Virüs almış başını gidiyor. Aşı yaptırsan ne fayda. Sadece ölümü erteliyorsun. Ne kadar ertelediğini de bilmiyorsun. Virüse yakalandıysan ve aşılıysan ayakta atlatıyorsun. Aşılı değilsen de sıkıntılı geçebiliyor. Hepsi bir muamma. Aşının içinde ne var kimse bilmiyor. Sadece su bile aşı olarak verilmiş olabilir. Kimse bir şey bilmiyor bilinen tek şey aşınızı yaptırın.

Okulların bir çoğunda virüslü çocuk ve hoca sayısı arttığı için sınıflar kapanıyor. Bu kadar sıkıntılı değilde de neden iki yılımızı yediniz. Hani dokunduğunuz yerlere dikkat edecektiniz. Dezenfaktan kullanacaktınız. Elinizi yüzünüze gözünüze götürmeyecektiniz.

Hatta virüs Çin’de ilk çıktığında sokakta insanların can çekişerek öldüğünü görünce, ülkemizde de insanların sokak ortasında öleceği korkusu ile yaşama ittiğiniz o günler nerede. Ne oldu bir öldürücülüğü artıyor, iki hızlı bulaşıyor. Zeminde çok kalıyor. Poşette az kalıyor. Bunlar gibi birçok sayısız söylentilerin hepsi nereye gitti.

Aşının içinde ne olduğunu söylemeyen Çin, Rusya, Almanya’ya inat biz TÜRKOVİC aşısının içinde olduğunu söyleyecek miyiz? Hiç açışının gitmediği ülkelere bedava aşı mı göndereceğiz. Kendi insanlarımıza bu aşıyı dağıtıp Almanlardan daha iyi yaptık mı diyeceğiz.

Gençlerin aklının karıştığı yüzlerce soru var. Aşı yaptıranların uzaylılara benzeyen çocuklarının olacağı gibi. İçinde ne varsa artık. DNA’nda oynanacak. Hatta içinde Cip var. Dünya cip bulamadığı için otomobil üretimini durduruyor bizler aşının içinde Cip olduğunu düşünüyoruz. Acaba Cip bu yüzden mi değerlendi gibi saçma bir soru da sorulabilir.

İçinde bulunduğumuz dünyanın gelecek yıllarda sıcaklarla kavrulacağını bildiğimiz varsıyımını göz önüne alırsak ne gerek var virüslere…

Zaten o zaman sıcaklardan öleceğiz. Yer altında yaşayacağız. Dağlardaki mağaraları sahipleneceğiz. Hatta mağara için silahlı kavga bile yapacağız. Bugünden birer mağara sahiplensek, gelecekte sıcakların iki katına çıktığı zamanlarda kullansak, günlük kiraya versek. Aylık kiraya versek o zaman da para kazanmaya devam etsek. Fırsatçılık yapıp iki katı kira istesek.

Gece kuşu olsak hepimiz. Geceleri çıkıp bugünlerdeki gibi gündüz sıcaklarını yaşasak. Su bulamasak, kendi suyumuzu üretsek.

Sonumuz ne olur.

Sağlıcakla kalın!