POZİTİF OLMAK (1)

Herkes görevinde doğru çalışsa,

Ne vurguncu olur, ne talan olur.

Saygı duysa, adalete alışsa,

Ne hırsızlık olur, ne çalan olur.

İnsanoğlu birbirinden bezmese,

Güçlü olan güçsüzleri ezmese,

Doğru konuşana kimse kızmasa,

Ne yalancı kalır, ne yalan olur.

Medanoğlu, sözümüze uyulsa,

Bu teklifim her tarafa yayılsa,

İnsan haklarına saygı duyulsa,

Ne öldüren olur, ne ölen olur.

                            Musa Merdanoğlu.

Pozitif olmak demek; her şeyin iyi tarafını görebilmek de­mektir. Çünkü her şeyin mutlaka bir iyi tarafı vardır. Peygambe­rimiz arkadaşları ile bir yere gidiyorlarmış, bir köpek ölüsü görmüşler, sıcak memleket, şişmiş, kokmuş, bazıları burnunu tıkamış, bazıları tükürmüş, bazıları uzaktan gitmeyi tercih etmiş, ama Yüce Peygamberimiz, onda bile iyi tarafı görerek; “ama ne güzel dişleri var” buyurmuş.

Hayvanın derisi kuruyup çekildiği için, bembeyaz dişlerini göstermiş. Yani her şeyde bir iyi taraf görebilmek iyi bir özellik, büyük bir marifet ve mutluluk kayna­ğıdır.

Unutma! Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki, pozitif düşünmek pozitif so­nuçlar üretir. Negatif düşünmek negatif neticeler doğu­rur. Bir insana kırk defa deli denince deli olduğu gibi. Güzellik bakan gözdedir. Sevmeyerek bakarsan Yusuf’u bile çirkin gö­rürsün. Konuyla ilgili güzel sözlerden bazıları:

“Dünyayı mutlu ve hoş görmek istiyorsan, önce baktığın gözlük camını temizle.” Atasözü

“Unutmayın, mutluluk sizin kim olduğunuz veya nelerinizin olduğu ile il­gili değildir; O tamamen ne düşündüğünüze bağlı­dır.”  Dale Carneğie

“Huzuru kendi içimizde bulamazsak, başka yerde aramak boştur.”   Ata­sözü

“Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz, eksik olanları ise daima.”   Schopenhouer

“Ayakkabım yok diye üzülüyordum, ta ki ayaksız bir çocuk görene ka­dar.”   Anatole France

“Sevdiğini elde edemezsen, elde ettiğini sevmeye çalış.”   Corneille

“Bazı kimseler güllerin dikenleri olduğundan yakınırlar. Ben ise dikenle­rin gülü olduğuna şükrederim.” Alphonse Karr

Unutma! Dünyada tasasız baş, ancak bostan korkuluğunda bulunur. Ha­yatın kısalığından yakınacağın yerde, günün kaç saatine hakkını vererek mutlu şekilde yaşadığını düşün. Arzula­rını tatmin ederek değil, sınırlandırarak mutlu olacağını unutma. Çünkü nefsin isteklerinin sonu yoktur.

65 ülkede yapılan Dünya Değerleri araştırması neticesinde en mutlu mil­letlerin; Bangladeş, Nijerya, Meksika, Venezüella, El Salvador gibi üçüncü dünya ülkeleri dediğimiz belki de bir­çoğunun karnını bile doyuramadığı ülke insanlarının çıkması(1) söylenenlerin doğruluğunu teyit eden gerçektir. Te­mel’in felse­fesi ne güzel:  

At yarışında Temel bir atı tutmuş. At ilk zamanlar önde gi­diyor, temel de tezahürat yapıyor; “ha aslanım, ha yiğidim, ha uşağum ek şunları…”, Bir müddet sonra at en geriye kalınca temel de taktik değiştirmiş, “hadi yavrum, hadi bitanem, oy benim küheylanım, nasıl bütün atları önüne kattın da kovalı­yor­sun, maşallah sana!..” Kızsa, küfretse, çatlasa, patlasa yapacağı bir etki var mı? Hayır, o halde!..

Dipnot:

1-Milliyet  Gazetesi, 3. 10. 2003.