Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64098.926$

RAKİBİ OLMAYAN SEÇİM

27 Şubat 2019, Çarşamba 08:46

31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimler, sonuçları önceden belli olan seçim olma özelliği ile  tarihteki yerini alacaktır.

Bir çok seçim çevresinde böyle bir durum var.

CHP’nin oy potansiyelinin  olduğu illeri var. O illerde bile Ak Parti  lehine durum  değişebilir. Ak Parti’nin adayları, CHP’nin elinde bulunan bir belediyeyi alabilir. Fakat CHP’li adayların, Ak Parti’nin elinde  bulunan bir belediyeyi alması  zor  bir ihtimal. Bu pek mümkün görünmüyor.

Neden mi?

Ak Parti seçmenin gözünde “Bir numara” olma özelliğini elinde tutmaya devam ediyor.

Sonra Ak Parti’nin iktidarda olma avantajı var.

Mesela; insanlar ekonomiden mi şikayetçi, hemen bir takım tedbirler paketi peşpeşe sıralanıyor. İnsanlar  hayat pahalılığından mı şikayetçi, “Tanzim Satış Noktaları” devreye sokuluyor ve fiyatlar aşağıya çekiliyor.

Devam edelim.. İnsanlar bankalardan almış oldukları kredi borçlarını ödemekte zorlanıyor. Hükümet “şak” diye, borca yapılandırma getiriyor. Borcun ödeme vadesini 1-2 yıl öteleyiveriyor.Olmadı borcunu ödemek isteyenlere bir de kredi veriyor. Diyeceksiniz ki “Borç, yeni bir borçla kapatılıyor” Öyle ama insanlar o an için rahatladığına ve nefes aldığına bakıyor. En iyisi bir borcu çalışarak ve kazanarak ödemek. Tamam ama bu mümkün olmadığı için insanlar da kolay olanı seçiyor. Nasıl olsa bankalar da krediyi veriyor. Vakti gelince borç ödenir mi, ödenmez mi? Bunu fazla önemseyen yok.

Esnaf, sanayici sıkıştı mı, zor da mı? Hükümet “şak” diye, onlar için de önlem paketlerini sıralayıveriyor. Esnafın, sanayicinin borçları erteleniyor. Sigorta prim borçları, vergi borçları öteleniyor, Borcunu ödeyemeyenlerin  üzerine gidilmiyor. Üstüne üstlük isteyene, istediğinden fazla da kredi veriliyor.Esnaf ve sanayici de o an için sıkışıklıktan kurtulduğuna ve nefes aldığına şükrediyor.Onlar da borcu yeni bir borçla kapatıyor. Tabi borç katlıyor.

İnsanlar işsizlikten mi şikayetçi. Uygulanır ya da uygulanmaz ama hemen bir çözümden söz ediliyor. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı önceki gün 2.5 milyon insan için istihdam  imkanı yaratıldığını açıkladı.

Sonra Ak Parti propaganda gücüne sahip. Ülkede çok sayıda  gazete ve televizyon  Ak Parti’nin yanında.

En önemlisi ise Ak Parti nasıl ki seçmenin gözünde “Bir numara” ise, Tayyip Erdoğan bey de seçmenin gözünde “Bir numara” Tayyip beyin adı bile bu ülkede yüzde  40 civarında bir seçmen kitlesinin davranışlarını etkiliyor. Bunun başka bir örneği var mı? Elbette yok. Hangi partinin ne kadar oyu var ki, o parti liderinin kontrol ettiği yüzde 40 civarında bir oyu olsun.?

Ak Parti seçimlere avantajlı giriyor.

Çünkü  seçime katılan diğer partilerin elinde olmayan güç ve imkanlar Ak Parti’nin elinde var.Nereden bakarsanız bakın  bu gerçek değişmiyor. Aslına bakarsanız  muhalefet değiştiremiyor bu durumu. Muhalefet oldum olası bir türlü organize olamıyor. CHP’ye bakın: Başkan adaylarını belirleme sürecinde bile seçmeni düşündüren yanlışlar yaptılar. Bazı yerlerde mesela İzmir’de bile belirlemiş oldukları başkan adayı ile geleneksel seçmenini tereddüte düşürdüler. Gene başkan adayları belirlenirken parti içindeki  tartışmalar ve buna bağlı olarak bir takım istifalar partinin geleneksel seçmenini bile olumsuz etkiledi.

CHP  elinin altında bir kaç televizyon kanalı ile bir kaç gazeteyi dahi tutamıyor. Bu durumda CHP  seçmene meramını nasıl anlatacak? Seçmenle nasıl ve hangi yoldlan iletişim kuracak?

Anamuhalefet Partisi’nde durum, encam böyle de diğer muhalefet partilerinde farklı mı?

MHP’ye muhalefet partisi gözüyle bakmamak lazım. MHP artık  bir şekilde gördüğü lüzum üzerine iyi bir Ak Parti ortağı.

İyi Parti’nin imkanları ortada. Üstelik çıkışta elde ettiği performansı da koruyamadılar. Güçleri, imkanları bir hayli sınırlı. Dolayısıyla yapabileckleri fazla bir şey yok. Siyaset her bakımdan güç  ister, imkan ister. Arkasında büyük bir kitle ister. Bu da imkanla sağlanır. İnsanlar artık bir partinin ne kadar gerekli olursa olsun plan ve projesine fazla bakmıyor. Partinin kitleler üzerinde  yarattığı tesir ve ivmeye bakıyor.      

31 Mart seçimlerine katılan Saadet Partisi’nde de imkanlar bakımından durum hiç iyi değil. Bir Nisan’a kadar yeni ber genel merkez binası bulup, Erbakan ailesinin mülkiyetinde olan mevcut genel merkez binasını tahliye etmeleri gerekiyor ama bina bulamıyorlar.

Rakibi olmayan  tarihi bir yerel seçime adım adım gidiyoruz.

Bu arada gerçek olan bir husus var.  O da şu: Seçmen önceki seçimlere göre sandığa ilgi göstermeyecek gibi duruyor. Yani seçime katılım az olacak gibi.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.