Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2423.2
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64096.99$

Sonunda buda oldu…

21 Aralık 2018, Cuma 08:16

Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Muhalefet Lideri CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ‘yazılı uyarı’ istemiyle bir vatandaş savcılığa şikayette bulundu…

Yok yoook öyle hemen celallenmeyin kötü bir şey değil…

İki liderin birbirlerine olan söylemleri, halka, daha doğrusu hitap ettikleri kitlelere yönelik çağrıları veya çağrıda bulunma söylemlerini ‘Toplumdaki farklı kitleleri iç savaş sebebi olabilecek şekilde, birbirine karşı kışkırtıyorlar’ diyerek çok ciddi anlamda yanlış bulduğunu söylemiş bu vatandaş…

İlk haberin başlığını gördüğümde sinirlenmiştim, ‘densize bak sen kimsin’ diye içimden geçirmedim değil…

Ama içeriğini okuyunca aslında siyasi liderlerin isim hiç önemli değil, Ak Partilisi, CHP, MHP, İYİ Parti, SP kim olursa olsun (HDP’nin mecliste grubu olabilir hatta ciddi milletvekili sayısı MHP’den bile çok olabilir ama onu parti olarak görmüyorum, göremiyorum) bütün siyasi liderlerin sağduyulu yaklaşımının ne kadar önemli olduğunu bir kaz daha hatırlattı bana…

Bir siyasi parti lideri halkı sokaklara davet edemez…

‘Demokrasi sokaklarda’ veya buna benzer bir şey diyemez…

Milletini ona oy verenleri salak yerine koyamaz…

Herkes hakkını nasıl arayacağını bilmiyor mu da sen, ‘siz salaksınız sizin kafanız basmaz, ben söyleyim de bilin bari’ der gibi; ‘Sokağa çıkmayan işçi, işçi değildir. Hak verilmez hak alınır’ diyorsun…

Hak verilmez alınır, demek oluyor ki ‘koltuk verilmez alınır’a kadar uzar mevzu…

Halk neye nasıl yaklaşacağını, hakkını nerede ve nasıl arayacağını çok çok iyi bilir kimsenin aklına ihtiyacı yoktur diye düşünüyorum naçizane…

Ona karşılık, ‘bu millet 15 Temmuz’da FETÖ’cülere ve uşaklarına meydanları nasıl dar ettiyse, yine dar ederiz’ demekte bir o kadar yanlış…

Olmaz, olacağına asla ihtimal vermiyorum, ama velev ki oldu, işçi sokağa çıktı

Anayasanın 34. Maddesinde yer alan; ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir…”

Şekilde olduğu gibi silahsız ve saldırısız yürüyüş yaptılar…

Bu onları nasıl ülkeyi ele geçirmeye çalışan hainlerle eş görülmesine nedendir?

Bence yanlış…

Demokratik bir ülkede yaşıyoruz…

Halk seçimlerde siyasi görüşleri doğrultusunda destek verdiği, yakın gördüğü isimlere oy verdi…

Bu iyi ve kötü arasında yapılmış bir seçim değil…

Böyle düşünmekte çok yanlış…

Birisi iyi diğeri kötü, birini seçen iyi, diğerini seçen kötü, hangi siyasi görüş olursa olsun bu tarz bir düşünce üstte dile dökülürse, altta eyleme geçer…

Üstte birbirine kötü diyen liderlere karşı, altta birbirine hakaret eden, saldıran, birbirinden nefret eden kitleler oluşturur…

Böyle bir şey nasıl olabilir…

Elma yerine armut bir seçimdir,

Elma yerine el bombası gibi bir şey olabilir mi?

A Partisi yerine B patisini seçen kötü değil veya B partisi yerine A Partisine oy atan hain olamaz…

Eskiden fikirler yarışırdı, hizmetler, vaatler yarışırdı bugün ise sadece hakaret dolanıyor liderlerin dillerinde…

Muhalefetteki koalisyonlarda dahil partilerin liderlerinin söylemlerine bir bakın kaç tanesi hangi proje ile çıkıyor karşımıza,

Yada iktidar ve iktidar koalisyonu…

Cumhurbaşkanımızın gündeminin baş maddesi ‘Bay Kemal’ olmamalı…

Devlet Bahçelinin gündemi ‘Zillet ittifakı’ olmamalı…

Bunlar nasıl yaklaşımlar böyle?…

Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta samanlıkta toplu iğne bulmuş gibi Cumhurbaşkanına sarmamalı…

Seçim süreci tamam, her parti olabildiğince çok oy alabilmek için bir şeyler yapıyor onu anlarım ama seçimlerden sonra iktidarı, muhalefeti bir araya gelip;

Ülkenin çok daha huzurlu, ülkenin çok daha aydınlık bir ülke olabilmesi için güç birliği yapabilmeli…

İktidarın her yaptığına ‘tukaka’ demek ve bunu sırf muhalefet olsun diye yapmak ne kadar yanlış…

Aynı derecede de muhalefetin her söylediğini sırf iktidar olduğu için kabul etmemek, ülkenin menfaatine bile olsa görmezden gelmekte bir o kadar yanlış…

Biz savaşan değil, biz birbirine hakaretler eden değil, biz birbirinden nefret eden değil, biz ülkemizi çok daha güzel yarınlara taşıyacak siyasetçiler istiyoruz halk olarak…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.