Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.89
  • ALTIN
    2435.2
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66793.93$

TARIMSAL ARTIKLARDAN ÇEVRECİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ

04 Kasım 2021, Perşembe 09:11

Enerji kaynaklarının verimli, etkin, güvenli, zamanında ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve ülke refahına en yüksek katkının sağlanması gerekmektedir.

Türkiye’nin petrol, petrol ürünleri, doğalgaz, LPG, kömür gibi ithal enerji ihtiyacı için harcadığı para; artan enerji ihtiyacına bağlı olarak her sene artacaktır. Pandemi sonrası her alanda olduğundan fazla hatta sağlıktan bile daha fazla etkilenen alan, dünyada enerji ticaretinde yaşanmakta. Salgını fırsata çevirmeye çalışanlar oldu elbet, en fazla fırsata çeviren de Çin-Rusya -görünen görünmeyen- işbirliği diyebiliriz. Enerji alanında aldıkları kararlarla Avrupa’yı enerji tedariki ve fiyat politikası olarak esir almadılarsa da etkisi altına aldılar.

Ülkemizde petrol ve doğalgaza yüzde 50'lik artışa biz feryat ederken, Avrupa’da yüzde 250-350 zamları duyuyoruz. Ülke ekonomilerinin ve halkın gelir düzeyinin verdiği tepkiler bir değil elbet. Sebebe değil de sonuca bakacak olursak, her alanda olduğu gibi kendine yetebilmenin çarelerini bulmalıyız. Yine her alanda olduğu gibi enerjide de dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Yeraltı enerji kaynaklarımız yeterli değilse çevreci enerji kaynaklarının elde edilmesi için yatırım yapabilecek kişi, kurum, şirketler desteklenmeli, devletimiz buna öncülük ederek var olan fırsatları değerlendirme yollarına ışık tutmalıdır.

Yenilenebilir Enerji, sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Günümüzde küresel enerjinin yüzde 80’i fosil yakıtlardan elde ediliyor. Yenilenebilir enerji kaynakları kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmada en önemli rolü üstlenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları Güneş, Rüzgâr, Biyokütle, Jeotermal, Hidrolik, Hidrojen ve Okyanus Enerjisi (Dalga ve Gel-Git) olarak sıralanabilir.

Doğada çöp yoktur. Çünkü doğa her türlü çöpünü dönüştürür. ‘Organik atık’ tabir edilen ve kentsel çöpümüzün büyük bir miktarını oluşturan mutfak atıkları ve bağ-bahçe atıkları, pazaryeri atıkları, çöpe atılmaktadır.

Bunun yanında; hayvancılık işletmelerindeki hayvan dışkılarının biyogüvenlik riski nedeniyle acilen tesis dışına çıkarılarak kontrolsüzce tarım alanlarına atılması toprağın biyolojik yapısını tahrip etmekte, toprak yüzeyi ile yeraltı sularını kirletmekte, küresel iklim değişikliğinin önemli bir sebebi olan metan gazı salınımı nedeniyle de bölgenin hava kalitesini düşürmektedir.

Oysa bu tip ‘organik atıkları’ kompost ve biyogaz tesislerinde değerlendirmek suretiyle gübre elde ederek hem doğayı koruyup ve toprağı bereketlendirmek hem de oluşacak enerjisinden faydalanmak mümkün. Pek çok ülke, farklı sistemler ve farklı büyüklükteki tesislerde bunu yapıyor. Türkiye’de ise yasal mevzuat var ama altyapı ve uygulama yeterince yaygın değil.

Atıkların çevre koruma ilkeleri kapsamında yönetilmesini sağlayan hizmet altyapısı için, gerekli tüm donanım ve tesisler geliştirilmeli, atıkların geri kazanımına yönelik çevre dostu teknolojiler ve alternatif enerji kaynakları geliştirilmesi yaygınlaştırılmalıdır.

Sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkesinden hareketle; öncelikle çevre bilincini geliştirerek çevreyi korumak, doğal kaynakların kullanımını kontrol etmek ve çevre sorunu oluşturan atıklar için bir atık yönetim sistemi oluşturarak, atıkları ekonomiye kazandırmak gerekmektedir.

Çevre sorunlarının çözümü için; kamu, mahalli idareler, özel sektör, üniversiteler, sivil toplum ve diğer öğeler arasındaki güçlü işbirliği ile çevre, enerji ve tarım alanlarında stratejik yaklaşımları beraberinde getiren ve aynı zamanda sosyo-ekonomik yapının güçlenmesine katkı sağlayan projelere ihtiyaç bulunmaktadır.

2023 Çevre Vizyonu’nda; “Her tür evsel ve sanayi atıklarının çevre koruma ilkeleri kapsamında yönetilmesi, refah düzeyi yüksek ve yeşille bütünleşmiş bir çevre oluşturulması” hedeflenmektedir.

Çevrenin korunması, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ile mücadele çalışmalarına katkı sağlanması, atık ve artık maddelerin ekonomiye kazandırılması gerekmektedir.

Hayvan dışkıları başta olmak üzere diğer organik atık ve artıklar, çevreyi kirleten ve sağlığı tehdit eden bir konumdan çıkarılmalı, uygulanabilir çözümler üretilmelidir.

Bu bağlamda; zengin bir organik madde potansiyeline sahip büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanı dışkıları ile birlikte organik içerikli endüstriyel atıklar, zirai atıklar, evsel organik atıklar, pazaryeri atıkları, raf ömrü dolmuş market atıklarının değerlendirilebileceği biyogaz ve kompost tesislerinin kurulumu, büyük öneme sahiptir.

2023 Enerji Vizyonu’nda; “Enerji üretiminde yenilenebilir enerji payının % 30'a yükseltilmesi” hedeflenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yüzüncü yılını kutlayacağımız 2023'e birçok hedef kondu elbet, 2023’e bir kala toplam hedeflerle birlikte, enerji üretimindeki hedefimizin de neresindeyiz?

Türkiye’nin ülke çıkarlarına uygun orta ve uzun vade enerji vizyon programını hayata geçirmesi; yenilenebilir enerji kaynakları alanında ulusal, politik ve ekonomik açılardan stratejik öneme sahiptir.

Konvansiyonel enerji rezervlerinin tükenmeye başladığı günümüzde enerji, en pahalı üretim girdilerinden biri olmuştur.

Yenilenebilir (güneş, rüzgar) enerjisi yanında, Organik atık ve artık maddelerden enerji üretimi; özellikle enerji fiyatlarının son derece arttığı günümüzde, ekonomik ve çevreci bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

2023 Tarım Vizyonu’nda ise; “Tarımsal üretimde en büyük 5 ülkeden biri haline gelinmesi, 150 milyar dolar tarıma yönelik GSYİH ve 40 milyar dolar tarım ihracatı gerçekleştirilmesi”  hedeflenmektedir.

Tarımsal topraklarda olması gereken organik madde düzeyi % 5 iken; Ülkemizdeki tarım arazilerinin organik madde düzeyi % 1 düzeyindedir.

Türkiye’de nadasa bırakılan alanların tarım alanlarına oranı % 15 sevilerine gelmiş, doğaya bağlı tarım yapılan alanlarda giderek artmaktadır. Tarım alanlarının nadasa bırakılması tarımsal üretimi sınırladığı gibi, Ülke ekonomisinde kayıplara neden olduğu için; organik atıklardan elde edilecek organik gübrelerin kullanımı yaygınlaştırılmalı, organik tarım yapılanması desteklenmelidir.

Ülke topraklarında organik madde yetersizliğinden tarımsal üretim için kimyevi gübre kullanımı zorunlu olup, ham madde ihtiyacının tamamına yakını ithalatla karşılandığından, dışa bağımlılık üretim girdilerinde önemli bir yer tutmaktadır.

Toprak yapısının iyileştirilerek nadas alanlarının azaltılması, tarımsal üretimin artırılması, organik ürünlerin yetiştirilmesi, istihdam alanlarının oluşturulması gibi faydaları göz önüne aldığımızda;  hayvancılık işletmelerinin atıklarının değerlendirilmeme çelişkisi mutlaka giderilmelidir. Entansif hayvancılık işletmelerinde katı atıkların enerjisinin alındıktan sonra gübreye dönüştürülmesi desteklenerek, zorunlu hale getirilmelidir.

Kompost veya biyogaz tesislerinde; hayvan dışkılarının, diğer organik içerikli atıklarla uygun oranlarda karıştırılarak fermentasyonu sonucunda üretilecek organik gübreler; yapay gübrelere göre daha üstün özelliklere sahip olup, toprağa bitki besin maddelerini sağlamasının yanında, toprağın yapısını da iyileştirmektedir.

Organik gübre kullanımı ile; toprakların su tutma ve havalanma özellikleri arttırılarak topraklarımızın daha kolay işlenebilir hale getirilmesi, ülkemiz topraklarında eksik olan azot, fosfor, kükürt ve kalsiyum başta olmak üzere birçok besin maddesi ihtiyacının karşılanması sağlanacaktır. Dahası toprakta olup da bitkinin kullanamadığı bitki besin elementlerinin bitki tarafından alınabilecek şekilde çözülmesini sağlayacaktır.

Güçlü bir tarım yapılanması için, organik atıklardan organik gübre üretimi ve uygulaması şart.

Çevrede insan sağlığı ile toprak ve su kirliliği açısından pek çok tehdit ve riskler içermekle birlikte,  organik yapısı ve içeriği yönüyle çok değerli bir kaynak olan hayvancılık işletmeleri atıkları ile diğer atık ve artıkların kompost ve biyogaz tesislerinde değerlendirilmesine yönelik proje destekleme alanları genişletilmelidir.

Organik atıkların değerlendirilmesi ile; organik atıkların heba olması ve kaynak israfı önlenecek, bölgenin ve ülkemizin kaynak ve imkânları aktif olarak kullanılacak, çevre ve görüntü kirliliği azaltılacak, toprak ve su kirliliği önlenecektir.

Hayvancılık işletmelerinden kaynaklanan amonyak salınımı azaltılarak bölgenin hava kalitesi iyileştirilecek, sera gazı emisyon kontrolü sağlanarak iklim değişikliği ile mücadele etkinliğine katkı verecek, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretim payı artırılacaktır.

Enerji arz güvenliği sağlanmasındaki riskler azaltılacak, tarımsal üretimde artış sağlanacak, hayvancılık yapılanması güçlendirilecek, organik tarımcılık geliştirilecek, tarımda verimlilik artırılacak, istihdam oluşturulacak, ekonomik ve sosyal gelişme hızlandırılacaktır.

Hayvancılık tesisleri kurulurken veya kurulu kapasitelerin modernizasyonunda et, süt, yumurta üretimi hesabına ek olarak; çatısına güneş enerjisi, atıklarından biyoenerji, kompost, organik gübre üretimlerinin işletme ekonomilerine dahil edilmesinin vaktidir.

#topragınadamı

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.