- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 24 Ağustos 2019, Cumartesi 8:59
- 388 kez okundu
Bir duadır dillerden düşmemesi gereken, ‘Hayırlısını ver Allah’ım…’ Unuttuğumuz, her şeyin en iyisi, en pahalısı, en güzeli derken ‘hayırlısını’ dilemeyi unuttuğumuz bir dönemde yaşıyoruz.
Sevgili dostlar bu haftaki yazımda hayrın, hayırlının önemini konuşmak istiyorum sizlerle, dünya malının, dünya işlerinin gözümüze bir perde çekmesi ve bizi ‘korkunç’ bir hırs deryasına sürüklemesi belki de yaşadığımız sıkıntıların ana nedenlerinden olabilir. Bir gelin-kaynana, bir ana-kız hikayesiyle hayrın, hayırlısını istemenin ne kadar önemli olduğunu ve asla unutmamamız gerektiğini bir kez daha gözler önüne seren bir hikayeyle konuyu irdeleyelim. Hikayeyi okurken ben çok beğenerek okudum umarım sizlerde benim kadar beğenirsiniz. İyi okumalar…
Fatma hanım, sırtına ekin destesini aldı ve düşünceyle ilerlemeye başladı. Birden kayınvâlidesinin sesiyle kendine geldi:
"-Kız Fatma çabuk buraya gel. Sarı inek doğuruyor, yardım et!.."
Can havliyle sırtındaki destesini indirdi ve ahıra koştu.
Aman Yâ Rabbi… Hayvan da olsa, ne kadar acı çekiyordu. Fatma hanım, kayınvâlidesiyle birlikte hayvanın doğum yapmasına yardım ediyordu. Kayınvâlidesi:
"-Bir hayli zor olacak galiba!.." dedi.
"-Evet zora benziyor. Dana toplu herhâlde." diye mırıldandı Fatma hanım da…
Fatma, hayvan acı çekmesin diye şifâ âyetlerini, ardından bildiği bütün sûreleri okumaya başladı. Kayınvâlidesi:
"-Deli kız, ineğe de okunur mu?" dedi. Fatma ise:
"-Ana bak, çok acı çekiyor, yüreğim dayanmıyor." diye cevap verdi, gözyaşlarıyla... Bir saat zorlu bir çabanın ardından, sarı kızın bir tosunu oldu. Sarı kız hemen şefkatle onu yalayıp kokladı.
Fatma'nın bütün merhameti, sanki gözlerinden yaşlarla ılık ılık akıyordu. Kayınvâlidesi:
"-Bak, ineğin bile yavrusu oldu. Dört senedir bu kapıdasın, bir torun veremedin kucağımıza!" dedi. Fatma ise:
"-Allâh hayırlı evlat versin, ana." dedi. Kayınvâlidesi ise:
"-Hayırlı, hayırsız!.. Bir evlâdın olsun. Bizi ele güne dil ettin ya!.." dedi öfkeyle…
Fatma, ikindi namazından sonra duâ için secdeye vardı ve:
"Rabbim dört yıldır senden hayırlı evlâd istiyorum. Olmuyor Rabbim! Hep hayırlı istiyorum, ben âciz hâlimle nasıl hayırsız bir evlâtla baş edebilirim. Ben kendimi ıslâh edemezken onu nasıl ıslâh edeyim." diye gözyaşlarıyla yıkanan, salavâtlarla taçlanan duâsını bitirdi.
Dört kez hâmile kalmış, ama hepsini kaybetmişti. Ve ısrarla "hayırlı evlat ver" diye duâ etti, etti. Birkaç ay sonra rüyasında bir ses:
"-Kızım, hayırlı bir kız evlâdın olacak, adını Hediye koy." dedi. O, yine hep "hayırlısını" istedi. Nihâyet Allâh'ın lutf u keremiyle yavrucuğuna kavuştu. İsmini, Ayşe Hediye koydu.
Yalnız Ayşe durmadan hasta oluyor, her gece doktora götürüyorlardı. Fatma hanım, geceleri nefes alıyor mu diye sürekli onu dinliyordu. Uyku nedir bilmez oldu. Bir gece yine doktora götürdüler. Doktor:
"-Kızım, sen bu çocuğa köyün zor imkânlarında bakamazsın, bünyesi çok zayıf ve hassas, ölür! Benim de yıllardır çocuğum olmuyor onu bana ver!" dedi.
Fatma'yı bu teklif iyice bunalttı ve:
"-Aslâ!" dedi. Ve çocuğuyla birlikte eve döndüler. O gece, iki rekat hâcet namazı kıldıktan sonra Rabbine yalvardı, duâ etti:
"-Rabbim, bu evlât hayırlı olacaksa onu bana nasip edip sevindir. Bende büyüsün, bir yetimle evlendirip onu sevindireyim." diye duâ etti. Seccâdesini toplarken:
"-Veren de O, alan da O, bize sadece duâ düşer." dedi.
Ayşe, günden güne iyi oluyordu ve gün geçtikçe büyüdü, şirin bir kız oldu. Allah, Fatma hanıma ardı ardına dört evlat daha ihsân etti. O, hep:
"-Hayırlı olursa nasip et, hayırsızsa ben nasıl onu ıslâh ederim, ben kendimi bile ıslâh edememişken!.." diye duâ etmeye devam etti.
Ayşe, ilkokulu bitirince Kur'ân Kursuna verdiler. Orada çok başarılıydı. Edebiyle, ahlâkıyla, çalışkanlığıyla kendini sevdirmişti hocalarına. Hocaları hâfızlığa başlatmak için ısrar ediyorlardı. Çünkü hıfzı çok kuvvetliydi. Ayşe ise "ya onun hakkını veremezsem, Rabbimin huzûruna nasıl çıkarım" diye iç hesapları yapıyordu. Ve nasiptir, bu düşünce sebebiyle hıfzına başlamadı.
16 yaşındaydı, güzelliği ve edebi onu akranlarından ayırıyordu. Yaşı küçüktü, ama çok tâlibi vardı. Bir gün bir genç talip oldu, âilesi oldukça varlıklıydı. Diğer taraftan da fakir, anasız babasız bir genç tâlipti:
"-Öğretmenlik imtihanlarına girdim. Kazanırsam elimde tek hünerim o… Başkaca verecek hiçbir şeyim yok." dedi.
İki taraf için de zaman istediler. Fatma hanım, kızına:
"-Ben çok yokluk gördüm, sen görme kızım. Fakir olan çocuk, kendine başkasını bulsun. Seni böyle göz göre göre yokluğa atamam." dedi.
Karar verildi. Ertesi gün, zengin gencin âilesine haber verilecekti. Fatma hanım, o gece rüyâsında Kâbe'nin duvarlarını sıvıyordu. Fakir genç de sırtında harç taşıyıp, ona yardım ediyordu. Böylece Kâbe'yi sıvayıp bitirdiler. Uzaktan bir ses duydu:
"-Bir yetimi sevindirmek Kâbe'yi inşâ etmek gibidir. Kızım verdiğin sözü unutma, yetimi sevindir. Allâh onu mübârek kılsın."
Bu sesi tanımıştı. 16 yıl önce yine rüyâda kendine çocuğunun olacağını müjdeleyen sesti. Uyandı ve rüyâsını kızına anlattı. Ayşe ise:
"-Anneciğim sen her zaman en hayırlısını istersin, Rabbimden. Bu apaçık bir rüya!.. Rabbim gönül evlerimizi lutfuyla zengin kılsın." dedi.
Kur'ân sadâları içinde düğün yapıldı. Her şeyin en sâdesi seçilmişti evi için... Bir takısı yoktu Ayşe'nin, ama gönlü îmân dolu bir hazineye sahip olduğu için Allâh'a duâ ediyordu.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
07.12.2019 ‘Senin yerine ben namaza başlayacağım’
-
30.11.2019 7’DEN 70’E HERKESE AÇIK TAVSİYE!
-
23.11.2019 Yalan yalanı doğurur
-
16.11.2019 Yanık izi…
-
09.11.2019 YALANCILIK
-
02.11.2019 Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz!
-
26.10.2019 KARDEŞLİK!...
-
19.10.2019 Belki gerçekten ihtiyacı vardır!..
-
12.10.2019 BABANIN SON ÖĞÜDÜ
-
05.10.2019 Baba olmak?
-
28.09.2019 DOĞRULUĞUN GÜCÜ!
-
21.09.2019 GÜVEN ÜZERİNE
-
14.09.2019 Herkes ikinci bir şansı hak eder!..
-
07.09.2019 Anne sevgisi
-
31.08.2019 Karşılık beklememek!
-
17.08.2019 Mutluluğun sırrı
-
10.08.2019 DUYGU ADASI
-
03.08.2019 Adalet ve Tevazu
-
27.07.2019 Para ve kibir!...
-
26.07.2019 Ahde Vefa
-
13.07.2019 İnternet Kullanımı
-
06.07.2019 'Sana bir kaz yollasam yolar mısın'
-
29.06.2019 Görmeden inanmak..
-
22.06.2019 ‘Kimsenin yaptığı yanına kalmaz’
-
15.06.2019 Güzel ahlak
-
01.06.2019 İYİ BAYRAMLAR
-
25.05.2019 Ramazan Paylaşmaktır
-
18.05.2019 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı
-
11.05.2019 Kafalar karışık…
-
04.05.2019 İmparator ve bahçıvan
-
27.04.2019 YETER!....
-
20.04.2019 İthal soğanlarda sıkıntı ne?...
-
13.04.2019 Saadet Partisi’nde haciz keşmekeşi?
-
06.04.2019 Yenilmezin yenilmesi…
-
30.03.2019 Haydi sandığı!...
-
23.03.2019 Babanın ahı!...
-
16.03.2019 Artık yeter!...
-
09.03.2019 8 MART FARKINDALIK GÜNÜ
-
02.03.2019 MAGANDALAR TRAFİKTE…
-
23.02.2019 Ssssiyaset!
-
16.02.2019 Bütçesi de, personeli de yetmeyen DİYANET!...
-
09.02.2019 Vicdan!...
-
02.02.2019 Sigaraya ‘kapalı’ ayarı…
-
26.01.2019 KABARAN faturalar!
-
19.01.2019 Bilim, Teknoloji ve Hatipoğlu!
-
12.01.2019 Entelektüel Olmak
-
05.01.2019 10 yıllık araştırma…
-
29.12.2018 Senatörümüzün ‘emir erleri’
-
22.12.2018 Çok şükür paramız var!...
-
15.12.2018 Ağzından çıkanı, kulağın duyması başka bir şey!
-
08.12.2018 Hz.Mevla'nın 745. Vuslat Yıldönümü
-
01.12.2018 Dinimizi kullanmalarına izin vermemeliyiz
-
24.11.2018 Suudiler bizi ‘boykot’ ediyormuş…
-
17.11.2018 Bu ne cüret!
-
10.11.2018 Engelliye saygı
-
03.11.2018 Engelliye saygı!
-
20.10.2018 İHALE!...
-
13.10.2018 1 milyonluk makam aracı!
-
06.10.2018 Geri dönüşüm!...
-
29.09.2018 Topu tuzlayalım kokmasın!
-
22.09.2018 İnsanlık Ölmesin!
-
15.09.2018 Nasipsizlik
-
08.09.2018 Fırsatı krize çevirmek…
-
01.09.2018 Gram gram dolandırılıyoruz…
-
18.08.2018 Zulüm asla unutulmaz!...
-
11.08.2018 Bu felaketler niye!
-
04.08.2018 Doğa bizden intikam alıyor
-
28.07.2018 Ver papazı, al papazı…
-
21.07.2018 Hesap zamanı!
-
14.07.2018 Yenilen pehlivan güreşe doymazmış!
-
07.07.2018 KORUYAMIYORUZ!
-
30.06.2018 Asgari ücretin askerisi!...
-
24.06.2018 1TL = 1 Patates
-
14.06.2018 Kavgasız bir Bayram!...
-
09.06.2018 Adile Naşit’li KABUS
-
02.06.2018 Camide iftar keşmekeşi!...
-
26.05.2018 Vaatler!...
-
19.05.2018 Biri Bahçeliyi durdursun!...
-
12.05.2018 ‘Gelin vurun!’
-
05.05.2018 Şimdi icraatları dinleyelim!...
-
28.04.2018 ‘Oy’unuzu mutlaka kullanın!
-
21.04.2018 CHP’nin adayıydı, Erdoğan’a oy verecek!..
-
14.04.2018 Kademe kademe ilerliyorlar!
-
07.04.2018 Yunanlı bakana bak sen!...
-
31.03.2018 ÖZGÜR İHALE!....
-
24.03.2018 Gençliğin sırrı!...
-
20.03.2018 ÜLKEMDEN VİCDAN SIZLATAN MANZARALAR!
-
17.03.2018 Dolandırılmak!...