Konya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    35.12
  • ALTIN
    2309.8
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70942.29$

Tefekkür ve Tezekkür

04 Mayıs 2020, Pazartesi 09:06

Tefekkür; düşünme, arama, araştırma, tezekkür; aradığını anma, hatır­lama, anlama manalarına gelir. İslâm ilim, irfân, tefekkür ve tezekkür dini­dir. Müslüman düşünecek, bilecek, anlayacak ve anla­dığını yâni düşünerek bulduğu Rabbine ibâdet ve itaat edecek. Müslüman arayıp anlamadan taklitçi biri olarak, “uydum kalabalığa” diye îman etmeyecek. Konunun önemine binâen Kur’ân’da tefekkür 200 âyette geçmektedir.(1) Hz. Ali ne kadar ibretli söylemiş: “İlimsiz ibâdette, tefekkür­süz tilâvette (okumada) hayır olmaz.”

Biz Müminler namazlarımızda tahiyyata oturunca “Salli” ve “Bârik” duâlarını okur­ken, günde yüzlerce defa Hz. İbrâhim’e selâm göndeririz. O’nun ismini Peygamberimizle berâber anıp, şanını yü­celtiriz. Sebebi şudur: Bu büyük peygamberin farklı özellikleri ol­makla berâber, en büyük mahâreti, Rabbini düşünerek, tefekkür ve tezekkür netîcesi arayarak bulmasıdır.(2) İstidlâli me­tot denen bu yol, Kur’ân’da En’âm Sûresinin 75. âyetinden itibâren anlatılır. Ayrıca Hz. İbrâhim, Peygamberimizin 9. Göbekten dedesi olur.

Kâinatta bilinçli ibâdet sebebiyle, Hallâk-ı Cihâna yakınlıktan, sevgili kul ol­maktan daha büyük bir şeref olamaz. Bu bahtiyarlığa varabil­mek için de tefekkür ve tezekkür ehli olmak gerekir. Kur’ân böyle in­sanları, peygamberler, veliler, sâlihler, sıddıklar diye nite­lendirir. Bunların hepsi tefekkür erbabıdır. Tefekkür ha­linde iken kulun alıcıları ve antenleri daha hassas çalışır. mâlûm Efendi­miz’e Peygamberlik böyle bir düşünce yoğunluğu halinde iken Hıra Da­ğında gelmiştir.

Yüce Allah insan beynini tefekkür ve tezekküre uygun yaratmış­tır. Öyle ki; Ulu Allah’ın ilk emrini yerine getirip okudukça, dü­şün­dükçe, araş­tırdıkça, beyin hücreleri çoğalmakta, kendini yenile­mekte, bunamaktan, delirmekten, Alzheimer gibi hastalıklardan ken­dini korumaktadır. Bedenî tembellik insanı obezleştiriyor, fikri tem­bellik de beyni küçültüp çocuklaştırıyor.

Beyni canlı tutmanın tek yolu okumak ve düşünmektir. dünyâda beyin üzerine otorite olan ve kendisine ABD de asrın tıp ödülü verilen(3) popüler doktorumuz Prof. Gazi Yaşargil, “Beyninizi geliştirmek ve genç tutmak için çok okuyun, bulmaca çözün, illâki beyni çalıştırın” demektedir.(4) Jaurnal Nourology adlı tıp dergisinde çıkan bir maka­lede “çok okuyan in­sanların yaşlılıklarında daha az hâfıza kaybına uğradıkları” yazıl­mıştır.(5)

Eskiden okul dönemlerimizde bize “geriye ket vurma” diye bir şey öğre­tirlerdi. Yâni “insan beyninin de bir kapasitesi var. Bu ka­pasiteyi doldurur­san yeni öğrendiğin bilgiler, eskileri siler” derler ve bir misal verirlerdi: Bir borunun içini tamâmen doldurursan, dol­duktan sonra illâki yeni bir şeyler sokuşturmak istersen, öbür ucun­dan eski doldurduklarından bazıları çıkar.

Halbuki bunun gerçeği yan­sıtmadığı bugün ortaya çıkmıştır. Yapılan  araştırmalar, dâhi de­nen insanların bile, Allah’ın verdiği beyin nimetinin yüzde onunu ancak kullanabildiklerini ortaya koymaktadır.(6) Bunun için şöyle denmiş­tir:“dünyâda her şey çalıştıkça eskir ve yıpranır, beyin ise çalıştıkça gençleşir ve yenilenir.” Hatta büyük sosyolog İbni Hal­dun; “Beyin; değirmene benzer, içine bir şey atmazsan, kendi ken­dini öğütür.”  demiştir.

Çalıştırıldığı takdirde canlılığını ölünceye kadar devam ettiren ve sani­yede 20 katrilyon işlem yapma kapasitesine sâhip olan beynin,(7) ABD ve ileri tıp merkezlerinde yapılan araştırmalarda yeni yeni sır­ları ortaya çık­maktadır. dünyânın en saygın üniversitelerinden Yale Üniversitesi tarafın­dan yapılan  ve dünyânın en saygın bilim dergisi New Scientist'ta yayınla­nan bir araştırmaya göre insan beyni "Tanrı’ya inanmak için programlan­mıştır."(8)

 

Yine ABD de yapılan araştırmalarda beynin çok çalışmakla yorulma­yacağı, yorgunluk hissinin başka bir kaynaktan geldiği ispatlanmış­tır.(9) Roger Garaudy (1913-2012); “Bu sebeple olsa gerek ki; Kur’ân-ı Keri­min 750 âyeti yâni sekizde biri insanları araştırmaya, incelemeye teşvik eder” de­miştir.(10)

Dipnotlar:

1- Bunlardan birkaçı: Müminûn 115, Kıyâme 36, Kâf 6-8, Sâd 27, Duhân 38, 39, Zümer 21, Bakara 164, Ra’d 3, Âli İmrân 190, 191. 

2- Sadık Kemal Tural, İslâmî Değerlerin Geleceği Sempozyumu, 1-3 Aralık 1995 Ankara, kitap Yay. 1997, s.107.

3- Milliyet Gazetesi, 03. 11. 1999, ayrıca bkz; Yeşilay Dergisi, sayı 788, s. 22.

4- Milliyet Gazetesi, 20. 05. 1999.

5- Milliyet Gazetesi, 15. 07. 1999.

6- Sabah Gazetesi, 03 Kasım 2011.

7- TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Şubat 2003, sayı 423, s. 52.

8- Milliyet Gazetesi, 07. 02. 2009; 08. 02. 2009.

9- Dale Carnegie, “İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın Yolları”, Epsilon Yay.İst.2004,s.19.

10- “Endülüs’te İslâm”, Türk Edebiyatı Vakfı Yay. Çev. Cemal Aydın, İst. 2014, s. 278.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.