Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63835.612$

SİYASET BIRAKILMIYOR

16 Mart 2022, Çarşamba 00:03

Siyaset, bırakılmıyor.

Ne kadar ve kaç yıl yapılırsa yapılsın, siyaset bir çok insanda et-kemik haline geliyor.

Anlayacağınız yaşanılan müddetçe siyaset.

Siz hiç ülkemizde ununu elemiş, eleğini asmış siyasetçi gördünüz mü?

“Tamam. Buraya kadar” diyen, gördünüz mü?

Gördüyseniz, kaç kişi gördünüz?

Sizi bilemem ama ben gördüğümü söyleyemem.

İllaki siyaset, mezara kadar siyaset Türk tipi bir siyaset anlayışı olmalı.

Yaşı 70’e, 80’e merdiven dayamış olan eski/yeni  siyasetçiler, siyasetin içinde olabilmek için kırk takla atıyor.

Sağlık sorunları yaşadıkları, çişlerini tutamadıkları ve çişlerini yapamadıkları halde, siyaset aşkı ile yanıp kavrulanlar siyasetçilerimizin olduğunu hepimiz biliyoruz.

Geçmişte hizmet  performansından ziyade güzellik ya da skandallarla ünlenenlerin günümüzde sarkan yüz ve boyun derileriyle zor tanındıkları halde, siyasete dönme çabalarını da  toplum olarak görüyor ve biliyoruz.

Daha yapacakları varmış.

Ülkenin kendilerine ihtiyacı varmış.

Milleti özlemişler.

İyi de millet onları özlemiş olabilir mi acaba?

Millet özlesin ya da özlemesin..

Burası hiç önemli değil.

Önemli olan milletin damarına doğru adım atmak.

Damarı girdin mi, tamamdır bu iş.

Ama olmuyor tabi.

Vaktinde bulunmayan damar, bugün de bulunamıyor.

Siyaseti bırakamıyorlar.

Bunun istisnası yok denecek kadar az, ülkemizde.

Bırakamayanlardan iki örnek verelim.

Hayatta olup da siyaseti bırakmayanlardan biriside Mustafa Sarıgül.

Sarıgül’e bakalım.

Biz bu mesleğin baharını yaşarken Mustafa Sarıgül CHP milletvekiliydi.

Hırslı ve hızlı bir milletvekiliydi.

Özel hayatında da hızlı olduğu söylenirdi.

CHP,DSP çatısı altında siyaset yaptı.

Kurultaylardan birisinde Deniz Baykal’ı devirerek, CHP’nin başına geçme hayalleri yaşadı.

CHP’den kovuldu.

DSP’ye, geldi.

Bulunduğu parti ve ortamlarda, “hizipçi” olmakla suçlandı.

Şişli Belediye Başkanlığı yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı rüyasını da gördü.

Bir ara parti kurdu.

Tayyip beyin alternatifi olduğunu falan sandı.

Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin başına geçmesinden sonra CHP’ye yeniden dümen kırdı.  

CHP’de umduğu koltuk ve unvanları bulamayınca, DSP’ye yeniden dönüş yaptı.

Bulunduğu partilerde istediğini elde edemeyince, yumruk yumruğa dövüştüğü olaylar oldu.

Aynı karakter Şişli  Belediyesi’nde de kendisini gösterdi.

Kılıçdaroğlu, o yıllarda küçük bir çalım hareketiyle Sarıgül’ün partisinin önünü keserek, Sarıgül’ü de aktif siyasetin dışına attı.

Aynı Sarıgül geçen  yıl bir parti daha kurdu.

Partinin adını Türkiye Değişim Partisi koydu.

Partinin kurucusu değişmiyor ama partinin adı  esas itibarıyla “değişim”oldu.

“Değişim” kelimesi komik geliyor insana. En azından Sarıgül’ü 40 yıl öncesinde siyaset sahnesinde gören bizim gibilere.

Eski siyasetçilerden Mustafa Sarıgül’ün siyasi hikayesi böylede diğerleri farklı mı?

Bir dönemin DYP genel başkanı ve başbakan Tansu Çiller ne kadar farklı mesela?

Yaşı 80’e doğru giden Çiller, 20 yıl aradan sonra siyasette aktif bir rol alma çabasında.

Bir sporcunun spora 20 yıl ara verdikten sonra, spora yeniden dönme çabasından ne farkı var Çiller’in, siyasete dönme çabalarının?

Yaşa bağlı muhakeme sorunu yaşayan, kasları gevşeyen, derileri yer yer sarkan bir sporcu ne kadar yarışabilir?

Yarışsa da ne kadar başarılı olabilir?

Üstelik geçmişte başarıyla sonuçlanan yarışmaları olmadığı halde.

Siyaseti bırakamayan iki örnek Sarıgül ve Tansu Çiller.

Haksızlık etmemek lazım.

Siyaseti bırakamayan ve mezara kadar sürdürmek isteyen daha nice isim var.

Bırakamıyorlar.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.