Konya
12 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    60839.870$

Bir Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var

10 Ekim 2020, Cumartesi 09:11

“Bir kahvenin 40 yıl hatırı var” deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyonun hikayesine dayanır.

1895 Eminönü Yemiş İskelesi, balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti; “Bre, herkese benden okkalı bir kahve, ama şurada oturan Rum palikaryas’ına yok. Ona, kahvem de akçem de haramdır” der.

Bilge Yusuf kahveleri ikram eder, bir kahve de Palikarya Stelyonun önüne koyar. Zabıt adeta kükrer. “Ben, ona haramdır demedim mi Yusuf”.

Bilge Yusuf, hiç istifini bozmaz “Komutan, o kahve benden, ona da helaldir.” der. Stelyo minnetle bakar Yusuf’a.

1905 olur, Samos (Sisam) arasında Rum isyanı başlar. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır. Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer. 2 yıl yatar Samos zindanlarında. 2 yılın sonunda Rum çeteciler, esir pazarında satışa çıkarır Yusuf’u. Mezat da 5 para, 7 para sesleri arasından bir ses yükselir.

– O Türk’e benden 5 kuruş, hemen alıyorum.”. Sessizlik hakim olur. Rum alır Yusuf’u arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur, döner Yusuf’a

– “Serbestsin Bilge Yusuf ” der.

Yusuf inanamaz duruma, Rum’un ellerine kapanır. 

–“Beyim, kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın ” der. Rum döner Yusuf’a

–“Ben balıkçı” der. Yusuf çözemez durumu, adamı tanımaz bile. Rum, uzun uzun anlatır. 12 yıl öncesine, Yemiş iskelesine döner, detaylarıyla o günü anlatır ve “İşte ben, bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo” der. Göz yaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar. Stelyo, Yusufu, kaçak yoldan İstanbul’a gönderir.

Bu dostluk 35 yıl devam eder. Her yıl birbirlerini ziyaret ederler. Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına, torunlarına anlatırlar dostluklarını ve “Bu kahvenin 40 yıl hatırı var ” derler.

Eee kahvenin 40 yıllık hatırının nerelerden geldiğini de öğrenmiş olduk. Öğrendik ve sizlerin de öğrenmesine vesile olmak istedik.

Şimdi ki kahvelerden mi kahveyi içenlerden mi bilmem böyle hatırlar pek yok. Böylesini geç yarısının yarısı yok. Daha kahve fincandayken akıllar firarda oluyor. Eskiler dostla dostlukla içerken kahveyi şimdiler de herkesle kahveci oldu. Havası var diye sadece. Bırakın kahveyi içtiği kişiyi sevmeyi kahveyi bile sevmeyenler var. Dedim ya adettendir diye bir kahve ikram edelim, bir kahve içelim deniliyor sadece. Aslına bakarsan ne kahvenin önemi var ne edilen sohbetin. Kahve bitti masadan kalkıldı sohbet sona erdi. Ne 35 ne de 40 yıl sonra akıllara gelmesi mümkün mü hiç.

Keşke olsa kahvenin yeri yine özel olsa. Herkesle içilmese, içilene de derin sohbet, muhabbet, dostluk eklese. Tadı damakta sohbeti zihinde iz bıraksa asır devirse de bu izi deviremese hiçbir şey. Bir kahveden dostluk doğsa. Her dostluktan yeni kahveler, her kahvelerden de yeni dostluklar olsa. Olsa da böyle güzel bir kısır döngünün tutsağı olsak. Tutsaklığa bile tutsak olsak. Ama nerdeeeee…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.