Konya
16 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.43
  • EURO
    34.45
  • ALTIN
    2489.3
  • BIST
    9679.8
  • BTC
    62571.15$

SOL SİYASETİN HASTALIĞI

09 Temmuz 2021, Cuma 08:31

Cumhuriyet Halk Partisi 97 yıllık bir parti.

1923 yılında Atatürk ve arkadaşları tarafından Cumhuriyetle birlikte aynı yıl kuruldu.

“Koca çınar, dev çınar” falan, filan. Geçin bunları.

Aradan geçen uzun yılların CHP’ye ne öğrettiğine ya da ne öğretmediğine bakmak lazım.

Bakıldığında partinin Atatürk sonrasında, yeni kadroların parti yönetme/disiplin/demokrasi anlamında  büyük  zaaflar gösterdiğini ve sarsıntılar geçirdiğini görüyoruz.

İsmet İnönü savaş kazanan ve Cumhuriyet’in kuruluşunda önemli görevler üstlenen bir paşa ve lider olmasına rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne hakim olmakta zorlanmıştı. Paşa’nın yaşı ilerledikçe parti kadroları üzerindeki hakimiyeti zorlaşmış ve nihayetinde de anlı şanlı Paşa, kendisinin yetiştirdiği çömezi Bülent Ecevit tarafından devrilmiş/yenilmişti.

Bülent Ecevit’in liderliğinin ilk yıllarında yapılan genel seçimlerde CHP, (1973) sandıkta zafer kazandı.

1973 genel seçimlerinde parti tarihin en yüksek oyunu aldı.

Bunun ikinci bir örneği daha ne oldu ne de görüldü.

İyi de neden olmadı?

Neden olmadı?

Şöyle..

Cumhuriyeti kuran parti rakip partilerle ne kadar ateşli ve sonu gelmeyen kavgalar yapıyorsa, kendi  içinde de o kadar ateşli ve sonu gelmeyen kavlar yapıyor. Üstelik bu durum parti olmanın ve demokrasinin gereği olarak değerlendiriliyor.  Bu elbette doğru. Fakat her dönem büyük bir maharetle  yapılan yol/yöntem/zamanlama yanlışlarının partiye fayda sağlamaktan ziyade, zarar verdiği de apaçık ortada. Partinin başarı ya da başarısızlığındaki bu önemli etken partinin tarihinde hiçbir zaman dikkate alınmadı. Kliklerin ve hiziplerin önüne geçilemedi. Aksine bu sakatlıktan nemalanmaya çalışıldı.

Bir diğer etkende parti üzerindeki ideolojik ayrışmalar.

Malum gerekçe ve gerçeklere rağmen, huylu huyundan vazgeçmiyor.

Bugün de böyle bir durum yaşanıyor Türkiye’nin en eski partisinde.

Partinin son seçimlerdeki Cumhurbaşkanı adayı geçmiş örneklere bakmadan yeni bir parti kurdu. Partilerin geçmişinde aslında sol ya da sağ fark etmez sonuç alınamayan sayısız parti örneği var siyasi hayatımızda. Büyük kitleden kopan küçük parçadan, ne kadar çaba gösterilerse gösterilsen büyük parça elde edilemiyor. Bunun istisnası konjonktür gereği ve dönemsel birkaç parti olabilir.

Muharrem İnce partisini kurdu.

Siyasetin sol tarafının ana kütlesi yerel seçimlerde büyük bir başarı sağladı.

Yerel seçimlerde elde edilen bu başarının önümüzdeki genel seçimlerde tekrarlanmasının hesapları yapılırken, bir takım çatlak ve uyumsuz sesler bazı partililer tarafından kamuoyunun önüne taşındı.

CHP’nin bir önceki genel başkanı Deniz Baykal üzerinden  Kürt/Türk/Mezhep tartışmaları gündeme getirildi. Bu iddialar  CHP’li eski bir milletvekili tarafından kamuoyuna köpürtülerek pompalandı.

Hazını alamayan eski milletvekili kalktı bir de “CHP,DSP,SHP sol” değil dedi.

Son günlerde bazı CHP’li siyasetçiler  medya kuruluşlarını ziyaret ederek ekranlara çıkıyor .Aralarından bazıları da muhalif kanallar tarafından aranarak ekrana çıkartılıyor. Aranmayanlar aranıyor. Bulunamayanlar bulunuyor. Ne yapıyorlar ya da ne yaptırılıyorlar?  Sözünü ettiğimiz eski milletvekilinin açıklama ve değerlendirmeleriyle ilgili kendi görüşlerini açıklayıp değerlendirmelerde bulunuyorlar. Bu arada partinin eski ve mevcut yöneticileri de ya eleştiriliyor ya da aklanma yoluna gidiliyor.

Bir ara iyi gidiyordu CHP’liler.

Yerel seçimlerde siyasi tarihe geçecek büyük bir başarı da göstermişlerdi.

Son bir ay içinde yapılan tüm anketlerde partinin oyu yüzde 29’a yaslanmıştı.

Partide bu gelişmeler yaşanırken, o eski hastalık nüksetti. Yani  parti  içinde tartışma, bir çeşit kavga ve aslında kendilerini yıpratma hareketi.

Öte yandan parti üst yönetiminden birilerinin kalkıp  “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız belli. Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu” açıklaması.

Bir başkasının kalkıp Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılçdaroğlu arasındaki  anlaşmazlıklara gündeme getirmesi.

Gene parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiyi sağa çekme iddialarının ısıtılıp gündeme getirilmesi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde dün ve zamanında konuşulmayanlar, tartışılmayanlar bugün konuşuluyor ve tartışılıyor. Neden acaba?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde ülkede  değişen ve gelişen onca anlayışa rağmen tedavi edilemeyen 97 yıllık hastalığın yeniden nüksettiği söylenebilir.

Bir şey daha… Bu partide siyaset tabanda değil tavanda yapılıyor. Taban bu işin içinde yok. Olsa belki CHP böyle olmayabilirdi.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.