Konya
11 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    60748.444$

Dua Etmek Üzerine (5)

17 Eylül 2021, Cuma 09:19

Allah’a hamd, Hz. Muhammed  (s.a.v.)’e salât ederim.

 

Hakka davet etmede seni, salâ ve Ezan,

Kul ol, duada bulun, güzel cenneti kazan !

 

Dualar ise ibadet niyetiyle okunur. İbadetlerin karşılığı da bazen dünyada verilse bile çoğunlukla da ahirete tehir edilir. Bu sebeple, bu okumalarda dünyevi sonuç hemen alınmazsa "duam kabul olmadı, redde uğradı" diye ümitsizliğe düşülmez. Belki karşılığı ebedi hayatta verilmek üzere ahirete tehir edildi, denilerek salât-ü selâma devam edilir...

 

Duadır bu. Az okuyanın az, çok okuyanın da çok sevap alması hem mâ’kul, hem de meşru’ bir sonuç olur. Dünyevi sonuç kesin olmasa da uhrevi sevap; “ihlâsı nispetinde” kesinleşir diye düşünmek doğru olur.

Böyle düşünmenin faydası şu olur; bunca ümitle okunduğu halde dünyevi sonuç alınamazsa, "boşa okuduk" diye bir kırılmaya sebep olmaz, karşılığı ahirette ebedi şekilde verilecek diye ümit bağlantısı devam eder, kopma olmaz. Mühim olan da kopmanın olmaması, ümitsizliğe düşülmemesidir. Okuma azim ve aşkının devam etmesi, bu sevaptan mahrum kalınmamasıdır

Dua bir ibadet olduğuna göre mükâfatı âhirette verilir. İnsanı duaya sevk eden sebepler ise o ibadetin vaktidir.

Meselâ; hava kurak gidip yağmursuzluk devam ettiği zamanlarda yağmur duasına çıkılır. Güneşin batması akşam namazının vakti olduğu gibi, kuraklık da o duanın vaktidir. Yoksa o dua yağmuru yağdırmak için değildir. Çünkü o takdirde dua Allah rızası için değil de, sırf yağmurun yağması için edilmiştir. Bundan dolayı da kabule layık olmaz.

Bunun gibi, insanın birtakım belâ ve musibetlere uğraması, hastalanması, bazı duaların vakitleri sayılır. İnsan böyle zamanlarda çaresizliğini, güçsüzlüğünü anlar, dua ve niyazla İlâhî dergâha iltica eder. İnsan o kadar dua ettiği halde belalar gitmez, hastalıklar geçmez ve netice itibariyle o an için istekler yerine gelmemiş görünür. İnsan, “Duam kabul edilmedi” dememeli, “Duamın vakti bitmedi, daha çok dua etmem gerekir” demelidir. Şayet Cenab-ı Hak, edilen duanın aynısını verse, belayı kaldırsa, işte o zaman duanın vakti sona ermiş olur.

“Duanın en güzel, en lâtif, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:

“Dua eden adam bilir ki, Birisi var ki, onun sesini dinler, derdine derman yetişir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil, bir Kerim zat var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyâcâtını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def edebilir bir Zatın huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp “Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn” der.

     İmam Sadık (a.s.) buyuruyor; “Nasıl ki bulut yağmurun vesilesiyse dua’ da icabetin vesilesidir. Öyleyse eğer bulut olmadan yağmur yağmıyorsa, dua’ da olmazsa insanın istediği netice (maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesi) olmayacaktır.” (1) 

Dua; Emir Buhari(k.s.) anlatıyor:

“Kudüs’te bulunduğum zamanlarda Kudüs’ün İmamı bizi sevdiği için Kudüs Medreselerinin birinde bize bir oda verdiler. Orada kaldım. Medrese görevlisi bize iki ekmek getirdi. Ve “ bu odanın tayinidir” dedi. Ben: ”vakıf ekmeği yemeyi kabul etmedim” ve:

-İhtiyacım yok gerekmez, dedim. Kayyım:

-Al da başkasına ver, çünkü “ zengindir” diye seni bu odadan atarlar.

-Senin olsun dedim.

Daha sonra hatırıma şöyle bir şey geldi. Yazı yazma gibi bir işimiz olsa da ondan günde bir akçe alıp geçimimi temin etsem.

            Hemen Arab’ın biri içeri girdi ve:

            -Efendimiz, yazı yazmayı bilir misin? Dedi. Ben:

-Evet dedim. Bir kitap göstererek

-“Bu kadar yazabilirsen yaz, bunun her kâğıdına günde bir akçe, dilediğin kadar yaz” dedi.

Kabul ettim. Kalem, divit ve kâğıt getirdi. Orada olduğum müddetçe günde bir kâğıt yazıp, aldığım bir akçeyi nafaka edinerek kimseden sadaka almaz, hocalar gibi geçinirdim.” (2)  

Kudüs ve Mescid-i Aksa için Allah (c.c.)’dan zalim. Yahudilerin kendi kazdıkları kuyuda kahr-u perişan olmalarını, hile ve desiseleriyle bozguna uğrayıp mukaddes beldelerde inanç özgürlüğünü hiçe saymalarından dolayı Aziz Allah’tan İzzeti ve Celal Hakk’ı için Müslümanları muzaffer kılmasını, bu vahşetin sorumlularının cezasının ahirete kalmadan dünyada çekmelerini dualarımda istiyorum. Âmin.

Dualarımızın kabulü dileğiyle…

Dipnotlar:

(1)-(Usul-u Kafi,  C:4, S:217)

(2)- İstanbul’da Buharalı bir mutasavvıf Emir Buhari Cemal Kurnaz Mustafa Tatcı Kültür Bak. Yy. sh 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.