Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2429.2
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66268.98$

Tarımda Emek Sorunu

23 Eylül 2021, Perşembe 09:15

Bitkisel üretimde bahar ve yaz dönemlerinde arazide çalışan mevsimlik gezici tarım işçilerinin ve hayvansal üretimde tam zamanlı çalışan tarım işçilerinin yaşam mücadelesi ve karşı karşıya kaldıkları sorunlar bilinmektedir. Bitkisel ve hayvansal üretimde yerli ve yabancı işgücünün kullanıldığı görülmektedir. Hayvancılıkta Suriye, Afganistan ve Türkmenistan’dan gelenler, bitkisel üretimde kendi bölgelerinden veya ülkemizin farklı bölgelerinden işçiler taşımalı veya yatılı yaşam mücadelesi vermektedirler. Yapacağımız gayret ve çaba çalışırken insan onuruna yakışır bir yaşam ortamının sağlanması olmalıdır. Bu sessiz çoğunluğun sesi olmak gerek.

Yoğun emek isteyen tarımsal üretimde üreticilerimizin büyük çoğunluğu tarımsal üretimin yapısı gereği mekanizasyonla yapılamayan işleri gezici veya geçici tarım işçilerine yaptırmaktadırlar. Bu durum, farklı bölge ve hatta ülkelerden işgücü göçünün gerçekleşmesine neden olmaktadır. Her yılın mart ayı sonu ile nisan ayı başında bu göç başlamaktadır. Mevsimlik olarak gerçekleşen bu göçte işçilerin aileleri ile birlikte başta sağlık sorunları olmak üzere çok zor yaşam koşullarında çalıştıkları görülmektedir. Kırsal alanlarda bu işçilerin yaşamlarını sürdürdükleri çadır kentler dikkat çekmektedir.

Ülkemizde hayvancılık işletmeleri ve çobanlıkta adeta dışa bağımlı hale gelmiş durumdadır. Afganlılar ben yokum dese hayvancılık çökecek duruma gelmiş. Nerede bizim hayvancılık kültürü ağırlıklı geçmişimiz? İnsanımızı kendi işini yapmaktan uzaklaştıran algı ve mahalle baskısıdır. Unutmayalım!  “Kendine işçilik yapmayan ele amelelik yapar.” der atasözümüz. Aslında kendi yapabileceği işleri başkasına yaptıran üreticilerimiz başkasının işlerini yapıyor da farkında değil.

"Ağılda oğlak doğunca, derede otu biter." diyor  Kaşgarlı Mahmud. 

Kayıt dışılığın verdiği korku, haklarını savunacak bir yapının olmaması, kamunun ilgisizliği, iş kaybı endişesi, yasaların uygulanamayışı ve sahipsizlik gibi nedenlerle tarım işçilerinin hak arayışı imkânsız hale gelmektedir. Özellikle mevsimlik gezici tarım işçilerinin çok sık olarak görülen iş kazalarında bu sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Dört mevsim yedi iklim cennet vatanımızda tarım işçilerine ihtiyaç duyulan üretimin biri biter biri başlar, hatta biri bitmeden diğeri başlar. Ekim, dikim, çapalama, toplama, paketleme gibi birçok alanda yoğun emek duyulan işlerde küçücük ellerden, yürüyecek takati kalmamış kocalarımıza kadar rızkının peşinde uğraş veren gariplerimiz. Türkiye’de büyük bir işgücü göçü başlar, devam eder ama hiç bitmez. Geleceğe hazırlanmak isteyen 7-18 yaş grubundaki çocuklar çocukluğunu ve gençliğini yaşamadan olgunlaşır ve hayata daima yenik başlar.

Aslında bu çalışma biçimi seracılık ve hayvancılık alt kollarındaki çalışma ile yılın 12 ayına dağılmış bir çalışma biçimidir. Seracılık ve hayvancılıkta çalışan tarım işçileri bir nebze daha yerleşik ve kalıcı hale gelebilmektedir. Hatta yabancı olmayanlara sigorta ve uygun şartlarda barınma sağlanmaktadır.

Mevsimlik gezici ve geçici tarım işçiliği, tarım üretim sürecinde karşımıza çıkan bir istihdam türüdür. Tarihi 60-70 yıl öncesine giden bu istihdam türü tamamıyla bilinen ve kabul gören geleneklere ve kurallara uygun olmayan, resmi gerekliliklerin dışında kalan bir çalışma alanıdır. Kendilerine özgü bir çalışma yasası olmayan mevsimlik tarım işçileri çalışmaya dayalı birçok evrensel haktan mahrumdurlar.

Tarımsal teknolojinin gerek mekanizasyon gerek pestisit gerek ise bitki ıslahı alanlarında gelişmesi ile birlikte tarım işçilerinin çalışma alanları kısıtlanacak ve daralacaktır. Bu aşamada kaydını düzgün tutamadığımız bu iş kolunun gelecekte kayıtsız işsizlik olarak karşımıza büyüyerek yansıması yadırganamaz bir gerçektir, tedbirimizi yarın değil bugün almalıyız.

 Ne yazık ki Türkiye’de henüz mevsimlik tarım işçilerinin sayısına ilişkin resmi anlamda sağlıklı bir veri de bulunmamaktadır. Bu konuda yapılmış bazı araştırma bulgularına göre mevsimlik gezici ve geçici tarım işçisi sayısı bir milyonun üzerindedir. Tarım işçilerini kayıt altına almaya yönelik çalışmaların en kısa zamanda yapılması gerekmektedir. Sayıları tam olarak bilinmeyen sessizlerimiz “sessiz çığlık” atmaktadır. Ana sorun bu işçilerimizin ve iş verenlerinin sesini duymak, duyarlı olmak, yaralarına merhem olmaktır.

 Özellikle mevsimlik gezici tarım işçileri için sürekli bulundukları yaşam yerinin dışına çalışma amacıyla gittiklerinde birçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Nedir bu sorunlar: barınma koşulu, altyapı hizmetlerinden yoksunluk (elektrik, su, kanalizasyon), diğer yandan sağlık, çalışma koşulları, ücret koşulları, sosyal güvenceden yoksun olmak, çocukların okulu yarıda bırakmaları, trafik ve iş kazaları, kadınların ev içi, ev dışı rollerinin ağırlığı-zorluğu, sahipsizlik. Bütün bunlar tarım işçileri için sorunların ne kadar çok ve bir o kadar da ağır olduğunu göstermektedir.

Geçtiğimiz yıllarda imkân ve yaşam zorluklarına rağmen mücadele devam ediyordu. Ancak son iki yıldır tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı Covid19 salgını nedeniyle bu insanlarımızın barınma yerlerindeki hijyen, sağlıklı su temini, mesafe uygulaması belirsizlikler içermektedir. Bu süreçte tarımsal üretimin önemi ve mevsimlik işgücünün etkisi bir kez daha anlaşılmış olmakla birlikte çalışma ortamında gerekli önlemlerin ne derece sağlandığı bilinmemektedir.

Tarım işçiliğinde çalışma saatleri uzun olmakla birlikte bunu denetleyen bir birim bulunmamaktadır. Çalışma saatleri işe ve ücret durumuna göre değişmekle birlikte, sabah 6-7’den akşam 18-19’a kadar uzayabilmektedir. Yani günde 12-14 saati bulan çalışma saatleri söz konusu olabilmektedir. Hafta sonu dinlenmesi veya ara verme durumu iş olduğu sürece pek geçerli olmamaktadır.

 Mevsimlik gezici- geçici tarım işçilerinin sorunlarının çözülmesi için; her düzeyde ve her kesimde toplumsal ve kamusal duyarlılık oluşturulması gerekir. Tarımda çocuk işgücü kullanımı ve sömürüsünün nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. İlgili kurum ve kuruluşların hassasiyetlerini artırmaları gerekir.

 Gezici-geçici olarak çalışan işçilerin karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümünü tek bir kurumdan beklemek vicdansızlık olur. Bir çırpıda sayarsak; hemen tüm Bakanlıkların konu ile ilgili uğraş alanları mevcuttur. O zaman gezici-geçici tarım işçileri konusu devlet meselesidir.

Mevsimlik tarım işçiliğinde çalışan çocukların ve işçi çocuklarının en önemli sorunları eğitimdir. Çalışma dönemi nedeniyle eğitimini yarıda bırakan veya hiç başlamayan çocukların eğitim kurumlarına devamı gelecekleri açısından büyük önem taşımaktadır. Zorunlu eğitimin tam uygulanması takip edilmeli ve gerekli eğitim programları düzenlenmelidir. Sosyal güvenlik ağlarının çocuklara ayrıcalık sağlayacak biçimde uygulanması gereklidir. Eğitim ve sosyal güvenlik kurumlarımızın yapacağı çalışma en dramatik olaylardan çocuk gelin saçmalığının önüne geçecektir. Tarım işçiliği politikalarının yerel, bölgesel, ulusal düzeylerde eylem planlarına dönüştürülerek ele alınması ve çözülmesi imkânsız değildir.  Yerel yönetimler sadece sosyal medya paylaşımı ve proje adında kullanmak yerine bölgesinin insanı veya gezici tarım işçilerine sağlıklı yaşam, temiz suya ulaşım imkânları sağlayabilir.

Çığlıkları duyulmayan, sessizlerin sessizi diyebileceğimiz gezici ve geçici tarım işçileri için sorumluluk hepimizindir. Bu sesi duymak, tarımın bilinen değerinin anlaşıldığı dünyadaki salgın döneminde tarımsal üretim ve sürdürülebilirlik açısından kamu otoritelerine, karar vericilere düşmektedir.

İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya asla müsaade, müsamaha etmezler, diyor Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ.

Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarını (süre, ücret, dayıbaşı, sosyal haklar gibi) ve yaşam koşullarını (ulaşım, barınma, sağlık vs.) iyileştirecek, tarım işçisi çocuklara yeterli eğitim fırsatını oluşturacak ve daha da önemlisi insanları mevsimlik tarım işçiliğine zorlayan koşulları ortadan kaldıracak politikaların üretilmesi zor ama imkânsız değildir.

Hani deriz ya zoru hemen yaparız, imkânsız biraz zamanımızı alır diye. Hadi uğraş verelim biraz zamanımızı alsın da üretimden yana kalıcı çözümler oluşturalım.

#topragınadamı

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.