Konya
11 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    61123.750$

Bozmak yerine yapmak

17 Ekim 2020, Cumartesi 09:30

Öğretmen sınıftaki zeki fakat kıskanç öğrenciye:

- “Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?” diye sordu.

Öğrenci, bir süre düşündükten sonra,

- “Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum” dedi. “En iyi ben olmalıyım.”

Öğretmen masadan kalktı, eline bir parça tebeşir aldı ve yere 15 cm uzunluğunda bir çizgi çekti, kıskanç öğrenciye bakarak,

- “Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?” dedi.

Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip, içinde çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç yanıt verdi.

Öğretmen, yanıtları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti.

- “Şimdi birinci çizgi nasıl görünüyor?” diye sordu.

Öğrenci utana sıkıla,

- “Daha kısa” diyerek başını öne eğdi.

Öğretmen bu yanıt üzerine öğrencisine unutmaması gereken şu öğüdü verdi;

-Bilgini ve yeteneklerini artırarak kendi çizgini uzatman, rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir…

Hayata bakınca bu küçük öğrenciden farkımızın kalmadığını düşünüyorum. Herkeste olmasa da çoğumuz da karşıdakini geçemiyorsak onu durdurma çabası var. Geçmek için kendimizi paralamak yerine onu yavaşlatmayı daha basit görüyoruz. Hatta bunu deyim haline getirdiğimiz bir söz ilede ballandıra ballandıra anlatıyoruz. O benim ayağımı kaydırdı. Çok yükselmişti ayağının kaydırılacağı belliydi. Onun rakibi olursan mutlaka ayağını kaydırır. Bana diklenme ayağını kaydırırım senin gibi gibi…

Şiddetin psikolojik halidir bu cümle. Ve oldukça yaygındır günümüzde. İşinde, okulunda hayatın her yerinde karşına çıkar bu cümle sana yada yanındaki birine ama mutlaka çıkar ve sen de duyarsın. Ne yaparsın peki ya susar kabuğuna çekilirsin yada dik durur ayağın kaymasın diye başkasının ayağını kaydırma savaşı verirsin.

Ne kadar doğru yada doğruluk payı var mı bilmem. Bildiğim öyle yada böyle bu savaşın içine hayatınızın herhangi bir dönemin de isteseniz de istemeseniz de çekilmiş olmanız. Savaşa girdikten sonra da yöntemler kişiye göre değişiyor zaten ama yöntemi sonucu ne olursa olsun o savaş oluyor.

Kimse ya demiyor uzun bir çizgi çek diye yada diyenler varsa da denilenleri duyan yok ortada. Savaş kokusu yayıldı mı kimse kendi çizgisini uzatma derdine düşmeden ötekilerin çizgisini bölme peşinde oluyor. Sonrası hüsran. Birileri kazanıyor birileri kaybediyor. Birileri liderlik çanları çalıyor. Ama asıl kaybeden insanlık oluyor. çünkü insanlar insanlık sıfatından yoksun oluyorlar.

İnsanlar insanlıktan bir haber yaşıyor. Ne acı insanım derken insan olamamak…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.