in Nazi taktikleri kullandığını yine İs­railli bir analistin sözlerini naklederek hayretini ifade edi­yordu: “İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'in gü­ven­lik analisti Amir Oren, 25 Ocak 2002 ta­rihli yazısında, Var­şova Getto­su'nda ayaklanan Yahudi­lere karşı Nazilerin uy­guladıkları taktiklerin Cenin'deki Filis­tinlilere karşı uy­gulan­masını isteyen "kıdemli bir su­bayın" sözlerine yer vermişti.

İsrailli şair Yitzak Laor da, "London Review of Books" için 9 Mayıs 2002'de yazdığı "Cenin'in Ardından" başlıklı yazı­sında, bu subayın düşüncesinin "münferit" olmadığını belir­terek şöyle demişti: "(Söz konusu subayın) birçok silah ar­kadaşı, bugün İsraillileri kurtarmak için, kendi soylarından olan insanların kurban olduğu o korkunç savaşta edinilen bil­gilerin kullanılmasını doğru bulu­yor."(5)

 

İsrail'in, Hizbullah'ın iki askerini kaçırması üzerine Lüb­nan'a karşı giriştiği saldırıda pek çoğu sivil ve 350’si, 12 ya­şın altında masum çocuk olmak üzere(6) en az 1130 kişi haya­tını kaybetti, 3600 kişi yaralandı. Bir milyon kişi mül­teci duru­muna düştü. Ölenlerin

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.