Türk sinemasının ve tiyatrosunun unutulmaz isimlerinden, ressam ve karikatürist Süleyman Turan, 10 Eylül 2019'da hayata gözlerini yumdu. Ardında, Kadıköy'den başlayıp Kore'ye, Tokyo'dan Yeşilçam'a uzanan sanat dolu bir yaşam öyküsü bıraktı.
Kore Savaşı'ndan Sanat Sahnesine
1936'da Kadıköy'de doğan Süleyman Turan, lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi Bölümü'ne girdi, ancak üçüncü sınıfta okulu bıraktı. Askerlik görevi için yedek subay olarak Kore Savaşı'nda gönüllü olarak görev yapan Turan, sanatla olan bağını burada keşfetti. Kore'deki NATO askerleri arasında düzenlenen bir tiyatro yarışmasına katılan Turan ve arkadaşları, buradan birincilikle döndü. Bu deneyim, onun sahne sanatlarına olan ilgisini perçinledi.

Askerlik sonrası Uzak Doğu ve Amerika'da bir süre dolaşan Turan, bu maceralarını "Her şeyi parayla halletmekten daha keyifliydi" sözleriyle anlatıyordu. Dönüşünde profesyonel olarak resim ve karikatürle ilgilenmeye başlayan sanatçı, "Akbaba" ve "Sabah" gibi önemli yayınlarda çizimler yaptı.
Yeşilçam'ın Sadık Dostu
Süleyman Turan'ın tiyatro serüveni ise tesadüfen başladı. Tiyatro oyuncusu arkadaşı Saim Alpago'nun özel tiyatrosuna sık sık giden Turan, bir gün sahneye çıkması için zorlandı. Bu ani başlangıç, onun sanat kariyerinin dönüm noktası oldu.
1963 yılında, "Ses" dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı. Bu yarışmada Ajda Pekkan ve Ediz Hun ile birlikte yer alması, onun Yeşilçam'a sağlam bir giriş yapmasını sağladı. Kariyerine "esas oğlanın sadık dostu" rolleriyle devam eden Turan, samimi ve sevecen tiplemeleriyle seyircinin kalbini kazandı.

Yaklaşık 200 filmde rol alan sanatçı, "Yarın Son Gündür" ve "Güllü" filmlerindeki performanslarıyla "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödüllerine layık görüldü. Senaryo yazarlığı da yapan Turan, "Dönme Dolap" gibi filmlerin senaryolarını kaleme aldı. Turan, hayatı boyunca Kadıköylü olmakla gurur duyduğunu her fırsatta dile getiriyor, "Bir ayrıcalık gibi geliyor bana Kadıköylü olmak" sözleriyle semtine olan sevgisini ifade ediyordu.
Yönetmen Tunç Başaran, Turan için "Türk sinemasının büyük kazancıdır. Turanların turanı, baş turan" diyerek onun ne kadar değerli bir sanatçı olduğunu vurgulamıştı. Süleyman Turan, ardında bıraktığı eserler ve sıcak gülüşüyle Türk sinemasının efsaneleri arasında yerini korumaya devam ediyor.