Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.51
  • EURO
    34.95
  • ALTIN
    2435.6
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64049.93$

PROBİYOTİK NEDİR?

22 Haziran 2018, Cuma 08:08

Probiyotik nedir? Hangi besinlerde bulunur? İsim olarak oldukça birbirine benzeyen Probiyotikler ile Prebiyotikler arasında ne gibi farklılıklar var? Son zamanlarda oldukça popüler olan bu konular hakkında gelin beraber bilgilerimizi tazeleyelim.

Bağırsaklarımızın yapısında doğal olarak bulunan ve bağırsaklarda yaşayan dost bakterilerdir. Sayıları yüz trilyona yakındır.

  • Bağırsak hareketlerini hızlandırır, sindirime yardımcı olur.

  • Bağışıklığın güçlenmesine yardım eder, vücudu zararlı bakterilere karşı korur, enfeksiyon riskini azaltır.

  • Besinlerle vücuda alınan toksik ve alerjen bileşenleri temizlerler.

  • Kanserojen maddelerin etkisiz hale gelmesini sağlar.

  • K vitaminin üretilmesinde rol oynar.

  • Diş sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.

  • Diyabet ve kolesterolün düzenlenmesine, kilo kontrolüne yardım eder.

  • Vücutta birçok metabolikfaaliyete olumlu olarak katkıda bulunur.

  • Kolon kanserini önleyen ve mesane kanserinin tedavisi üzerinde
    olumlu etkilere sahip olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur.

Sağlık için oldukça önemli olan probiyotikler; konstipasyon (kabızlık), diyare (ishal) gibi birçok hastalığın giderilmesinde adeta ilaç gibidir. Dolayısıyla bu bakterileri içeren besinler, günlük yaşamda mutlaka tüketilmelidir.

Aşağıda probiyotik açısından zengin besinlere yer verilmiştir.

Bazı fermente süt ürünleri(doğal yoğurt, probiyotikli yoğurt, kefir, ayran, süzme peynir, ekşi krema, süt asiti ve yağı)

Keçi sütü

Fermente et ürünleri (kavurma ve fermente sucuk, pastırma)

Tarhana, Turşu

Boza, Bira Mayası, Hardaliye

Nar ekşisi, Sirke, Şalgam Suyu

PREBİYOTİK NEDİR?

Prebiyotikler, diyet posasını(lifini) oluşturan karbonhidratlardan biridir. Sindirim sisteminde tek başına sindirilemez fakat bağırsakta fermente olur.

Probiyotikler tarafından enerji kaynağı yani besin olarak kullanılır ve onların çoğalmasını sağlar. Bağırsak fonksiyonlarını düzenler, hazmı kolaylaştırır. Prebiyotik besinler ihmal edildiğinde, gereğinden az tüketildiğinde probiyotikler çoğalamaz, aç kalırlar ve sayıları azalır. 

Aşağıda prebiyotik açısından zengin besinlere yer verilmiştir.

Sebzelerde; pırasa, yer elması, pancar, bamya, enginar, kereviz, domates, soğan, sarımsak, hindiba, kuşkonmaz, hardal bitkisi

Kurubaklagillerde;  fasulye, barbunya, mercimek, bezelye, nohut

Tam tahıllarda; tam buğday, yulaf, karabuğday, arpa, kepekli pirinç

Yağlı tohumlarda; ceviz, badem, fındık, ketentohumu

Meyvelerde; zeytin, muz, karpuz, greyfurt, üzüm, çilek, elma, kuru meyveler

Anne sütü

VÜCUTTA PROBİYOTİK DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYULABİLECEK BAZI DURUMLAR

Bağırsaklardaki probiyotik sayısı azaldığı vevücudun bağışıklığının düştüğü durumlar şunlardır;

Obezite

Antibiyotik kullanımı

Doğum kontrol hapları

Konstipasyon (Kabızlık)

Diyare (İshal)

Enfeksiyonların önlenmesi ve tedavi süreci

Laktoz intoleransı

İnflamatuvar bağırsak hastalıklarının tedavi süreci

PROBİYOTİKLERİN HEPSİ AYNI MIDIR?

Vücudun probiyotik ihtiyacı, mümkün oldukça doğal besinlerin tüketimiyle karşılanmalıdır. Yetersiz kalındığı durumlarda probiyotik desteklerine başvurulmalıdır. Kemoterapi sürecinde olan kanser hastalarında, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişilerde ve çeşitli sağlık durumu yaşayan bazı bireylerde probiyotik destekleri olumsuz sonuçlara da yol açabilmektedir. Dolayısıyla probiyotik kullanımı muhakkak doktor kontrolünde olmalıdır.

Bilinmesi gereken en önemli şey, kullandığınız probiyotik desteğinin içeriğidir. Probiyotik desteklerinin farklı farklı çeşitleri vardır ve herkes için, her rahatsızlık için aynı probiyotik desteği etkili olmaz. Kabızlığı ishale, ishali kabızlığı çeviren, bağışıklıklık problemlerini çözen, gaz problemleri ortadan kaldıran çeşitli probiyotik destekleri mevcuttur.

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) RİSKİNİ AZALTIYOR!

Yapılan birçok bilimsel çalışma, probiyotiklerin Tip1 ve Tip2 diyabet tedavisinde önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Bağırsaklardaki dost bakterilerinin florada sayıca artış göstermesi, tip1 diyabeti başlamadan engelleyebilmekte ya da başlangıcını mümkün oldukça erteleyebilmektedir. Kesin sonuçlar elde edebilmek için daha birçok çalışmaya ihtiyaç duyulsa da düzenli probiyotik alımı, insülin duyarlılığın artmasında önemli bir role sahip.

Aileden gelen bir diyabet öyküsü, insülin direnci ya da diyabeti olan bireyler beslenmeleri konusunda oldukça dikkatli olmalıdır. Böyle durumlarda genel bir beslenme programı bireye yardımcı olamaz, mutlaka diyetisyen eşliğinde kişiye özgü bir beslenme programıyla yaşamlarına devam etmeleri gerekmektedir.

ALERJİK REAKSİYONLARIN ŞİDDETİNİ AZALTABİLİYOR

Yapılan çalışmalar net bir sonuç çıkarmak için yeterli olmasa da günlük yeterli miktarda probiyotik alımı, alerjik belirtilerin azalmasını sağlayabilmektedir.

Sağlıklı ve Mutlu Günler Dilerim.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.