Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2439.9
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64943.7$

Sol’da ‘sağ’ dönemi!...

19 Haziran 2018, Salı 07:34

Cumhuriyet Halk Partisi Konya İl Başkanlığı bir basın toplantısı düzenledi dün…

CHP Konya İl Başkanı Barış Bektaş ile birlikte, birinci sıra adayı Abdüllatif Şener gazetecilerle bir araya geldi…

1991 seçimlerinden beri Türkiye siyasetinin içinde olan Abdüllatif Şener,  TBMM eski milletvekili, eski Başbakan Yardımcısı, Maliye eski Bakanı ve Türkiye Partisi’nin kurucusu unvanlarına sahip…

Öyle boş beleş bir isim değil yani, yıllarca Recep Tayyip Erdoğan’ın yanındaki 4 isimden bir tanesi, ülkeyi yöneten beyinler arasındaydı…

Şimdi Ak Parti’nin içerisinde nasıl yer aldığı, ya da hangi şartlarda Ak Parti’den ayrıldığı ile ilgili konuşmanın bir anlamı yok…

‘Geçmiş geçmişte kaldı’ diyerek bugüne bakmak lazım diyenlerdenim…

Ama geçmişin birikimini de göz ardı etmemek lazım..

Toplantıda çok dolu ve çok hakimdi her şeye sayın Şener…

Konya’yı karış karış gezdiğini, ufak tefek bir kaç olayın haricinde gittiği her yerde kucaklanarak karşılandığını söylüyordu…

Ki öyle ki, Konya’dan CHP’nin 4 milletvekili çıkarabileceğini, özellikle ilçelerde teveccühün inanılmaz seviyelerde olduğundan bahsetti…

Hatta, maliye bakanlığı, başbakan yardımcılığı yaptığı dönemlerde Türkiye’nin ekonomik büyümesinin çok ciddi rakamlarda olduğu, kendisinin Ak Parti’den ayrılmasıyla birlikte bu rakamların her geçen yıl düştüğünü anlattı…

Ak Parti içerisinde hizmet ederken, vatandaşın gelir dağılımındaki makasın kapandığını, ama kendisi partiyi bıraktıktan sonra bu makasın çok ciddi boyutlarda açıldığını söyleyen Şener, bu sefer CHP olarak iktidara gelirlerse bu dağılımın tekrar kapanacağını ve herkesin eşit şartlarda para kazanması için çalışacaklarını söyledi…

İnanılmaz bilgili ve dolu bir adam, hele hele özgeçmişine bakarsanız zaten anlarsınız bunu ama ne bileyim bu kadar bilgi insanı böyle bir ego sahibi mi yapıyor?

‘Ben, ben, ben…’

‘Ben yaptım, yine ben yapacağım’ 

‘Benim zamanımda böyleydi, benden sonra büyük sıkıntı oldu’

‘Bi ben düşündüm vatandaşı, başka düşünen olmadı’

E be sayın Bakanım, geçmiş geçmişte kaldı…

Bırakın artık neden olduğunu, nasıl olduğunu, neler yaptığınızı, niye bıraktığınızı, bize yapacaklarınızı anlatın…

Konya için projeleriniz nedir bunlardan haber verin bize…

Binlerce, on binlerce Konyalının elini sıktığınızı söylüyorsunuz, kucaklaştığınızı, sohbet ettiğinizi söylüyorsunuz…

Bu insanların hiç mi derdi yok, bu dertlere hiç mi çözümünüz yok? Bize bunlardan bahsedin, geçmiş geçmişte kaldı…

Bundan 10 sene öncesi, 20 sene öncesi elbette önemli ama zamanımızın tamamını almamalı…

Ego iyi bir şey değildir…

Toplantı yapacağınız salona bildirdiğiniz saatten 10-15 dakika sonra gelip, içeri girerken etrafınıza bakarak insanlara selam vermek yerine hemen önünüzde duran ve önlerine konulmuş kahvaltıyla ilgilenen iki çocuğa arkalarından, tepelerinden bir müddet bakıp sonra masaların ortasına geçip, tüm toplantıya katılanlar size bakarken, ‘Siz kahvaltıya başlamışsınız, yiyin de ondan sonra selamlaşalım’ demek yerine keşke bir merhaba deseydiniz insanlara…

Önce bir günaydın deseydiniz…

Çok dolu bir insansınız kabul, bilgi birikiminiz inanılmaz buna da kabul, ama biraz da alçak gönüllü olmak gerekmiyor mu?

‘Ben’ demekten biraz uzaklaşmak siyasilerden, yöneticilerden vatandaşın beklediği en önemli özelliklerden bir tanesi değil mi?

SAHİLDE NARGİLE KEYFİ YAPAN SURİYELİLER

Sosyal medyada dolaşan bir görüntü var, sahil kenarında nargile içen Suriyeliler ve bu Suriyeli gençlere, Türk askerlerinin onlar için savaştığını ve şehit olduğunu dile getiren bir vatandaşın 'ayıp olmuyor mu?' diye sorması…

Şimdi olaya ideolojik bakmamak gerekiyor diye düşünüyorum.

Suriyeliler meselesi siyaset üstü bir mesele, biz 3.5 milyon Suriyeli aldık, Lübnan 1.5 milyon Suriyeli aldı ve toplam nüfusları 4.5 milyondu, yani Lübnan'daki her 3 kişiden 1'i Suriyeli.

Toplamda 12 milyon Suriyeli yerinden edildi, bunun 6 milyonu iç göç, 6 milyonu dış göç.

Yani ortada küresel bir problem var.

Diyelim ki biz kapıları kapattık ve hiç birini almadık, 3.5 milyon Suriyelinin 1 milyonu iç göç yapardı, 1 milyonu Lübnan, Ürdün, Irak gibi ülkelere giderdi, kalan 1.5 milyon da ölürdü.

İç göç yapanların da yarısı ölürdü, toplam 2 milyon insan ölmüş olurdu.

Biz bu olaya 2 milyon insanın hayatını kurtardık gözü ile bakmalıyız.

Ama misafir mağrur olur, minnettar olur, başı eğik olur…

Adam görüntülerde soruyor, ‘Sizin yaşınızdaki Türk gençleri sizin ülkenizde sizin için ölüyor’ diyor…

Ama şunlarda ki pişkinlik aman yarabbim insanın bütün iyi niyetini, bütün insanlığını alıp götürüyor…

Vatan sevgisi İman’dandır diye öğretildi bize.

Bizim ninelerimiz bebeklerin değil de, mermilerin üzerine battaniye örtmediler mi kurtuluş savaşında?

Biz böyle bi milletiz.

Herkesi kendimizle kıyaslamamalıyız ama bu kadar da olmaz ya…

Sahiller tıklım, tıklım dolu Suriyelilerle…

Bi bakıma da düşünüyorum, bunların savaş yüzünden falan burada kaldığı yok…

Savaştan kaçan adam bayram ziyaretine memleketine geri mi döner…

Tatilini memleketinde yapıp, benim ülkemde kene gibi yaşamaya devam mı eder?

Senin ülkende ekmek elden su gölden yaşamak var iken niye gidip orda sıfırdan hayat kurmaya çalışsın ki?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.