Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.72
  • ALTIN
    2413.6
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66300.8$

Tevazu Müslümanın Şiarıdır

16 Kasım 2020, Pazartesi 08:40

Tevazu; alçak gönüllülük, haddini bilmek, sahip olduğu meziyetleri ön plana çıkarmamak, kolayca ulaşılır olmak, hak ve hakikate boyun eğmektir. Günümüzün en büyük manevi hastalıklarından biri tevazu noksanlığıdır. Bu hastalığın gerçekten de tedavisi zordur ve ancak manevi terbiyeden geçmekle şifa bulunur.

Tevazu Müslümanın şiarıdır. Tevazu, Müslüman şahsiyetin en önemli özelliklerinden, neye değer vermemizi hatırlatan güzel bir özellik olup, Hz. Peygamberin ifadesiyle insanı yücelere çıkaran bir haslettir. Kibir ise aklımızı kapatan, gönlümüzü karartan ve neye ne kadar değer vermemiz gerektiğini unutturan bir kötülük olup, tevazunun zıddı kibirdir ki Allah Tealâ’nın gazabını celbeden en kötü hasletlerdendir. Zira Şeytan’ın Allah’ın rahmetinden kovulması tevazuyu terk ederek böbürlenmesindendir.    

Tevazuya ulaşmanın en güzel yolu, bu ahlâka ulaşmış salih insanlarla beraber olmaktır.

Büyük veli Yahya b. Muaz (k.s.) ne kadar güzel söylemiş konumuzla ilgili:

“Tevazu herkes için çok güzeldir, ancak zenginlerde daha güzeldir. Kibir her insanda çirkindir, fakat fakirlerde daha çirkindir.”

Kibir, Allah'ın yarattığı kullarına yakışmaz. Biz kuluz, kula kulluk yaraşır. Bazı insanlar bir mekân veya mevki sahibi olunca kimseye selâm bile vermeye tenezzül etmez. Bir insanın ilmi, irfanı, makamı ve şanı arttıkça edebi artmıyorsa, onun Allah’tan uzaklığı artar. Allah’tan uzaklaşan kimse ise insanlıktan çıkana kadar azar.

Tevazu, alçakgönüllü olmak demektir Böylelerine, mütevâzi insan denilir Tevazu dalkavukluk olarak algılanmamalıdır. Kibirli kimselere karşı kibirli olmanın bir çeşit sadaka sayıldığı unutulmamalıdır.                                                                                                                       

Dünyada ve ahirette şeref, tevazu sahiplerinindir. Kibirli kimselere dünyada sevgi kapıları açılmadığı gibi, ahirette ebedi cennet kapıları da açılmayacaktır, Cenab-ı Hakk’ın emirlerine karşı burun büken ve insanları küçümseyen kibirliler hakkında iki cihanın Serveri Hz. Muhammed (s.a.v.)’ın hükmü şudur:

“Kalbinde zerre kadar kibir taşıyan kimse cennete giremez.” (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbnu Mace)

Mevlâna’ya göre tevazu insanın kendi hatalarını görmesi demektir. Ancak kendi hatalarını görenler maneviyat sahasında ilerleyebilirler. Kibir hastalığına yakalanmış bir kalp, dünyada tövbe ile temizlenirse bu tehlikeden kurtulur, ancak, tevazu kalpte kendi başına oluşacak bir güzellik değildir. Bunun için, insan kalbinin derdine düşmelidir, kibrini temizlemek için çare aramalıdır.

Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi Bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaşi Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaşi Veli’ye anlatır ve Hacı Bektaşi Veli;

-”Helal değildir” diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaşi Veli’ye de anlattığını ama onun kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana’ya bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der;                                   

-”Biz bir karga isek Hacı Bektaşi Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.”

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaşi dergâhına gider ve Hacı Bektaşi Veli’ye Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini birde Hacı Bektaşi Veli’ye sorar.Hacı Bektaşi Veli’de şöyle der;

-”Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.      

Onlar, ilâhî aşk ile benliklerini yıkamışlar ve Yüce Yaratıcı’ya güzel kullukla ayrı bir benlik kazanmışlardır. Bu sebeple ölümü sıkça hatırlamak, her şeyin bir gün nihayet erdiğini unutmamak tevazu içerisinde bir hayat sürmemize yardımcı olacaktır.                                             

Yüce Mevlâ bizleri kibir ve zillet üzere değil, tevazu ve izzet üzere yaşatıp rızasına nail eylesin. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.