‘Sosyal medya günahları!’
25 Aralık 2018, Salı 08:23Aslında çok yazmak istemiyorum, çünkü yazdığım zaman sanki bu kuruma düşmanmışım gibi algılanıyor ve sert tepkiler alıyorum…
Ama yazmadan olmuyor işte…
Diyanet İşleri Başkanlığı her seferinde yeni bir bomba patlatıyor ve bende tutamıyorum…
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hemen her yerde gençlere ücretsiz olarak dağıttığı Peygamberimiz ve Gençlik kitabı var…
Kitapta çok güzel bilgiler yer alıyor…
Kitapta aynı zamanda bir yazı bulunuyor, 'Sosyal Medyada Genç Olmak' diye…
'sosyal medya günahları' yazılıyor yazının içeriğinde…
Mesela;
‘İnsan zaafları ve tutkuları ile insandır. İslam dini açısından önemli ve öncelikli olan bunlardan arınmış olmak değil, bunları kontrol altında tutarak iyi, faydalı ve dengeli bir hayatı inşa edebilmektir. Güç, servet ve şehvet tutkusunun yanında beğenilme arzusu, elindekinden daha fazlasına sahip olma tutkusu, takipçilerinin çokluğu ile övünme isteği (tekâsür) özellikle sosyal medya alanında gün yüzüne çıkardığımız zaaf noktalarımızdır.’ deniliyor yazıda…
Sosyal Medyayı çok kullanan birisi değilim, alışamadım, sevemedim…
Bazen öyle eser 3 gün-4 gün çok aktif kullanırım ondan sonra aylarca belki de girip bakmam bile…
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dağıtılan bu kitabın içerisindeki bu yazıyı okuduktan sonra ‘Aferin bana bak şehvet ve servet tutkuna yenik düşmüyorsun’ dedim kendi kendime…
Mesela yeni bir günah türü öğrendim bu kitaptan…
Beğenmek!...
Kitapta yazan şu şekilde;
‘İzni olmadığı hâlde bir başkasına ait herhangi bir fotoğraf ya da bilgiyi sosyal medya hesaplarında paylaşmak, bu şekildeki paylaşımları beğenmek ve retweet etmek kul hakkı ihlalidir…’
Varsayım üzerine konuşmuyorlar bildiğiniz ‘Kul hakkı ihlali’ diyorlar…
Bu bilgiye nasıl ulaşıp nereden ediniyorlar ve nasıl bu kadar kesin konuşular diye sormayın lütfen cevabı bende değil…
Mesela; ‘Gençler sanal âlemdeki başarı ve saygınlığın mı, gerçek hayattaki başarı ve saygınlığın mı daha değerli olduğuna karar vermelidirler’ deniliyor…
Çok doğru ve güzel bir cümle ama devamında ise, ‘Ayrıca kameralar bir ömür boyu kayıtta kalacak, en başarılı “youtuber”lar hesap günü tespit edilecektir’ nasıl bir cümle anlayanınız var mı?...
Yazının sonlarına doğru kurulan şu cümle aslında biraz ip ucu veriyor bu konuyla ilgili…
‘Ahirette de hesabını verebileceği sosyal medya hesaplarına sahip olabilmektir.’
En çok eleştirilen konulardan bir tanesi Diyanetin bütçesi…
O kadar bütçeye sahip olup bu kadar alakasız işler yapmak!
‘Sen ne bekliyorsun ki Diyanetten?’ gibi bir soru sorduğunuz düşünüyorum ve cevap vermek istiyorum…
Bir cemaatin lideri bu sene içerisinde neredeyse bütün tv kanallarında sosyal medyada dolaştı görüntüleri ki hala isteyen kolaylıkla ulaşıp seyredebilir;
Görüntüde müritlerine sesleniyor bu kişi;
‘Ben elimi öptürmeye meraklı değildim ama manevi bir uyarı aldım, bana dendi ki: 'Niye elini öptürmüyorsun? Elini öpen cennete gidiyor!' (Allahu ekber seslerinin arsında ağlamalar, haykırışlar duyuluyor...) Ben de otuz elim, kırk elim olsa bile ümmeti Muhammed'e uzatıyorum işte, var mı diyeceğiniz?’ diyor…
Eveet aynen bunu diyor…
‘Elimi öpün, cennete gidin!’ diyor ve ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığından açıklama geliyor ve ‘bir tarikatın kendi müntesiplerine cennet vadetmesi aynı derecede din istismarıdır’ deniliyor…
Yahu dini tam anlamıyla siz anlatmazsanız, böyle yok sosyal medyalar yok youtuberler gerekli gereksiz şeylere vakit harcarsanız aldığınız o kadar bütçeleri bir hiç uğruna harcarsanız bu kul hakkı olmuyor mu?
Daha şurada bir ay oldu olmadı;
Diyanet İşleri Başkanlığı, gelecek yıl turistler için dini bilgilendirme çalışması yapmayı planladığınız konuşuldu...
Cennet vadeden cemaat liderine hüngür hüngür ağlayan vatandaş x bir ülkenin vatandaşı değil ki…
Daha kendi halkınıza dininizi anlatmıyor, anlatamıyorsanız turistler için biraz sıkıntılı bir durum olmazı mı bu?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.