Konya
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    34.88
  • ALTIN
    2454.9
  • BIST
    10235.98
  • BTC
    60689.81$

ELEŞTİRMEYE VE YARGILAMAYA SON VERİN

01 Eylül 2021, Çarşamba 09:00

Zihinsel yorgunluğu en çok gereksiz eleştiri, yargılama ve başkalarıyla düzeltme duygusu oluşturur. Eleştiri ve yargılama, insanda olumsuz etkiler yapar, güçlü görüntünün altında büyük bir çöküntüyü yaşatır ve eleştirisel bakanda büyük enerji kayıplarına neden olur. Bu eleştiri şekli insanın kendinden kaçması, içindeki çöküntüden rahatsız olması ama çıkar üretmek yerine çevresel veya kişisel eleştiriye ve yargılamaya yönelmesi anlamındadır. Yani bu kaçınılması gereken eleştiri türü, özellikle içsel çöküntü halinde olan insanların başkalarına yönelik eleştirileri ve yargılamalarının merkez noktası, kendi zevk ve alışkanlıkları, düşünce ve yaşayış şekillerinin ters orantılı olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca kendisinde olduğu halde hoşuna gitmeyen yönlerini değiştirmek yerine, bu memnuniyetsizliklerini başkalarını üzerinden eleştirerek hafifletmeye çalışma gayretidir.

Eleştiri ve yargılamaya son verin, çünkü hiç kimse, bir başkasını eleştirme ve yargılama konumunda değildir. Çünkü insanların yaşadıklarının, ihtiyaçlarının, duygularının ve kapasitelerinin farkında değiliz. Bu nedenle ihtiyaçları, kapasiteleri, duygu ve düşüncelerini bilmediğimiz insanlar hakkında yapacağımız eleştiri veya değerlendirmeler, hayatlarında söz sahibi olma yetkisine sahip olduğumuz varsayımını doğurur, bu da son derece yanlış ve yanıltıcı olur.

Bu eleştirisel yaklaşımlar, kişinin yüzüne karşı olduğu kadar, kişinin başkaları hakkında arkasından konuşması yani dedikodu anlamında da, boşa geçen zaman ve boşa tüketilen enerji kaybı olarak da gerçekleşmektedir. Unutmayın, birini cehennemlik ilan etmeniz, sizin cennetlik olacağınız anlamını çıkarmadığı gibi birini geri zekâlılıkla suçlamak sizi üstün zekâlı, birini cahillikle suçlamakta sizi âlim yapmaz.

Enerjinizi yüksek tutmak ve enerji ömrünü uzatmak istiyorsanız, dedikodudan da vazgeçin. Çünkü dedikodu, başkalarının yüzüne söyleyemediğiniz düşüncelerinizi onların olmadığı ortamda dile getirmek, sanki bundan zevk alırcasına sürekli tekrarlamak, bu tekrarlamalarla da zihinsel dağınıklık yaşayarak enerji kaybına yol açmanız oluyor. Ve bunun sonu kesilmiyor, sürekli tekrarlarla devam ediyor. Oysa başkalarının arkasından konuşmakla her seferinden enerji kabı ve zihinsel dağınıklık yaşamak yerine bir seferde yüzüne söylemek, hem zihninizin rahatlamasını sağlayıp sürekli enerji kaybına maruz kalmanızı engelleyecektir. Enerjinizin sağlam kalması ve zihninizin dinç olmasını istiyorsanız, bir başkasının yüzüne söyleyemeyeceğiniz şeyleri arkalarından da konuşmayın.

Zihni meşgul eden ve enerjiyi tüketen bir başka etken de insanın zayıflık göstergesi olan sürekli ağlayıp sızlanma ve şikâyet duygusunun ön planda olmasıdır. Bu sızlanma bazen kendi yetersizliğinden, beklentilerinin gerçekleşmemesi veya gecikmesinden kaynaklanır. Bazen de bu ağlayıp sızlanma, beklentilerinin gerçekleşmemesinin nedeninin başkaları ve olaylar olduğunu söyleyerek onları suçlayıp şikâyet etmesi, onları sorumlu göstermesi olarak ortaya çıkar. Yani problemleri çözmeyi düşünmeden problemlerin sorumluluğunu sürekli dış etkenlere yüklemekle zihinsel yorgunluğunun artmasını sağlar ve çözümsüzlük yaşar. Sonrasında çözümü bulsa bile enerjisinin tükenmişliği, dağınıklığı ve yorgun zihinle çözümlemeyi yapamaz, başarıya ulaşamaz.

Bu zihinsel yorgunluğu ortadan kaldırmanın en çıkar yolu da, bu zihinsel gevezeliği oluşturan belli kalıplardan kurtulmakla gerçekleşir. İnsan, gün içerisinde kendisine kısa bir süre ayırıp zihinsel gevezeliğini dindirir, farklı düşünce yoğunluğu için zihnini açık tutup bilgiye, bilgeliğe açık hale getirir. Bu sayede hayatına yön verecek bilgiler dışında gereksiz olanları düşüncesinden siler, gün içinde ve ilerleyen zamanlarda tekrarlara düşmeden sağlıklı karar verir, enerji kaybına uğramamış olur ve zihni daha verimli olur.

Zihinsel yorgunluğu oluşturan bir diğer faktör de, bugün yapılacak işi yarına veya bir başka zamana bırakmaktır. O an bitmesi gereken şey zihninizi sürekli meşgul eder, başka şey düşünemez olursunuz. Yani bugünün işini yarına bırakmak, yarında o zaman ve zeminin olmamasına neden olabilir, zihinde sürekli onun durmasıyla da bir başka işe yönelememenizi, bütün enerjinizi alıp götürerek aşama kaydedememenizi sağlar. Yani ertelenen her iş, karmaşayla zihinde yer tutar ve bu karmaşa da enerji kaybına neden olur.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Mustafa
    01-09-2021 12:00

    Ama Ahmet abi,dedikodu olmayınca konuşacak birşey bulamıyoruz ki!

  • yorum avatar
    ahmet öztemel
    01-09-2021 10:54

    Sn. Çapanoğlu üstadım;Elinize sağlık. İnşallah herkes alması gerekeni almıştır yazınızdan.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.