- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 23 Mart 2019, Cumartesi 9:06
- 1198 kez okundu
Bu hikayeyi yeni dinledim, daha önce hikaye olarak yazıya döküldüğünü sanmıyorum. Yaşanmış bir olay. Ancak hikaye bana epey kuru bir biçimde anlatıldı. Bu yüzden aslını hiç bir biçimde bozmadan ancak biraz renklendirerek anlatacağım.
Baba oğlunu yetiştirir, büyütür, oğluna işi öğretir. Babanın küçük bir fabrikası vardır, bu yüzden hali vakti gayet yerindedir. Oğul büyür ve evlenir. Babanın üç katlı bir evi var, bu evin orta katında oturmaktadır. Oğlu evlenince üst kata yerleştirir. Alt katta kiracı vardır ve üç katlı bahçeli evin bahçesinde de yaşlı adamın şoförünün kaldığı bir kulübe bulunmaktadır. Oğlan işi babasından öğrenmiştir, ancak evlendikten sonra karısı hiç durmaz, “İşi babandan devral, sen patron ol.” diye söylenip durur. Oğul babasına gider “Baba artık yaşlandın. Artık rahatına bakmanın zamanı da geldi, sen emekliye ayrıl işleri bana bırak.” der. Baba oğlunun işi devralacak olmasından memnun kabul eder.
Gelin babanın aradan çekilip kocasının patron haline gelmesinden memnundur memnun olmasına ama yaşlı adamın elindeki her nedense gözünde büyüyüp durur. Kocasına yine başlar, “Bu adam evden doğru düzgün çıkmıyor ama yine de şoförü var, boş yere maaş veriyorsun, sen çalışıyorsun ter döküyorsun ne için? işe yaramaz bir şoföre maaş vermek için mi…” Koca karısının verdiği gazla babasının yanına gider “Baba, senin şoförüne maaş vermenin pek bir anlamı kalmadı, yol verelim gitsin.” Baba düşünür “Haklısın oğlum.” der. Şoför gider.
Şoför gitmiştir gitmesine ama geline nedense babanın elindeki her şey batmaktadır. Bu seferde kayın babasının evine takmıştır “Tek başına kocaman evi dolduruyor, ne var bahçede eskiden şoförün oturduğu kulübeye gitse. hem ne güzel ikinci katı kiraya veririz…” Oğlan en başta “Yok artık” der susar, ama bir gün iki gün, bir hafta, iki hafta, bir ay, iki ay derken kadın hiç durmaz. En sonunda oğlan gider babasına “Baba sen son zamanlarda hep bahçeyle uğraşıyorsun, hem bahçeye ikinci kattan inmek de senin için eziyet oluyor, hem ev büyük boş hissediyordur. Diyorum ki seni kulübeye alalım, hem …” Baba “Peki.” der. Oğul şaşırmıştır, baba direnmeden oğlumun huzuru kaçmasın gelinimle kötü olmasın diye kulübeye geçer.
İnsanların psikolojisi ile ilgili bilmeniz gereken bir şey vardır. İnsanın duru yoktur, karşısındakinin ona dur demeye gücü yoksa, çevresindekiler ona dur artık demiyorsa azdıkça azar, zalimleştikçe zalimleşir.
Gelin kocasına bu sefer ne dese beğenirsiniz “Kulübedeki baban var ya… ” Adam “Eee ne olmuş babama?” Kadın “Misafirlerimi korkutuyor, kadınlar bu adam dilencimidir evsizmidir nedir diyor, kurtul ondan kurtul babandan.” Tabi hayırsız evlat bu sefer karısına direnmiyor bile. Babasına gidiyor ve diyor ki “Baba, senin kulübe eskidi, onu tamir ettireceğim, ben onu tamir ettirene kadar birkaç hafta kalman için seni bir yere bırakacağım.” Baba ihtiyardır, canı da aciz çok sorgulamadan gitmeyi kabul eder. Oğul babasını nereye götürdüğünü söylemez. Adam da pek sormaz. Babasını götürür huzur evine koyar.
Bir iki üç hafta geçer, yaşlı adam esasında akranları arasında mutludur, kendisine çöplük gibi davranan yalnız bırakan oğlu ve gelini gibi değildir bu insanlar. Onlar da ihtiyar gibi yalnızdır. Sohbetler muhabbetler ederler. Beraber vakit geçirirler, bir gün konu açılır ihtiyar “Benim oğlan birkaç haftaya gelecem dedi, ay oldu.” der. Arkadaşlarından biri “Sen de inandın mı, huzur evine bırakılanın geri alındığı nerde görülmüş.” Yaşlı adam beyninden vurulmuşa döner. Evet bir huzur evinde olduğunu bilmiyordur. Hemen polis ve noter çağırtır. Noterden akıl sağlığının yerinde olduğunu gösterir belge alır ve fabrikasını huzur evine bağışlar ve devrini yaptırır. Aynı zamanda vasiyetini yazdırır, üç katlı evi de ölümünün ardından huzur evine bırakılacaktır. Polis eşliğinde kendine ait üç katlı eve gelir. Adam babasına yalvarır “Baba ben ettim sen etme” diye, bu bir işe yaramaz dehşet içindeki oğlunu ve gelinini kapı dışarı ettirir. Üç katın tamamını huzur evi olarak kullanılmaya uygun şekilde yeniden düzenlettirir ve huzur evindeki arkadaşlarını da eskiden ev olan artık huzur evi olan binaya getirtir. Şoför de eski yerine ve işine geri döner ama artık araba değil minibüs sürmektedir, minibüsle yaşlıları zaman zaman gezmelere götürmektedir.
Bu hikaye sonunda kadına bir şey olmaz, baba evine döner, artık her şeyini kaybetmiş kocasına tekmeyi basıp boşar. Muhtemelen kendine yeni bir koca bulur. Ama karısına uyup her şeyini kaybeden aptal evlat bu gün hala sokaklarda dilencilik ederek yaşamaktadır.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
07.12.2019 ‘Senin yerine ben namaza başlayacağım’
-
30.11.2019 7’DEN 70’E HERKESE AÇIK TAVSİYE!
-
23.11.2019 Yalan yalanı doğurur
-
16.11.2019 Yanık izi…
-
09.11.2019 YALANCILIK
-
02.11.2019 Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz!
-
26.10.2019 KARDEŞLİK!...
-
19.10.2019 Belki gerçekten ihtiyacı vardır!..
-
12.10.2019 BABANIN SON ÖĞÜDÜ
-
05.10.2019 Baba olmak?
-
28.09.2019 DOĞRULUĞUN GÜCÜ!
-
21.09.2019 GÜVEN ÜZERİNE
-
14.09.2019 Herkes ikinci bir şansı hak eder!..
-
07.09.2019 Anne sevgisi
-
31.08.2019 Karşılık beklememek!
-
24.08.2019 Hayırlısını Ver Allah’ım
-
17.08.2019 Mutluluğun sırrı
-
10.08.2019 DUYGU ADASI
-
03.08.2019 Adalet ve Tevazu
-
27.07.2019 Para ve kibir!...
-
26.07.2019 Ahde Vefa
-
13.07.2019 İnternet Kullanımı
-
06.07.2019 'Sana bir kaz yollasam yolar mısın'
-
29.06.2019 Görmeden inanmak..
-
22.06.2019 ‘Kimsenin yaptığı yanına kalmaz’
-
15.06.2019 Güzel ahlak
-
01.06.2019 İYİ BAYRAMLAR
-
25.05.2019 Ramazan Paylaşmaktır
-
18.05.2019 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı
-
11.05.2019 Kafalar karışık…
-
04.05.2019 İmparator ve bahçıvan
-
27.04.2019 YETER!....
-
20.04.2019 İthal soğanlarda sıkıntı ne?...
-
13.04.2019 Saadet Partisi’nde haciz keşmekeşi?
-
06.04.2019 Yenilmezin yenilmesi…
-
30.03.2019 Haydi sandığı!...
-
16.03.2019 Artık yeter!...
-
09.03.2019 8 MART FARKINDALIK GÜNÜ
-
02.03.2019 MAGANDALAR TRAFİKTE…
-
23.02.2019 Ssssiyaset!
-
16.02.2019 Bütçesi de, personeli de yetmeyen DİYANET!...
-
09.02.2019 Vicdan!...
-
02.02.2019 Sigaraya ‘kapalı’ ayarı…
-
26.01.2019 KABARAN faturalar!
-
19.01.2019 Bilim, Teknoloji ve Hatipoğlu!
-
12.01.2019 Entelektüel Olmak
-
05.01.2019 10 yıllık araştırma…
-
29.12.2018 Senatörümüzün ‘emir erleri’
-
22.12.2018 Çok şükür paramız var!...
-
15.12.2018 Ağzından çıkanı, kulağın duyması başka bir şey!
-
08.12.2018 Hz.Mevla'nın 745. Vuslat Yıldönümü
-
01.12.2018 Dinimizi kullanmalarına izin vermemeliyiz
-
24.11.2018 Suudiler bizi ‘boykot’ ediyormuş…
-
17.11.2018 Bu ne cüret!
-
10.11.2018 Engelliye saygı
-
03.11.2018 Engelliye saygı!
-
20.10.2018 İHALE!...
-
13.10.2018 1 milyonluk makam aracı!
-
06.10.2018 Geri dönüşüm!...
-
29.09.2018 Topu tuzlayalım kokmasın!
-
22.09.2018 İnsanlık Ölmesin!
-
15.09.2018 Nasipsizlik
-
08.09.2018 Fırsatı krize çevirmek…
-
01.09.2018 Gram gram dolandırılıyoruz…
-
18.08.2018 Zulüm asla unutulmaz!...
-
11.08.2018 Bu felaketler niye!
-
04.08.2018 Doğa bizden intikam alıyor
-
28.07.2018 Ver papazı, al papazı…
-
21.07.2018 Hesap zamanı!
-
14.07.2018 Yenilen pehlivan güreşe doymazmış!
-
07.07.2018 KORUYAMIYORUZ!
-
30.06.2018 Asgari ücretin askerisi!...
-
24.06.2018 1TL = 1 Patates
-
14.06.2018 Kavgasız bir Bayram!...
-
09.06.2018 Adile Naşit’li KABUS
-
02.06.2018 Camide iftar keşmekeşi!...
-
26.05.2018 Vaatler!...
-
19.05.2018 Biri Bahçeliyi durdursun!...
-
12.05.2018 ‘Gelin vurun!’
-
05.05.2018 Şimdi icraatları dinleyelim!...
-
28.04.2018 ‘Oy’unuzu mutlaka kullanın!
-
21.04.2018 CHP’nin adayıydı, Erdoğan’a oy verecek!..
-
14.04.2018 Kademe kademe ilerliyorlar!
-
07.04.2018 Yunanlı bakana bak sen!...
-
31.03.2018 ÖZGÜR İHALE!....
-
24.03.2018 Gençliğin sırrı!...
-
20.03.2018 ÜLKEMDEN VİCDAN SIZLATAN MANZARALAR!
-
17.03.2018 Dolandırılmak!...