Konya
13 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.77
  • ALTIN
    2445.6
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    61323.58$

AYNI MUSTAFA OLARAK KAL

07 Şubat 2020, Cuma 09:01

Kendisini yıllar önce tanımıştım.

Ak Parti’nin kurulduğu yıllarda meydana çıkmış ve kendisini göstermişti.

Sessiz, sakin ve gösterişi sevmeyen bir insandı.

İyi bir eğitim görmüştü.

Babası esnaftı.

Kendisi de ekmeğini kazanabilmek için bir ara esnaflık yaptı.

İnsanlarla kolayca iletişim kurabiliyor, samimi davranıyor ve karşısındaki insan her kim olursa olsun, saygı duyuyor ve kucaklıyordu.

Kendisine yakın olmayan, kendi fikrinde olmayan insanları “ötekileştirmek” onun yapacağı iş değildi.

Ahlak ve karakter zaafı yoktu.

Bir çokları gibi o da AK Parti’de siyasete başladı. Partinin ileri gelenleri tarafından genç yaşına rağmen ilgi gördü ve dikkat çekti.

Çok para kazanma ve mal/mülk sahibi olma hırsı yoktu.

Ailesini geçindirecek ve namerde muhtaç olmayacak kadar kazanca sahip olmaktan başka hesabı  da yoktu.

Gözü toktu ve hasbiydi.               Büyükşehir Belediyesi’nde çok önemli bir bürokrat iken,belediyeler üzerinden çok para kazanan siyasetçilerden uzak durdu.

Saklı/gizli şirketler kurarak, kurdurarak “An bu andır.Eline kepçeyi al, kazana daldır ne bulursan kaldır Mustafa” demedi.

Büyükşehir Belediyesi’nde çok önemli bir görevi ifa ederken kurt  da, kuzu da olmadı.Yasalar ne diyorsa onu yaptı. Vicdan ve merhamet sahibi bir insan olmasına rağmen, önce Allah’a sonra da kitaba bakarak yaptığı işlerde karar ve hüküm verdi.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinden önce Konya’da Uğur Beyden sonra kamuoyunun en çok tanıdığı belediye başkan adaylarından birisiydi. 

Selçuklu ilçesi için adayı oldu.

Onun adaylığını hayret ve şaşkınlıkla karşılayan çevreler  vardı.              

“Nerden buluyor bu cesareti?” diyenler, sayıları az da olsa hop oturup hop kalkmaya başladı.

“Hadi canım ordan” diyenler de oldu.

Aslında gösterdiği medeni cesaret ve  kendisine özgüveni her türlü takdiri hak ediyordu. Fakat biz toplum olarak takdiri fazla sevmeyiz. İçimizden birisinin öne geçmesini de ne yazık ki kolay sindiremeyiz. Bu gibi konularda  ezelden gelen bir sindirim sendromumuz var.

Neyse..               

Papatya falı açmaya başladık.

“Aday  yapılacak mı, yapılmayacak mı?”              

Gönüller onun daha çok aday yapılmamasını istiyordu.              

Aslında o dönem sadece onunla ilgili değil, her aday  adayı için fala bakılıyordu ve falına bakılanların aday olarak açıklanması istenmiyordu. Serde  kıskançlık var bir kere. Ne yaparsan yap, insanlar karşısındakini kolay kabul etmiyor.

O Selçuklu’ya aday adayı olmuştu.

Büyük bir sürpriz yaşandı ve partisi tarafından Meram Belediye Başkan adayı olarak açıklandı.

Meram Belediyesi Konya’nın en netameli ve en zor belediyesiydi.

Meram Belediye Başkanı olmak, ateşten gömlek giymekten farklı değildi.

O sıralar belediye başkan adaylarını değerlendirdiğimiz bir yazıda “Mustafa  Kavuş’u kaynayan kazanın içine attılar” demiştim.         

Gerçekten de Meram Belediyesi  yüksek ateşte kaynayan bir kazandı..

O ateş, şehri de partiyi de yakmaya başlamıştı.

Kısaca bahsetmek gerekirse.. Son iki başkan birikimleri tüketmişti. Belediye borç batağına saplanmıştı. Yönetim, belediye personeliyle ve ilçe halkının büyük bir kısmıyla kavgalıydı. İsraf ve lüks zirve yapmıştı.  Öyle ki bazı işlerde yüksek paralar harcayarak şov yapmaya çalışan yönetim çukura  gömülüyor ve ordan  çıkamıyorlardı.

İşte yeni başkan böyle  kötü bir mirasın üzerine oturacaktı.

Onun aday olarak ilan edilmesinden sonra, “Eyvah!” sesleri Meram ilçesinin 69 mahallesinin semalarında  aynı anda inledi. İlçeden çıkan sesin desibeli çok yüksekti. Bu yüzden aynı anda Selçuklu’da ve Karatay’da da “Eyvah” sesleri semaları inletti.

Müstakbel belediyle başkanı  genç Mustafa Kavuş bu işin altından nasıl kalkacaktı?

Çukura saplanmış bir belediyeyi, çukurdan nasıl  çıkartacak ve nasıl kurtaracaktı?

İnsanların “Eyvah!” diyerek, yeri göğü inletmesinin sebebi buydu.

Anlayacağınız Mustafa Beyin şahsıyla, tavrıyla, karakteriyle ilgili bir durum değildi yaşananlar. Onun şahsına söylenecek laf yoktu. Geçmiş hayatı belliydi ve apaçık ortada duruyordu. Hayatında maaşından başka bir de banka kredisiyle yakın zamanda aldığı dairesinden başka bir mal varlığı yoktu. Kendisi düzgün bir adamdı ama başkan olacağı belediyede  “düzen” diye bir şey kalmamıştı.

31 Mart seçimlerinde bu şartlar altında belediye başkanı seçildi.

Mustafa bey önceki gün Tantavi Kültür Merkezi’nde başkanlıkta geçen 9 ayını değerlendirdi. Biz de  gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Zekeriya Sağlık ve bir arkadaşımızla daha  ordaydık..

Başkan kürsüye çıkmadan önce bizde derin bir merak sağımızı, solumuzu dürtmeye başladı. Merakımız şundan ileri geliyordu: Başkanın kendisini bir topluluk karşısında konuşurken hiç görmemiş ve dinlememiştik.

Hitabet kültürü var mıydı?

Topluluk karşısında konuşabilecek miydi?

Yoksa tekleyecek, kekeleyecek , kelimeleri ve cümleleri birbirine karıştırıp berbat mı edecekti?

9 aylık başkanın  hitabet ve  performansı aslında o gün orada bulunan çoğu gazeteci milleti için merak konusuydu.

Doğrusunu söylemek gerekirse, biz şahsen başkanın konuşurken pot kıracağını ve  fevkalade bir hata  yapacağını tahmin ediyorduk.

Meraklar arasında kürsüye çıktı, eline mikrofonu aldı ve takır takır konuşmaya başladı.

Teklemedi, kekelemedi ve heyecanlanmadı. Sanki yıllardır hitap ediyordu insanlara. Anlayacağınız konuşması son derece rahattı. Sakindi ve etkiliydi. İyi ve etkili bir hatip olmanın yarı yolunu geçmişti.

Başkanın 9 ayda önemli hizmetler yaptığını da gördük.

Fazla ayrıntıya girmeden şu kadarını söyleyim.. Meram Belediyesi  geçmişten  gelen borçları ciddi  anlamda ödemiş. Mali disiplin sağlanmış. Şükran Mahallesi gibi, Gedavat Konutları gibi, farklı semtlerde bulunan Konut Kooperatifleri gibi  kronik sorunlara el atılmış. Bunların yanısıra rutin belediye hizmetleri  yeni anlayışlar ilave edilerek aksaksız yapılmaya başlamış. 

Son söz: Aman değişme Mustafa bey. Hep böyle kal.

Şehrin ve  başkanı olduğun belediyenin çevresinde gözlerini  kızartmış vaziyette 7/24 tur atan kurtlara, kuzu olma. Arsa rantına, imar rantına, haksız kazanç sağlayan ihale rantına göz yumma ve fırsat verme.

Demem o ki:  Özü ve bir yanı pırıl pırıl Mustafa iken, diğer yanı  usulsüz ve şaibeli işlere karışan Mustafa olma.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.