Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.04
  • ALTIN
    2325.3
  • BIST
    9093.72
  • BTC
    70160.99$

Vakti Saati Gelince Olur      

29 Ağustos 2020, Cumartesi 08:19

Müslümanlardan birinin Yahudi bir ortağı vardı. Ortağını ne kadar İslama dâvet etti ise, Müslümanlığı kabul etmedi. Hatta bu ortağına;

"Eğer müslüman olursan, malımın üçte birini sana veririm." dedi. Yahudi yine kabul etmedi.

O müslüman başka bir gün;

"Eğer müslüman olursan, malımın yarısını sana veririm." demesine rağmen yine kabul etmedi.

Müslüman tüccar bir süre sonra;

"Eğer müslüman olursan, malımın üçte ikisini sana veririm." dedi. Yahudi yine kabul etmedi.

Müslüman tüccar artık ortağının müslüman olmasından ümidini kesmişti. O müslüman, bir gün Ebu Said Miheni'nin dergâhının yanından geçiyordu. Yahudi ortağı da yanında idi. Bu sırada dergâha girdi. Ebu Said Miheni bu sırada sohbet ediyordu. Yahudi ortağı da kendi kendine;

"Ben de mescide gireyim, bir dinleyeyim, bakalım neler anlatıyor. Onun halk arasında kabul görmesinin sebebi nedir bir göreyim? Yahudi olduğuma dair üzerimde herhangi bir işaret olmadığı için beni nasıl olsa tanımaz." dedi. Yahudi, gizlenerek mescide girdi. Bir direğin arkasına oturdu. Ebu Said Miheni sohbet esnasında bir ara yahudinin arkasında oturduğu direğe doğru dönerek;

"Ey Yahudi! Direğin arkasında ne kadar kendini gizlemeye çalışsan da gizlenemezsin." dedi.

Yahudi gayri ihtiyari ayağa kalktı. Ebu Said Miheni'nin yanına vardı. Ebu Said hazretleri ona müslüman olmasını söyleyince, bu dâveti kabul edip, müslüman oldu.

Ebu Said hazretleri ona;

"Şimdi ortağının yanına git. Sana müslümanlığı öğretsin. İşler vakti zamanı gelince olur. Ondan önce olmaz. Zamanı gelince müslüman olmak için malın üçte birine, yarısına ve üçte ikisini vermeye hacet kalmaz." buyurdu.

Bazı şeyler vardır ki her ne kadar istesek de olmaz. Tüm gücümüzü, tüm servetimizi ve dahi tüm benliğimizi ortaya koysak da istediğimiz sonuca ulaşamayız. Çünkü vakti değildir henüz. Neyin iyi neyin doğru olduğunu her zaman ön görmek mümkün değildir. Hayır da şer, şer de hayır olduğunu hiçbir zaman bilemeyiz. Bilemeyiz fakat sabır edip zamana bırakırsak yaşar ve görürüz. Elem ve acı içinde şer diye üzüldüklerimiz hayır çıkabilir, yanlış bildiklerimiz doğru olabilir. Sevinç naraları içinde hayır bildiklerimiz şer çıkabilir, doğru bildiklerimiz yanlış olabilir. İnandıklarımız inanmadıklarımızla yarışabilir bu yarışta mağlup olabilir. Bu bir yanılgı değil bu bir tecrübedir. Tecrübeler dilden dile anlatılarak kazanılmaz bizzat yaşayarak elde edilir. Yukarıda da okuduğunuz gibi anlatılanlar verilen vaatler bir yahudiyi uzun süre ikna edemezken vakti ve zamanı gelince edilen bir cümle söz bütün cabaları boşa çıkartıp ikna etmiştir.

Bizlerinde doğru vakitte, doğru zamanda, doğru şeyleri yaşayıp doru olanı doğru yolla bulmanın zevkine ulaşmayı tatmanın umuduyla…

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.