Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2303.2
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70861.92$

ÜÇ AYLARDA İYİLİKLERİMİZİ ARTIRALIM

04 Mart 2021, Perşembe 08:55

Mübarek üç aylarda iyilikleri ve hayırları artırmanın önemi çok büyüktür. Çünkü bu aylarda yapılan iyilik ve ibadetlere kat kat sevap verilmektedir.

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de her zaman iyilikleri artırmamızı emretmektedir:

“İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. (Bakara, 2/195),

“İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz"(Bakara, 2/58),

"Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edin, herkese güzel sözler söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" (Bakara, 2/83),

“Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.” (Bakara, 2/110)

“Her kim iyilik yaparak, bütün benliğini Allah’a teslim ederse, onun ecri Rabbi katındadır. Onlar için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değillerdir.” (Bakara, 2/112)

Bu ayet-i kerimelerde Allah Teala, bize iyilikleri çok yapmamızı emrettikten sonra iyilik yapanlara verilecek sevap ve mükafatları müjdelemiştir.

Sevgili Peygamberimiz (sav) de iyilik yapanlara verilen sevapları çok güzel açıklamışlardır:

“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar.

Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.” (Buhârî, Rikâk 31; Müslim, Îmân 207, 259).

Bu hadis-i şerife göre bir insan iyilik yapmaya niyet eder, sonra da herhangi bir engel sebebiyle bu iyiliği yapamazsa, Allah Teâlâ o kimseyi iyi niyeti sebebiyle ödüllendirmek ister ve yapmayı düşündüğü iyiliği yapmış sayarak ona bir sevap yazdırır. Buna göre iyi bir şeyi düşünmek bile iyilik sayılmaktadır. Bir düşüncenin ve hareketin iyilik olarak değerlendirilmesi için de onu yapmaya niyet etmek şarttır.

Şayet insan düşünüp yapmaya niyet ettiği o güzel hareketi yapacak olursa, mükâfâtı on mislinden başlar. En az bire on kazanır. Bu mükâfât 700 misline kadar çıkar. Eğer yapılan iyilik Allah Teâlâ’nın çok değer verdiği davranışlardan biriyse, kul da o işi ihlâs ve samimiyetle yapmışsa, mükâfâtı 700 misliyle de kalmaz; hesabını sadece Cenâb-ı Hakk’ın bileceği daha yüksek ölçeklerle değerlendirilir. Kur’ân-ı Kerîm’deki:

“Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilmez”(Secde, 32/17) âyeti bu sayısız mükâfâta işaret etmektedir.

Bir hadîs-i kudsîde bu hadsiz hesapsız mükâfât şöyle açıklanmıştır:

“İyi kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir kimsenin de hatırından geçiremediği nimetler hazırladım”(Buhârî, Tevhîd 35).

Bir kötülük yapmak isteyip de sonra bundan vazgeçen kimseye tam bir sevap yazılmasının sebebi, o kötülüğü yapabilecek güçte olduğu halde Allah’dan korkarak vazgeçmesidir. Düşündüğü fenalığı yapmaya gücü yetmediği veya buna imkân bulamadığı için yapamayan kimseye ise hiçbir sevap yoktur. Çünkü o tasarladığı kötülükten vazgeçmek için kendisini zorlamamış, bu yolda bir gayret sarfetmemiştir.

Bir kötülük yapana sadece bir günah yazılması, Allah Teâlâ’nın kullarına karşı ne kadar âdil ve ne kadar geniş bir merhamete sahip olduğunu göstermektedir (Komisyon, Riyazü’s-Salihin Peygamberimizin Hayat Ölçüleri, c. 1, s. 132-133).

Kötülüklerin âzamî karşılığının bir misli ceza, iyiliklerin asgarî karşılığının on misli mükâfât olması âyet-i kerîmeyle de belirtilmiştir:

“İyilik edene, yaptığı iyiliğin on misli mükâfât verilir. Kötülük yapan da yaptığının dengiyle cezalandırılır”(En`âm, 6/160).

O halde mübarek üç ayları manevi ibadet bahar mevsimi olarak görüp iyiliklerimizi artıralım. İçinde bulunduğumuz salgın hastalık sürecinde işsizlik, ekonomik kayıp ve zararlar yaşayan, zor durumda olan, fakir, yoksul, yardıma ve desteğe muhtaç durumda olanlara elimizden gelen iyiliklerimizi esirgemeyelim. Allah hepimize dünya ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eylesin.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.