Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2430.4
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64724$

TÜRK -AMERİKAN İLİŞKİLERİ(2)

13 Aralık 2017, Çarşamba 07:25

Evangelist köpeklerin güç gösteriyle siyonizmin sevindiği, İslam coğrafyasında Suudi Amerika ve İngiliz dölü Birleşik Arap Emirlikleri kukla yönetimleri hariç, kalan tüm İslam ümmetinin büyük bir üzüntü içerisinde bulundukları, istim üstünde bulundukları ve günlerin neyi getireceği çok bilinmeyen bir denklem içerisine girmiş bulunmaktayız.

Bugüne kadar İslam coğrafyasında kendi istedikleri tip de kendilerine hizmet eden kukla yönetimlerle işi yürüten domuz sever coniler bu sefer daha da ileri giderek işi İslam coğrafyası ile karşı karşıya kalmaya kadar götürüp büyük bir pişkinlikle elçiliklerini Telaviv’den Kudüs’e taşıyacaklarına dair karar aldılar hem de BM kararlarını hiçe sayarak. Hukuku çiğneyerek, İslam toplumları ile savaşı göze alarak.

Bu evangelist serserilerin birden böyle karar almalarının altında böyle karar almalarını gerektiren ve ivedilik kazandıran sebep neydi?

Dünyadaki tüm hukuksuzlukların direkt kaynağı olan bu kapitalist tüccarlar ne oldu da zaten bulanık olan ve kara bulutların dağılmadığı bu coğrafyayı içinden çıkılmayan temel meselelerle uğraştırırken ve kendi aralarında birbirlerini yerlerken, acaba fırsat bu diyerek iyice İslam coğrafyasındaki pısırık ilişkilerin yumağında bulunan ve asırlardır uyuyan bu insanları yani bizleri son bir darbe vurma hevesiyle yok etmek modunamı girdiler.

Hâlbuki Ortadoğu’daki azgınlıkların ve hukuksuzlukların temelinde olan ve dünyadaki tüm sapkın işlerin ekseninde bulunan bu kapitalist sömürgeci düzenin insan hak ve hukukuna vurduğu darbenin iki aksiyonu önce ABD iken 1948’de Yahudi sermayesi ile kurulan İsrail olduğunu tüm dünya biliyor. Burada yeri gelmişken söyleyelim bu İsrail terör devletini ilk tanıyan devletlerden birinin de Türkiye olduğunu kaydedelim ve ilişkileri daha da öteye taşımak isteyen ülkemizdeki darbe sever komitacıların olduğunu da unutmayalım.

Ve hatırlayalım Siyonizm düşmanı Rahmetli Erbakan Hocamızın bu Siyonist it-rail Yahudi zihniyeti hakkında söylediği, korkmadan haykırdığı ve İslam dünyasında yankı bulan o sözlerini yeniden hatırlayalım müsaade ederseniz. Bugün İt-rail ABD korkusu ile yerlerinden kalkamayan politikacılar ve ülkeler varken İslam’ın gür sesi olan ve köleci zihniyete karşı çıkan şerefli bir duruşun öncüsü olan rahmetli hocamız tıpkı “ONE MİNUTE” örneğinde olduğu gibi dik duruşun asaletli savunucusu olarak korkaklara uyanmaları telkinleri içindeki taşan duygularını şöyle haykırmıştı.” İt-rail’in Filistin’e attığı bombaların yarısını Müslümanlar it-rail’e atsa akşam çayını Kudüs’te içeriz.”

Gelin görün ki İslam dünyası üzerinde serpili olan ölü toprağını atamadığından sayıları 1,5 milyar olmalarına rağmen bir avuç it sürüsüyle başa çıkamadılar. Tamam, onları besleyen, arkalarını sıvazlayan ve onların İslam coğrafyasında menfaatlerini koruyan ileri bir karakolları durumuna getiren bir evangelist domuz severleri var ama niye başta petrol zengini ve aşırı lüksün harcama patronları olan Arap yöneticileri adları Müslüman olmalarına rağmen kendi halkından yana değil de sömürgeci evangelistlerden yana işbirliğine girişiyorlar ve İslami bir duruş gösteremiyorlar. Ve eminim ki Bedir Savaşında Allah için canını ortaya koyan ve izzet sahibi 313 Müslüman bugün ki 1,5 milyar Müslüman’dan daha çoktu. Mesele sayıca çok olmak değil mesele duruş sahibi olarak inancının gereğini Allah için yapmaktır. Emri ilahiye uymaktır.

Eğer o dönemde Müslümanlar Allah’ın emrine uygun yaşayıp dört elle İslama sarılıp başarmışlarsa bunu başta hayatlarını düzene koymaları ile ümmet ve kardeşlik bilincini samimiyetle yaşamalarıdır. İlim hikmet, sanat edebiyat mimari musiki fen riyaziye ve diğer alanlarda başarı kazanmaları ve daha da önemlisi insanın kalbini kazanmaları ve Allah sevgisiyle yaşamaları ve dünyevi menfaatlere meyilli olmamaları insanı merkeze almaları parlak bir devire ve parlak bir medeniyete ulaşmalarına vesile olmuştur. Gerçi dönem dönem asrısaadet sonrası hatta o dönemde bile Yahudi zihniyetinin fitnesi ile kafalar bulandırılmak istenerek İslam boğulmak yok edilmek istenilmiş kargaşa çıkarılmış olmasına rağmen güçlü İslam âlimlerinin dirayet göstermeleri ile dağılmalar önlenmiş ve neticede İslam bir bütün olarak korunmuştur. İslam bir bütündür. Biz parçalar olarak bu bütünü tamamlamak için var kuvvetimizle bu dairenin içinde yer almak gerektiğini idrak etmeliyiz. Aksi takdirde dağılma iç kargaşalar ve kapitalist tahakkümler aynen bugünkü tabloyu hazırlamıştır.

Müslümanları bölüp parçalamanın tek geçerli yolu olarak onları Kur’andan uzaklaştırmak ve ümmetin başsız kalmasını sağlamak olan batılılar derslerine iyi çalıştıklarından sömürge felsefeleri ile teknolojik başarılarını insan ve devletler üzerinde deneyerek kontrol altına aldıktan sonra sözde demokrasi ve hukuk naralarıyla bir tarafta devletleri ve insanları kandırırken diğer tarafta sömürge ve baskın çıkma yolundan asla vazgeçmemişler ve çapsız medeniyetlerini insan kanı üzerinde haksızlık üzerinde kurmuşlardır.

Batı demek kan dökmek demek, sömürü demek. Batı gibi düşünen Siyonist köpeklerde tamamen dini ritüelli yaklaşımları ile arzı mevud ihtirasında kudurmanın senfonisini dünya ya dinlettirmek için çırpınırlarken bütün bunların arefesinde İslam dünyası da kendi içinde temel meselelerini ele alıp çözeceği yerde bir araya dahi gelip karar alamamaktan başka bir şey yapmadılar.

Çünkü onlar yani bizim dünyamızda bulunanlar ümmet bilincine düşman edilmişti. Çünkü bizler batılı kavramlarla büyütülmüştük. Çünkü bizler İslam’ın kardeşlik dokusunu kaybettiğimizden bırak uzaktaki Müslüman’ı kapı komşu olacak insanları bile daha apartmanımızda tanımıyorduk.

Biliyorum yara büyük dert büyük sorunlar üst üste yığılmış. Üstelik sorunları sıradağlar gibi üzerimizden indirmeyenler var. İslam Birliğini kuramadığımız için başımız beladan kurtulmuyor. Düşünün İslam dünyasında adeta tek başına çırpınan bir Cumhurbaşkanımız ve bir Türkiye var. Hani diğerleri nerede? Hangi delikte saklandılar. Batı İslamı terör olarak atfederken biri çıkıpta,”hayır İslam terörle anılamaz diyemiyor”.Ama Kâbe İmamı çıkıyor “biz ABD ile birlikteyiz bu coğrafyayı böyle idare edeceğiz”gibi laflar ediyor. Bu alenen sömürge değilde nedir? İslamın düşürüldüğü hale bakın. Nasıl böyle bir şuursuzluk iş başında. Bunlar Allah’a hesap vermeyecekler mi?

Netice itibariyle özetlersek; eğer elimizdeki değerlerimizi islam aydınlığında yüzleşip sorgulayabilseydik batıya bağımlı olmazdık. islam birliği teşkilatı sözde değil özde bilinçlenirdi ve toplumsal bazda bu kadar eziklik olmazdı.
Biz bugün batı karşısında büyük bir savaş veriyoruz ve bu savaşımızda canımızı kaybedebiliriz ama "BİZ SAVAŞI KAYBETMEYECEĞİZ. KUDÜS BİZİMDİR. EBEDİYENDE BİZİM KALACAKTIR" KAHROLSUN AMERİKA VE YANDAŞLARI. ZAFER ALLAHA İNANANLARINDIR

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.