Rümeysa Özkan

Mart ayıyla beraber ülkemize bomba gibi düşen Covid 19, hayatımızı değiştirdi. Duygu durumumuzu alt üst etti, psikolojimizi bozdu. Temizlik hastası olma yolunda adımlar attık. Depresyonlara girip çıktık. Kah güldük, kah ağladık. Sağlığın kıymetini anladık. “Evde zaman nasıl geçirilir?” sorusuna çeşitli cevaplar bulduk.  Kendimizi mutfağa verdik. Ekmekler yaptık, pasta-börek dünyasına adım attık. Zamanımızı kaliteli geçirmeyi denedik. Yeni hobiler edindik. Puzzle dünyasına adım attık. Örgü örmeyi öğrendik ve daha neler neler… Farkında olmadan kendimizi keşfettik aslında. Yeteneklerimizi fark ettik. Evet aşırı zor bir yıl oldu ama sonuna geldik ve yenı yıla çoktan girdik bile. Her gecenin bir sabahı var, bu zor günlerde de geçecek elbet. Önemli olan bu zor günlerde kendimizi üzmeyip hırpalamamak. Kendimizle daha fazla iç içe olduğumuz bu dönemi gelin beraberce fırsata çevirelim. Hayatımızı, beslenme alışkanlıklarımızı düzene koyalım.

KENDİNİZE İNANIN!

Evet kötü bir yıl geçirdik. Sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu keşfettik. Basit şeylerin bile hayatımızda ne kadar önemli olduğunu elimizden alınınca fark ettik. Hiç hayal ettiğimiz gibi olmadı bu yıl. Fakat geride kaldı ve geçmeyeceğini düşündüğünüz zaman bile akıp gitti. An itibariyle olumsuzlukları bir kenara atın ve olumlu düşüncelerle yeni yılı sevmeye başlayın. Değişim sizin elinizde! Ayağa kalkıp silkelenin ve kendinize güvenin!

KAHVALTIYI ERKEN YAPIN, KAHVALTISIZ GÜNE BAŞLAMAYIN, KAHVALTINIZDAN KEYİF ALIN!

“Kahvaltı yapmayı sevmiyorum, Kahvaltı yapmak için vaktim yok vs..” İlk olarak şu saydığım bahanelerin arkasına sığınmaktan vazgeçin. Güne dinç başlayıp, gün boyu mutlu olmanın yolu kahvaltıdan geçer. Kahvaltı ile güne başlayan bireylerde tokluk hissi oluşur ve gün boyu gereksiz atıştırmalıklardan uzak durur. Metabolizmanız ağzınıza attığınız ilk lokma ile günün başladığını anlar. Dolayısıyla kahvaltının saati oldukça önemlidir.

Kahvaltınızı enn geç saat 8.30’da yapın. Kendinize zaman ayırdığınız, değer verdiğiniz bir yıl olsun bu yıl. Çok aceleniz olsa bile en azından 2 dilim ekmek arası 1-2 dilim peynir, bol yeşillik ile kahvaltı yapın öyle çıkın evden. “Sabah çok zor uyanıyorum kahvaltıya nasıl vakit bulayım?” diyorsanız çözüm oldukça basit. Bir gün öncesinden kendine sandviç hazırlayıp öyle uyuyun ve sabah uyandığınızda kahvaltınız dolapta hazır bir şekilde sizi beklesin. Kahvaltınızı ne kadar geç yaparsanız, metabolizmanızın da o kadar geç haberi olur sizden. Böylelikle metabolizma kolayca hızlanamaz ve fazla kilolara veda etme süreniz uzar.

DEĞİŞİME BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI FARK EDEREK BAŞLAYIN!

Gelin bu yıl, kendimizi keşfedelim. Neler yemekten hoşlandığımızı, neleri fazlaca tüketip neleri soframıza koymadığımızı öğrenelerim. İnanın hiç tahmin etmediğiniz şeyler ortaya çıkacak ve çok şaşıracaksınız.

Öncelikle kendinize güzel bir defter seçin ve ağzınıza attığınız ilk lokmayla beraber yediklerinizi ve içtiklerinizi not etmeye başlayın. Bir tane leblebi ya da 1 adet fındık mı yediniz, 1 bardak ılık su ya da 1 fincan yeşil çay mı içtiniz hiç farketmez, en küçük detayları bile atlamadan saatine dikkat ederek not alın defterinize. Kısa süre sonra beslenmenizde yaptığınız hataları fark edip düzeltmeye başladığınızı göreceksiniz. Gereksiz alınan kalorili besinler, yerini sağlıklı küçük atıştırmalıklara bırakacak. Değişime açık olun ve kendinize güvenin.

SAĞLIĞINIZIN İÇİN SU TÜKETİMİNİZE DİKKAT EDİN!

Temel içeceğimiz olan su, vücutta birden fazla biyolojik olayda rol oynar. Yetersiz miktarda içtiğimiz zaman vücut olumsuz etkilenir ve elinde az miktarda olan sudan vazgeçmek istemez, su tutarak ödeme neden olur.

Düşünülenin aksine gün boyu içilen çaylar, kahveler asla suyun yerine geçmez bilakis vücuttan su atılmasına neden olur. Dolayısıyla günde en az 10-12 bardak su tüketmek gerekir. İçilen çay miktarının 2 katı kadar su içildiği zaman denge kurulur.

Sürekli duyduğumuz bahanelerden birisidir; “Hiç aklıma gelmiyor ki su içmek, susamıyorum bile.” durum böyle bile olsa vücudunuz suya ihtiyacı olduğunuzu unutmayın. Telefonunuza hatırlatma alarmları kurun. Birer saat aralıklarla size bildirim versin ve her bildirimde 1-1,5 bardak su için.

Suyunuzu renklendirin, tadını değiştirin.

Su dolu bir sürahi ya da su şişesini içerisine limon, greyfurt, elma, kök tarçın, karanfil, nane gibi aklınıza gelebilecek çeşitli meyve ve baharatları ekleyin. Böylelikle suyun tadını ve kokusunu değiştirerek kendinize özgü detoks suları hazırlayın. Fakat hiçbirşey yapmadan yalnızca detoks sularıyla kilo verme hayalleri kurmayın.

HER ZAMAN SÖYLÜYORUM, SPORSUZ YAŞAM DÜŞÜNÜLEMEZ!

Bedeninizin sağlığı için kendinize zaman ayırın. Sağlıklı ve güzel bir yaşam için spor şart. Çok değil hergün minimum 30 dakika yapacağınız spor hayat kalitenizi hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar yükseltir. Ayrıca, beslenmenize birebir dikkat etseniz bile spor yapmadığınız sürece kaliteli bir şekilde kilo alamaz ya da kilo veremezsiniz. “Dışarıya çıkabiliyor, spor salonuna gidebiliyor muyuz? Nasıl spor yapacağız?” dediğinizi duyar gibiyim.  Spor yapmak için illa ki spor salonuna gitmenize gerek yok. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı egzersiz hareketleri, telefonlarınıza indirebileceğiniz çeşitli uygulamalar, internetten ulaşabileceğiniz birden çok egzersiz videoları mevcut. Tek ihtiyacınız olan şey “spor yapmayı istemek”.

“Spor için belli bir saat var mı? Sabah aç karna yapılan spor daha mı iyi?” diye soracak olursanız, spor için en uygun zaman ana ya da ara öğünlerden 45-60 dakika sonra yapılmasıdır derim. Aç karna yapılan spor kan şekerinizin düşmesine neden olabilir.

Daha iyi bir dünyada, daha güzel koşullar altında; sevdiklerinizle beraber  sağlıklı, mutlu  ve huzurlu bir yıl geçirmenizi dilerim.

Diyetisyen Rümeysa Özkan.