Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2508.3
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64358.01$

YAHUDİ

05 Aralık 2016, Pazartesi 07:42

Hazır elbise satan kavm-i Yahuddan birisi

Bana bir kaşkariko eyledi külliyet ile

Ben anın ânesini babasını beller idim

Sadr-ı a’zam darılır gayret-i milliyet ile    

    

Eşref İzmir’de Yahudi tüccarlardan birinden elbise almış, arkadaşları kendinin fena kazıklandığını söyleyince bu mısraları yazmış ve “bu kazık üzerine ben onun anasını, babasını beller­dim ama, aynı milletten olan Sadra­zam Efendimiz gücenir diye yapmadım” diyor.

 

Kıbrıslı Kamil Paşa Musevi asıllıdır. İzmir başta olmak üzere birçok şe­hirde valilikler yapmış ve 4 kez sadrazamlık koltuğuna oturmuştur. Eşref’i en çok kuruyup, gözeten bürok­ratlardan biri hatta birincisidir ama, Eşref’in en çok hicvettiği insanlardan biri de odur. Sık sık sadrazamlığa getirilince şu mısraları da onun için yazmıştır: 

 

Agop paşayı lütfet padişahım sadr-ı azam yap

Denînin peyrev-i ikbâli varsın bir denî olsun

Sadaret mührünü memnû’ ise vermek Müslüman’a

Yahudi’den usandık bir zaman da Ermeni olsun

 

Yahudi milleti çok farklı bir millet. Hele onların Siyonist tabir edilen fa­natiklerinin şerrinden Allah korusun. Dünyanın her tarafından dışlanıp, kovu­lup, katledilip, sürüldükleri dö­nemde, Osmanlı kendilerine kucak açmış, memleketin en iyi yerlerine yerleştirmiş, büyük imkânlar tanımış, mevki ve ma­kamların en üst derecelerine getirmiş, memleketin kaymak ve kremasını yemişler… Ama bütün bu iyiliklerin faturasını Os­manlıyı yıkıp, dünya siyaset sahnesinden silmekle ödemişler, bugün de onların torunlarına en büyük düş­manlıkları yapmakla meşguller.

 

Bir yeniçeri, bir Yahudi’yi tenha bir yerde kıstırmış, palayı boğazına da­yamış ve “Ulen hain Yahudiler, siz Hz. İsa’ya ne eziyetler ettiniz, annesine ne iftiralar attınız, sonunda onu çar­mıha gerip katlettiniz, şimdi onların hesabını senden alacağım” demiş,

 

Yahudi; “ama bunlar 2000 sene önce olmuş olay­lar” deyince, Yeniçeri; “olsun ben yeni duydum” demiş.

Biz bunu fıkra olarak ve garip bir anlayış olarak değerlen­dirir, güler latife ederdik ama, Yahudi’nin bugünkü uygulaması aynen bu zihniyet gibidir. 1500 sene önce İslâm tarihinin            derin­liklerinde kalan olayların bile hesabını bugün Müslümanlardan, özellikle onların lideri durumunda olan Müslüman Türkler­den sormaya kalkıyorlar. Allah şerlerinden muhafaza buyursun.

 

Necip Fazıl merhumun; “kendi yumurtalarını pişirebilmek için, dünyayı ataşe vermekten çekinmezler” sözüyle ne kadar maddeci ve menfaatçi olduk­larını dile getirdiği Yahudilerden:

Küçük Salamon okuldan iki gözü iki çeşme ağlayarak döner. Babası neye ağladığını sorunca, hıçkıra hıçkıra cevap verir:   “Öğretmen ‘ahlâk nedir?’ diye sordu, bilemediğim için bana sıfır verdi.”

 

Babası; “İyi etmiş. Öğreneydin. Gel sana anlata­yım, dinle” der: “Meselâ, bir müşteri geldi dükkâna, mal aldı. Giderken de içi para dolu cüzdanını unuttu. İşte ahlâk burada başlar. Bu cüzdanı ne yapacağım? Yalnız kendime mi sakla­ya­cağım, yoksa ortağımla mı paylaşacağım?..”

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.