Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2438.0
  • BIST
    9722.77
  • BTC
    64995.89$

Sonbahar Çiğdemleri (1)

19 Mayıs 2022, Perşembe 07:00

Colchicum autumnale, Colchicum speciosum)aktif tıbbi maddesi Kolşisin ve Kolşisinin Gut Hastalığı ve Kanser Tedavisinde Kullanımına Dair Kısa Bir Değerlendirme

Kolşisin tıbbi olarak öneme sahip, Sonbaharda havaların soğuması ile yüksek bölgelerde bulunan çayır safranı olarak da bilinen,Colchicum autumnale,Colchicum speciosum  gibi türünden elde edilen bir alkaloittir. Dünya genelinde “Sonbahar çiğdemi, yabani safran, Çiğdem, Gowri gedde, Çayır safranı, Mysteria, Çıplak kadın, Vellorita, Yabani safran ve Harika soğan” gibi farklı yerel isimlerle bilinir.

Colchicum autumnale soğanından elde edilen ekstrakt formundaki colchicum 1800’lü yıllardan itibaren tedavi amaçlı yaygın olarak kullanılmaya başlanmasına rağmen, tıbbi etkisinin olduğu antik çağlardan beri bilinmektedir. Kolşisin suda çözünebilen, oldukça toksik alkaloid içerir be kolşisin antimitotik özelliğe sahip olması sebebi ile  DNA sentezini önleyerek hücrelerde mitoz bölünmeyi bloke eder. Bitkinin taze yapraklarında %0.15-0.4 oranında kolşisin bulunur.Androcymbium türleri, Iphigenia türleri ve Wurmbea türleri dahil olmak üzere diğer cinslerin türleri de kolşisin içerir; Iphigenia indica (shan cigu) geleneksel  Çin tıbbında kullanılan bitkisel  bir ilaçdır.

Hücre bölünmesinde önemli göreve sahip olan tubulinlere tersinir olarak bağlanır, Golgi cisminde proteinlerin paketlenmesini, hücrelerde endositoz, ekzositoz, mitoz, hücresel hareketlilik ve hücre şeklinin korunması gibi temel işlemler için gerekli olan mikrotübüllerin oluşumunu önler. Mikrotübüler ağı bozarak, özellikle bağırsak veya kemik iliği gibi hızlı bölünen kök hücrelerin bulunduğu yapıları etkiler. Bu nedenle tüm hücreler için toksik olarak kabul edilir.  

Kolşisin zehirlenmesinin klinik belirtileri kusma ve ishal şeklinde tüketilmesinden 12 saat içinde başlar ve akut kalp yetmezliği, solunum zorluğu, böbrek ve karaciğer yetmezliği, kemik iliği baskılanması gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlarla kendini gösterir. Eğer hasta bu evreyi atlatırsa bunu alopesi ve nöropati ile karakterize edilen evre izler. Kesin tedavisi olmayıp, uygulanan tedavi yalnızca kolşisine özgü antikorlar bulunmadığından destekleyicidir. Kolşisin zehirlenmesine bağlı olarak ortaya çıkan miyokard hasarını, kalp debisindeki düşüş ve kardiyojenik şok gelişimi görülür. Bu nedenle yabani bitki yapraklarının alınmasından sonra hastada troponin pozitifliği ve açıklanamayan gastroenterokolit durumlarının görülmesinde kolşisin zehirlenmesinden şüphelenilmelidir. Genelde 0,8 mg/kg'ın üzerindeki kolşisin alınması durumunda, kalbin görevini yapamaması ve solunum yetmezliği nedeniyle neredeyse her zaman ölümcül olduğu bilinmektedir.

Sonbaharda Kolşisin alımından sonraki iki saat içinde akut kusma, ölümcül zehirlenmeyi öngörür. Akut solunum yetmezliği ve kardiyojenik şok nedeniyle yoğun destek tedavisi, pozitif bir serum troponin düzeyi ile tahmin edilebilir. Farklı Colchicum türleri ile zehirlenme vakaları değişik ülkelerde görülmüş olup, bitkinin içerdiği kolşisininin  çoklu organ yetmezliğine sebep olarak fazla alınması durumunda  ölümcül olabildiğine dair tıbbi kayıtlar mevcuttur.

Yunanlılar ve Romalılar tarafından tercih edilen bir bitki zehiri olup, günümüzde gut, artrit ve kabızlığın baskın olduğu huzursuz bağırsak sendromunun tedavisi amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde bazı kanser ilaçlarının ana bileşenlerini oluşturan kolşisin bir alkaloid türevi olup, reçete ile satılan patentli ilaçların (Vibblastin®, Vincristin®) üretiminde kullanılmaktadır.

Kolşisin düşük (nanomolar) konsantrasyonlarda  metabolik olarak nötrofiller üzerinde etkili olur. Yüksek konsantrasyonlarda ise metabolik olarak nötrofillerin fonksiyonlarını genel anlamda baskılama yeteneğine sahiptir.

Ağız yoluyla alınması durumnda kolşisin emilimi hızlı olmasına rağmen tam olarak emilimi söz konusu değildir. Maksimum 2 saatlik bir sürede metabolik olarak emilir ve emilen kolşinin ancak %25-50'si kullanılabilmektedir. Kolşisin karaciğerde metabolize edildikten sonra idrar ve safra yolları yoluyla atılır. Bununla birlikte, kolşisinin absorpsiyonu oldukça değişken olabilir. Normal böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına sahip hastalarda oral dozdan sonra kolşisinin yarılanma ömrü yaklaşık 9 saat iken, böbrek yetmezliği olan hastalarda normalin 2 ila 3 katı (yaklaşık 24 saat) ve böbrek yetmezliği olan sirozlu hastalarda, normalin 10 katıdır (yaklaşık 4 gün). Hemodiyaliz ile kolşisinin kandan tamamen uzaklaştırılması mümkün değildir.

Monosodyum ürat (MSU) kristallerinin varlığı kanıtlanmış gut  hastaları ile yapılan bir  klinik çalışmada kolşisin ile tedavi edilen hastaların üçte ikisinin oral uygulamadan 48 saat sonra  önemli oranda iyileştikleri görülmüştür. Plasebo kontrollü olarak yapılan bu çalışmada,  plasebo (kolşisin içermeyen maddelerin verildiği kontrol grubu) grubu hastaların yalnızca üçte birinde kolşisin alanlara benzer bazı iyileşme belirtileri gözlenmiştir. Akut gut ile başvuran hastaların üçte ikisinde oral yolla alınan kolşisinin etkili olduğu gösterilmiştir. Kolşisinin hastalarda gözlenen akut ataktan sonraki 24 saat içinde kullanılması durumunda daha etkili olduğu bulunmuştur.

Yapılan bir klinik çalışmada tedavi amaçlı kolşisin uygulanan 43 hastadan 22’sine toksisite değerlerine kadarher 2 saatte 1 mg kolşisin, toksisite değerlerine ulaşıldığında 0,5 mg  kolşisin verilmiştir. Diğer 21 hasta ise plasebo (kontrol grubu) olarak kullanılmıştır. Kolşisin tedavisi uygulanan 22 hastanın tümünün tedaviye tam yanıt verdiği tespit edilmiştir. Çalışma sırasında herhangi bir şekilde hastalara NSAID uygulanmamıştır. Oral uygulamadan sonra hastaların %80'inden fazlasında iyileşme evresinde bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı görülmemiştir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.