Salgın ve ekonomiyi bekleyen senaryolar

Korona virüs hayatın her alanında etkisini gösteriyor. En çok etkilenen durumlardan biriyse ekonomi oldu.

Salgının devam etmesi halinde ekonomiyi bekleyen senaryolar gittikçe kötüleşebilir.

Haziran ayında salgının son bulmaması halinde farklı ihtimaller de oluşuyor. Yaz boyunca da bitmezse dünya ekonomisini kötü bir senaryo bekliyor.

Türkiye'nin önümüzdeki süreci iyi değerlendirebilmesi sonucunda ekonomi de ciddi başarı gösterebileceğimiz de, öngörüler arasında.

Dünyayı etkisi altına alan bu büyük tehlikenin en erken farkında olan ve gerekli önlemleri alarak halkı bilinçlendiren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tüm halkın gözünde siyasetçilere bakışını değiştirdi. Davranışları, halkı dakika dakika bilgilendirmesi ve yön vermesi tüm yorgunluğuna rağmen anlayışlı ve uyumlu tavırlarıyla tam puan aldı. Gerekli önlemler de hızla alınmaya devam ediyor.

Araştırma şirketlerinin çalışmalarında, gençler, eğitimliler ve kadınların salgından diğer gruplara göre daha çok korktuğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de Korona virüs bilincinin oldukça yüksek olduğunu, bu konuda yetkililere güvenildiğini, önerilerine büyük ölçüde uyulduğunu ve kısa sürede atlatılacağına dair umudu gördük.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Toprak Mahsulleri Ofisi stoklarında besici, yetiştirici, sanayici ve tüketicinin ihtiyacını karşılayacak yeterli miktarda ürün bulunmaktadır" dedi. Ülkemizin ekonomisinde tarımsal gelişmelerin önemi böyle durumlarda bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Ülke olarak kendi kendine yetebilmek, ihtiyaçlarını giderebilmek son derece önemli. İnsan arabaya binmeden yaşayabilir ama yemeden içmeden yaşayamaz. Yaşamsal devamlılığın birincil önceliği beslenmedir. Beslenmenin sağlanması için de gıda ürünlerine ihtiyaç vardır ve bu da tarımın önemini ortaya koyuyor.

Her zaman ekonomide tarımın önemine dikkat çekerken, hem istihdama vereceği desteği dile getirdik, hem üretmenin öneminden bahsettik. Bugün geldiğimiz noktada stokları konuşur duruma geldik. Tohum kalitemizi ve üretimi yükseltmek için bugün içinde bulunduğumuz durum bize tecrübe olarak dönerse, ileride daha kaliteli üretimler yapabiliriz.

Ülkemiz bu zor günleri de atlatacak. Sorunun üstesinden gelmek için olağanüstü çaba sarf ediliyor. Diğer dünya ülkelerine baktığımız zaman bir adım önde olduğumuzu görmek de sevindirici. Evet hasta sayısında artış yaşanıyor ancak, hastaların genellikle yurtdışı çıkışlı kişiler olması da dikkat çekici. Umalım ki sorun büyümeden, yeni çıkmazlara girilmeden bu savaşı kazanarak çıkarız.

Panikle yapılan alışverişler, tedirginlikler toplumun gerginliğini artırmaktan başka bir işe yaramayacak. Yapılan açıklamalara, uyarılara uymaya büyük gayret gösterelim. Hijyeni unutmayalım. Ekonomimiz de keskin virajları kaza yapmadan atlatma becerisini daha önce gösterdi bugün de gösterecek. Endişe duymayalım.

Ekonominin enstrümanları yani işletmeler, üreticiler, bankalar, ödemeler her şey için gerekli tedbirler almak için çalışmalar yapılıyor. Sıkıntıda olan birçok kesim var. Biliyoruz ki ödemelerde, kredilerde, pazarda sorunları büyük. Sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz ve bu durum sadece bizim ülkemizi ilgilendirmiyor. Global bir etkileşimin içine girince, ticarette giriş ve çıkışlar daraldı. Hal böyle olunca da sorun yumağı elbette büyüyecek. Ancak alınan tedbirler en azından ödemeler konusunda bir çıkış kapısı açacaktır diye umut ediyoruz.