YENİLMEZLİK KANDIRMASIN

Denizli maçında olduğu gibi Malatya maçının da favorisi Konyaspor görünüyordu..

Evet! gerçekten de oyun ve mücadele anlamında önce ki haftalarda sergilediği göze hoş gelen futbol anlayışına göre bir adım önde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Neden mi? Çünkü Malatya’da hem virüs şoku hem de önemli isimlerin sakatlıkları nedeniyle kadroda yer almamaları Konyaspor’u öne çıkarıyordu. Ama unutulan bir şey vardı ki milli arada Konyaspor beklenen seviyeye şaşırtıcı bir şekilde çıkamamıştı. Takımın hem fiziksel açıdan hem de taktik açıdan daha iyi olmasını beklerken vasat bir oyun anlayışı ile karşımıza çıkması bir hayal kırıklığı olduğunu belirtebilirim.

Ne oldu da sezonun ilk üç maçında ki Konyaspor oyunu ile Malatya maçında ki Konyaspor oyunu değişti? Hem de 15 günlük çalışma fırsatı varken. Bunun cevabını ilerleyen haftalarda daha iyi öğrenebiliriz diye düşünüyorum. Çünkü Lig’de mağlubiyet yüzü görmeyen 4 takımdan biri olmamız bu sorunun cevabını geçiştiriyor sanırsam.

KONYASPOR YENİLMİYOR. Bunun yanlış bir tabir olduğunu söylemek isterim.Önemli bir saptamada bulunacak olursam Konyaspor’da hala bir oyun siteminin olmadığı kanaatindeyim. Takım bireysel olarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Özellik Musa Çağıran’ın oyuna girmesiyle topla fazla oynama isteği hücuma az da olsa hareketlilik getirdi.

İkinci yarı da Ömer Ali’nin sol açıkta görev almasıyla Konyaspor’un biraz daha kıpırdadığını ifade edersek yanlış söylemeyiz herhalde. Tamam, takım yenilmiyor ve puan da alıyor. Bu Süper Lig’de önemli bir olay ama bunu oyun anlamında ileriye taşıyamazsak sıkıntı yaşayacağımız da aşikar.Ve bana göreTakım oyunun olmamasında ki en büyük etken ise kapanan takımlara karşın özellikle İsmail Kartal’ın B planın olmaması göze çarpıyor. Hem Gençlerbirliği hem Denizli hem de Malatya maçlarında takımlar gerçekten kapanmayı başardılar ve bunlara karşı bir çözüm üretilmeyince 6 puanlık kayıp bunun bedeli oldu.

Malatya maçında alınan bir puan elbette önemli, hele bide beklentinin altında bir futbol sahada olunca üç puan almış gibi sevindik desek abartmış olmayız.

MAÇ ANALİZİ

Denizli maçından sonra Kravets’in biraz daha beslenmesi gerektiğini belirtmiştim.  Özellikle Malatya'nın ilk yarıda katı bir savunma yaptığını bununla birlikte Kravets’i de sürekli ceza sahası dışında topla buluşurken gözlemledik. Hoca ikinci yarının hemen başında Cikalleshi’yi Kravets’in yanına alarak hem burayı biraz daha zorlamak istedi hem de Kravets’e alan yaratmak istedi. Bu taktik bir nevi çift forvetli sistemin habercisiydi. Ama ilk başta bu taktik işlemedi çünkü Malatya katı savunmasını biraz daha sürdürdü. Ta ki Ömer Ali’nin sol açıkta etkili bindirmeler yapmasına kadar. Ve zaten köşe vuruşundan bulduğumuz golle gerçekten kötü oynadığımız maçta 1 puana sevinmemiz tuhaf oldu. Neden mi? iki hafta önce Denizli deplasmanında kaybedilen iki puana üzülmüştük oysa:)

İstatistiksel olarak da olaya bakacak olursak, her iki takımı da tanımayan biri Konya-Malatya maçını farklı bir skorla Konyaspor’un kazandığını söyleyebilir. Sen kalk Sezon boyunca en çok topa sahip olduğun maçı oyna yüzde 66’lık gibi Konyaspor’un alaşık olmadığı bir sayı, sezon boyunca en çok şut çektiği (19) ve en çok isabet sağladığı (8) maçta zar zor bir puan al. Hal böyle olunca bizlerin aklına Konyaspor’daki geçen sezon oynanan vasat oyun anlayışı geri mi dönüyor? Sorusu gelmiyor değil.

Futbolda şöyle bir gerçek var, daha iyi savunma yapan ve hücumu akıllı organize eden taraf kazanır. Tamam! her iki taraf da kazanmadı ama bu sezon yere göğe sığdıramadığımız Konyaspor’un oyun anlamında genel olarak Malatya’dan üstün olduğunu söylemek ne kadar doğru olur? Gaziantep maçında bu oyun anlayışı ile sahada olursak YENİLMEZ KONYASPOR ifadesini kaybetmemiz içten bile değil maalesef.