Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63750.165$

Siyasi Gerginlikten Uzlaşmaya ve Ekonomik Durgunluktan Refah Toplumuna

15 Nisan 2017, Cumartesi 09:10

8.Bir toplumun iki önemli öğesi vardır. İlki, değişmeyen sabitesi hükmündeki kadim değerleri/inançları, yani genel ifadeyle “toplumu o toplum yapan” özelde de “bizi biz yapan” öğe. İkincisi de değişebilen unsurları. Değişmemesi gereken öğeyi değişmesi gereken öğeymiş gibi değiştirmeye kalkışırsak, toplum savrulmuş olur “kendisi olmak”tan çıkar.

Değişmesi gerekeni de değişmemesi gereken gibi kutsarsak, toplumun gelişmesini tıkamış oluruz. Senteze ulaşmayan düşüncelerin pratiğe uygulanması olgunlaşmayan meyvenin dalından koparılması gibi beyhude bir tutumdur.         

9.Sağlıklı değişme, gelişme ve olgunlaşmanın nefsimizi okşayıcı iltifatlarla değil, iğneleyici, hırpalayıcı, uyarı ve öğütlerle gerçekleşebildiğini ilke edinmemiz gerekir. Bu bağlamda her düşünce ve tutumumuzdan hikmetler bulunduğuna bizi inandırmaya çalışan ayartıcılar yerine gerektiğinde bize dur, yanlış yapıyorsun, geleceğimizi karartıp kuruma, ülkeye zarar veriyorsun diyebilecek uyarıcıları bulmamız gerekir. Bizim iyiliğimiz için söylenen itici sözü, kötülüğümüz için söylenen iltifatlara yeğlemeliyiz.

10. Sultan Melikşah’ın döneminde halk arasında yaptırdığı toplumun nabzını tutmak türündeki uygulama günümüzde de yapılmalı ve halkın hoşnut olduğu durum ve icraatların yanında hoşnut olmadığı durumların da belirlenmesi gerekir.

11.Toplum 2012’den beri gerek iktidar gerekse muhalefetin oluşturduğu çatışmacı söylem ve eylemlerinden siyaset kurumuna on yıldır duyulan güven öğesinin törpülenmeye başladığı görülüyor. Üç Y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaksızlık) formülüyle yola çıkan iktidar partisinin devlet ve millet malının özenle korunması düşüncesine en uzak kesimlerce bile eleştirilmesi iktidar partisi mensuplarının derin bir ahlaki çözümleme yapmasını gerektirmektedir.

12.İşlenen suçların bedeli ancak bu dünyada çekileceği öngörüsündeki sekuler kişilerin etkili ve yetkili bir konuma geldiklerinde layüsel oldukları düşüncesiyle nasıl bir elitlik ve muktedirlik örneği gösterip halkın ensesinde boza pişirdikleri, milletin hak ve hukukunu haram ettikleri tek parti iktidarlarının ve parlamento dışı etki gruplarının etkin olduğu yıllarda görülmüştür.

13.İşi ehline vermek genel ilkemiz olmalıdır. Bizim düşüncemizden olan kişiliksiz ve niteliksiz tipleri değil karakterli ve nitelikli insanı seçmek gerekir. Öte dünya algısı ve inancı olmayan, kendini sınırlayan, kendine ait ilke ve maksimleri bulunmayan kişilerin yetki alması ve büyük servet edinmeleri toplumun genel hak ve özgürlüklerinin teminatı açısından kendiliğinde tehdide dönüşecektir.

Oportünist, Makyavelist, inançsız, ilkesiz kişiler köşesi olmayan yuvarlak top gibi her yöne dönme becerileri olduğu için bunların içtenliklerini belirlenmesi oldukça güçtür. Bu nedenle köşesi, fikri, inancı, kendine özgü doğruları olan tipleri, bunlar velev ki muhalif de olsalar yararlanılacak nitelikli kişiler nazarıyla bakılmalıdır. Bizim düşüncemizden diyerek niteliksiz tipleri yanımıza almak ne kadar tehlikeli ise yalnızca bizim düşüncemizde değil diyerek nitelikli tipleri uzaklaştırmak da o denli zararlıdır.

14. Günümüz Türkiye’sindeki politik hararetin soğutulması gerekmektedir. Bunun için bir taraftan 12 yıl içinde “Hasta Türkiye” imajını silip “Kalkınmış Yeni Türkiye” resmini dostun düşmanın zihnine kazıyan mevcut yönetime Türkiyenin hasımları yüklenebilir, ancak ülke yurttaşlarının yarısı niçin yükleniyor işte bu anlaşılır gibi değildir. Anlaşılır olmayan bir şey de “ülkeyi kalkındıran, asırlardır görülmeyen başarılara imza attığı halde ona duyulan bu kin, sadece hasımlarımdan mı kaynaklanıyor diye bir iç çözümleme yapmak gerekmektedir.

Bu görev, Erdoğan’ın etrafında “danışman” sıfatlı kimselere düşmektedir. Metafizik derinliğe sahip düşünce adamlarına bu nazik dönemde ne kadar da ihtiyaç var oysa. Politik manevralar, diplomatik söylem tazı geliştirme, muhaliflerin yanlış yorumlarını boşa çıkaracak siyasi retorik geliştirmeler, muhalefetin sofistik manevraları ve yanlış ve ters algılamalarını çözecek semantik belirlemeler ancak alanlarında uzman kişilerce gerçekleştirilebilir.

15.Bir düşünce, anlayış, dört dörtlük doğruluk da yanlışlık değeri taşımaz. Hele bu insan eliyle uygulanıyorsa her iki değerin de gerçeklik payı oldukça düşer. Karşıtını hesaba katmadan ileri sürülen düşünceler extrem (ifrat ve tefrit) hale gelirler. Her uç (estrem) düşüncenin alternatifi vardır ama itidalin alternatifi yoktur, çünkü itidalde tüm uç fikirler mecz edilmiştir. İtidal, tüm uç fikirleri, tüm anlatılan öyküleri dinledikten, anladıktan sonra ortaya konulan düşüncedir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.