Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.02
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9090.13
  • BTC
    69908.05$

Ulvî gayelere yelken açmak (3)

30 Kasım -1, Pazartesi 00:00

 

Allah’a  hamd, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e salât ederim.

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak , Âl-i İmrân Sûresi 19. ayette:’’… Kuşkusuz Allah katında din İslâm'dır…’ .( Kuran YoluMeal ve Tefsiri ) buyurmaktadır.İslâmî anlayışa göre din, kısaca kişinin yaratılış amacına uygun bir hayat sürebilmesi ve bu amacı belirli bir disiplin içinde gerçekleştirebilmesi için kendisine yol gösteren kurallar bütününü İfade eder.

 

İslâm kelimesinin sözlük anlamıyla terim anlamı arasında güçlü bir alâka vardır. İslâmî anlayışa göre din, irade ve akıl sahibi varlıklar arasında uyuşmazlıkları ve çekişmeleri önleyip uzlaşma sağlayan bir kanundur. Din sadece insanlar arasında değil insanlarla Allah(c.c.) arasında da bir mutabakatı ifade eder. Böylece yaratanın iradesiyle yaratılmışların iradesi arasında bir uyum sağlanmış olur. ( Elmalılı, II, 1062-1063)

 

Dünya hayatını denizlere,okyanuslara benzetebiliriz.

Denizler, üzerinde gezen gemileri ve o gemileri yöneten insanları; tedbirsizlikleri, dikkatsizlikleri, bilgisizlikleri, ya da denizcilik kurallarına uymamak gibi hâllerinden dolayı bir anda içine alıp yok edebilirler.

 Denizlerin yeryüzündeki hayat için, özellikle de insanlar için sayılamayacak kadar çok faydaları bulunduğu hâlde, onun kurallarına uygun olarak hareket edilmediği takdirde hiç kimseye  görüldüğü üzere  hayat hakkı tanımamaktadır.

Hacı Bektaş Veli’ye göre, insanlar için de durum aynı şekildedir: Bir insanın rahat ve huzurlu olarak yaşayabilmesi için, o kişinin, vücudunu oluşturan tüm organlarını yaratılış sebeplerine en uygun şekilde kullanabilmeleri gerekir. Aksi hâlde insanoğlunun başı hiçbir zaman dertten ve belâdan kurtulamaz. (Aziz Yalçın. Yorum ve Açıklamalarla Makalat-ı Hacı Bektaşi Veli Ank.1991sh 290.  ) 

 

 Ulvî gayeler vardır. Onlara ulaşmak için çalışırız. Bu arada, idealleri olanlar elbette çeşitli engellere takılabi lir, zaman zaman sarsılabilirler; ancak asla pes etmezler. İyi eğitimli olmak, iyi dostlara sahip olmak, iyi konuşmak, iyi yazmak, çok çalışmak ideallere ulaşmanın kilometre taşlarıdır. Bir özlü sözde bu konu çok güzel anlatılmıştır:

“İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.”

İdealleri uğruna mücadele eden insanlar, daima ideal olanın peşindedirler; ideal sözler, ideal davranışlar, ideal tutumlar… İdeal insan, ideal ana, ideal baba, ideal öğretmen, ideal eş, ideal çocuk olma amacında olsak da yüzde yüz ideale ulaştığımızı söyleyemeyiz. Eksikliklerden ve yanlışlardan arındıkça, bir öncekine göre daha ideal olduğunu düşünebiliriz. İdeal, herkes için en iyi olanın arayışıdır.

 

Her insan, kendi kapasitesi dahilinde gerçekleşmesi mümkün olan ideallerin peşinde olmalıdır. İdealleri uğruna çalışmak ve mücadele etmek için gerekli olan motivasyonu, başkalarının onayından değil kendi inancından almalıdır. Sık sık başkalarının yönlendirmesiyle harekete geçen bir kişi, lokomotifsiz bir trene benzer. İtme veya çekme kuvvetiyle hareket etse bile yeterli enerjiye sahip olmadığı için yolda kalacaktır

Kim hangi amaçla yola çıkıyorsa, o amaca uygun bir değerlendirmeye tabi tutulur. (Hadis No: 5751, Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 1). Allah, şeklinize ve kalıbınıza değil, niyetlerinize ve davranışlarınıza bakar. (Hadis No: 3312, Buharî, Nikâh 45)

İdeale ulaşma, mükemmel arayışıdır; hataları, kusurları, eksikleri, yanlışları değiştirme ve düzeltme gayretleridir. İlahi mesajda da, ideal davranışlara sıkça vurgu yapılır. K.Kerim Yunus sûresi 26.ayette :

            10/26 ''Güzel yapanlara güzellik vardır, daha fazlası da vardır. Onların yüzlerinde ne toz toprak bulaşığı olur ne de aşağılanmışlık izi, işte bunlar cennetlik kullardır, kendileri orada sonsuza kadar kalıcıdırlar. ''

Tefsir:'Allah kullarını esenlik yurduna, âyetteki güzel ifade ile "dârüsselâm’a çağırmaktadır, dinin amacı insanlara ebedî mutluluğu sağlamaktır. Dünya hayatında peygamberleri dinleyenlere, akıl ve iradelerini doğru kullananlara Allah doğru yolu göstermektedir. Bu yolun sonu cennettir, cemaldir, insanlara eşsiz saadet bahşeden Allah rızâsıdır (rıdvandır). Böylesine bir mutluluktan mahrum olanlar, olmadık hayallerin peşine düşerek, hurafelere kapılarak kendi sonlarını hazırlamış olmaktadırlar,'' (Kur'an Yolu)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.