Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2424.3
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64195$

TARİH (5)

05 Ocak 2017, Perşembe 07:33

İ683’lü yıllarda Avusturyalılar Budapeşte’yi bizden almışlar, yaşlılar ve asker esirler hariç 12 bin tane genç Osmanlı kızını esir diye sürüp Viyana ve Avrupa içlerine götürmüşler, bunlardan Müftü kızı olan bir nazenin dilber şöyle serzenişte bulunuyor ve pâdişahtan kendilerinin kurtarılmasını istiyor: 

Ben güzel Budinde müftü kızıydım

Anamın babamın iki gözüydüm

Bende bir yuvada körpe kuzuydum

Aldı Nemçe bizim güzel Budini

Sabah ezanında düştü bir yıldız

Deftere yazıldı on iki bin kız

Aman pâdişahım bizde İslâm’ız

Aldı Nemçe bizim güzel Budini

Stephan Garlaç, Türk düşmanı bir papaz olmasına rağmen Kanûnî döneminde geldiği Osmanlı diyârında esirlere kendilerinden çok daha iyi davranıldığını, çalıştırılan esirlere yevmiye verildiğini, Osmanlının zindanlarda bile Hıristiyanlar ibâdetlerini yapabilsinler diye kiliseler yaptırdığını, fakat burada görev yapan papazların, esirlerin kazandığı paraları günah çıkartıyoruz diye gasp ettiklerini yazar.(1)

Yine Macar Yazar Sandor Takats,(1855-1913)  “Macaristan Türk Âleminden Çizgiler” isimli eserinde Türklerle kendilerinin esirlere muâmelesini karşılaştırır ve bu kıyaslamadan utandığını yazar.(2)

Avrupalılar Endülüs ve Osmanlı Müslümanlarından alınan esirleri sırf onlara hakaret olsun diye bir köpekle, bir oğlakla değiştirmişler,(3) ve şeytanın bile aklına gelmeyen eza, cefa ve işkenceler yapmışlar, bunlar târihî  kayıtlardadır. Avrupalılar bu işkenceleri hangi aletlerle yaptıklarını hiç çekinmeden bugün bile İspanyanın Kurtuba şehrindeki Engizisyon müzesinde ve diğer müzelerde sergilemektedirler.

Târihin o kadar derinliklerine gitmeye gerek yok. Çanakkale savaşına bizzat katılan Charles Bean hatıratında İngilizlerin topladıkları bazı esirleri üzerlerine toplu halde benzin döküp yaktıklarını itiraf eder.(4)

 Yine Mısırda İngilizlerin on binlerce Türkü topladıkları Abbasiye Esir Kampında o yaralı ve bîçare Mehmedçikleri Ermeni doktorların eline teslim edip on binlercesinin gözlerini çıkarttırıp, ilaçlarla kör ettirdikleri târihî hakikatlerdendir.(5)

 Yine İstiklal Savaşı yıllarında Yunan askerleri ve subaylarının Türk esirlerin altın dişlerini süngülerle söktüklerine şahit olan askerlerimiz hatıralarında bu canavarlıkları yazmışlardır.(6)

 “Terörün Efendileri” isimli kitabında Mesut Karaşahan ABD Askerlerinin Taliban yanlısı diye, içlerinde kadınların ve çocukların çoğunlukta olduğu tahminen 4000 binden fazla insanı toplu mezarlara gömdüğü ispatlanmıştır.(7) Bunların Bosna Savaşı yıllarında on binlerce insanı toplu mezarlara gömdükleri yine hepimizin mâ’lumudur.

Yine hepimizin mâ’lumudur ki; Târihte Türkleri diri diri kazığa oturtan, onların inleyişleri arasında zevkle içki ve yemek eğlencesi düzenleyen, bu esirlerden birçoğunun kafa derisini yüzdürüp Fâtih Sultan Mehmed’e gönderen ve târih sayfalarına “Kazıklı Voyvoda” diye geçen yine bu medeniyet havarisi kesilen Haçlıların dedeleridir.(8)  

Misaller çoğaltılabilir. Tekrar ediyorum; Çok okuyan, araştıran bir millet olmadığımız için, bu gerçekleri bilmeyen kimseler, Batılıların propagandasına kapılıp, dedeleri aleyhine kötü bir kanaate sahip olabiliyorlar.

 Ama elhamdülillah son zamanlarda okuyan, araştıran, târihini soruşturan, dedelerini tanımaya çalışan bir gençlik yetişmekte, Osmanlı târihine ilgi uyanmaktadır. Bundan dolayı Sir Eliot Çharles’in (1862-1931) dediği; “Türkler târihte yine mühim roller oynayacaklardır.”(9) Kanaati bizde de oluşmaya başladı ve son on beş yıldaki seyir bizdeki bu kanaati güçlendirmektedir inşallah.

Târih ne zaferlerle övünmek, ne de yenilgilerle dövünmek için değil, ama ibret almak için mutlaka okunmalı ve öğrenilmeli. Fakat millet olarak bizim bir dezavantajımız; târihle ilgi ve alakamızın bilinçli olarak kesilmesidir. İngiliz asıllı Bernard Levis şöyle demiştir: “Batı ülkelerinde bir lise öğrencisi eski metinleri okur ve anlar. Siz bir harf devrimi yaptınız, eski metinler kütüphânelerde kaldı.”

 

Dipnotlar:

1-Stephan Gerlach, “Türkiye Günlüğü”, Kitap Yayınevi, 2007, İst. s. 34.

2-Sandor Takats,“Macaristan Türk Âleminden Çizgiler”,MEB Yay.1000 Temel Eser,İst.1970,s.91.

3-Mehmed Özdemir, “Endülüs Müslümanları”, TDV Yay. Ank. 1994, s. 51.

4-İbrahim Refik, “Tefekküre Yolculuk”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 104.

5-Eyüp Sabri, “Esaret Hatıralarım” Terc. 1001 Temel Eser, İst.1978, s. 36, 70.

6-Eyüp Sabri, a. g. e. s. 93,109,131,155,168,182.

7-Mesut Karaşahan, “Terörün Efendileri”, Pınar yay. 2. bas. İst. 2003, s. 43.

8-Osman Dilber, “Târihi Değiştiren 16 Dönemeç”, Paradoks Yay. İst. 2012, s. 176.

9-Charles Eliot, “Avrupa’daki Türkiye”, Tercüman 1001 Temel Eser, Târihsiz s. 1. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.