Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2326.3
  • BIST
    9117.07
  • BTC
    70104.96$

PARTİ KURMAK VE ÜMİT ÖZDAĞ

12 Temmuz 2021, Pazartesi 08:59

Türkiye’de 1945 yılında çok partili sisteme geçildi.

1945’le birlikte çok sayıda parti kurulmaya başladı.

Bunun öncesi de var, Atatürk’ün döneminde. Fakat 1945 yılı çok partili sürecin esas olan miladı.

1946 yılında da ilk defa çok partili genel seçimler yapıldı.

Ülkemizde 75 yıldır çok partili siyasi hayat yaşanıyor.

75 yılda yüzlerce parti kuruldu.

Yüzlerce de parti bir şekilde kapandı.

Türkiye’nin en eski partisi olan CHP 97 yaşında.

Parti kur sonra kapat.

Parti kur kapatılsın.

Bizim ülkemize özel ve çok orijinal bir durum parti kurmak, kapatmak ve kapatılmak.

Parti kurmayı seviyor insanlarımız. E tabi bu işin ilk başlarda birazda arz talep tarafı var.

Bakacak olursak..

2020 yılında kurulan parti sayısı 21.

2021 yılı İçişleri Bakanlığı kaynaklarına göre Türkiye’de etken yani  açık parti sayısı 105.

105 parti arasından kaç tanesini biliyor ve kaç tanesini tanıyor olabiliriz?

Mesela;

Adları ne, genel başkanları kim?

Bilinen parti adları her seçim öncesi Yüksek Seçim Kurulu tarafından güncellenen partilerin adları ile sınırlı. Hatta o kadar bile olduğu söylenemez.

3-5 dakikalık düşünme payı ile 5-6 partinin adını ve genel başkanını söyleyebilecek kaç kişi var aramızda?

Onca parti arasında toplumda karşılığı olan kaç parti var?

Bazılarının adı hiç bilinmiyor ama  105 parti var.

Öte yandan yeni partiler de kuruluyor ve kurulacak. Sırf geçen yıl ülkemizde 21 yeni partinin kurulmuş olması neyin işareti?

Büyük partiler,

Küçük partiler.

Büyük partiler ülkedeki yüzde 10’luk seçim barajını aşan partiler.

Küçük Partiler ülkedeki yüzde 10’luk seçim barajının altında kalan partiler.

Büyüğün daha da büyüğü, küçüğün daha da küçüğü olan partiler yani toplumun adını fazla bilmediği ve tanımadığı partiler. Buna rağmen farklı nedenlerden dolayı seviyor insanlarımız siyaset yapmayı ve parti kurmayı.

Son yıllarda kurulan siyasi partilerin ortak karakterleri üç aşağı beş yukarı şöyle.

 Fazla konusu olmayan partiler.

İdeolojik partiler,

Bir heves uğruna kurulan partiler,

İnat ve intikam uğruna kurulan partiler,

Yapılacak ilk genel seçimlerde birkaç milletvekilliği için kurulan partiler,

Önceki partisine ve o partinin yönetici kadrolarına zarar vermek için kurulan partiler.

Öyle ya da böyle 105 partisi olan bir ülkeyiz.

PROF.DR.ÜMİT ÖZDAĞ’IN PARTİSİ

Ümit hoca ihtilalci bir babanın oğlu.

Babası Muzaffer Özdağ 1960 ihtilalinin beyin takımındandı.

Baba Özdağ o ihtilalin haşmetli albayı  Alpaslan Türkeş’in en yakın arkadaşlarından birisiydi. İhtilali yapan kadrolar içinde, “ 14’ler Harekatı’nı” başlattılar. Bu, bir çeşit başkaldırıydı. İhtilalin tepesine sonradan getirilip oturtulan Orgeneral Cemal Gürsel ve ona yakın arkadaşları kendileri gibi, 14 ihtilalciyi tasfiye ederek yurt dışına sürgüne göndermek zorunda kalmıştı.

Ümit Özdağ MHP’de babasının dava arkadaşı Alpaslan Türkeş’in partisinde siyasete başladı.

Bilgiliydi.

Entelektüeldi.

Konuşurken arada bir gözlerini boşluklara atıp derin düşüncelere dalmış olsa da iyi hatipti.

MHP camiası onu ilk başlarda çok sevdi.

MHP ve ülkücü camia kendisini kucaklayıp bağrına bastı.

Çünkü gelecek vadediyordu, umut vadediyordu.

Hatta günün birinde MHP’nin başına geçmesinin hesapları da yapılıyordu. Böyle bir ihtimal yok değildi. Karşılığı ve kredisi çok yüksek olan bir genç siyasetçiydi.

MHP içinde vaktinden önce liderlik yarısına girdi ve kaybetti.

Kaybettiği ilk yarıştan sonra etrafa saçtığı ışıklarda sönmeye başladı.

Partide istenmeyen adam durumuna düştüğü anlar oldu. Bu anlardan birinde Devlet Bahçeli’yi başkaldırıp, rest çekti.

Bahçeli’ye olağanüstü kongre yaptırmak için delegelerden imza topladı. İmza toplayan ekibin içinde İyi Partiyi kuran isimlerde vardı.

Bahçeli’nin olağanüstü kongre kararı alması için delegelerden yeterli imza toplanmıştı. Genel Merkez tarafından delege imzaları yargıya taşındı. Yargı tarafından delege imzaları kabul görmeyince, olağanüstü kongre yapılamadı.

Sonra Ümit Hoca ve arkadaşları tarafından İyi Parti kuruldu.

Hoca nefsine hakim olamayıp lider olmak istedi. Tabi olmadı.

İyi Parti’den İstanbul milletvekili seçildi.

İyi Partide Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturtuldu.

O koltuğu kendisine küçük görerek partideki Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etti.

Genel Başkanı ve parti yönetimi ile polemiklere girdi.

Kamuoyu önünde parti yönetimi içinde konuşulması, tartışılması ve sonuca bağlanması gereken konuları tartışmaya açtı. Bu hareketleri ile partisini ve parti yönetimini zayıflatmaya çalıştığı şeklinde değerlendirmeler yapıldı.

İyi Partiden ihraç edildi.

Özdağ partisinin kendisini ihraç etmesinden sonra yargıya gitti.

Yargı, Özdağ’ın partiden ihracını haksız buldu.

Yargı kararı ile İyi Parti’ye döndü ama istifa etti.

Zamansız ve erken hamlelerin siyasetçisi Ümit Özdağ’da şimdi yeni parti kuruyor.

Partisinin adı, “Ay Yıldız Harekatı” olacakmış.

Hoca partisinin kuruluşunu önümüzdeki 26 Ağustos’ta Türklerin Anadolu’ya girişinin 950. Yılında ve Büyük Taarruzun 99. Yıldönümünde açıklayacakmış. Siyasi partilerin kuruluşları böyle derin ve anlamlı hikayelerle  başlıyor her nedense. Başlıyor da gerisi bir türlü gelmiyor yine her nedense.

Ümit Hoca yeni partisiyle birlikte “Ülkeye tuzak kuranlarla ve emperyalistlerle mücadele” edeceklerini söylüyor.

Kendileri daha önce ne yapıyorlardı acaba?

Neyse.. Nur topu gibi olmasa da kar topu gibi bir partimiz daha oluyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.