Konya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63891.729$

Özür dileyebilmek!...

21 Haziran 2018, Perşembe 07:59

Adalet ve Kalkınma Partisi Konya İl Yönetimi tarafından Konya’daki devam eden mega yatırımları gezdik…

Mega yatırımlar derken gerçekten de dev projeler mega yatırımlar, milyon liralık ihalelerle yapımı devam eden projeler…

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun ev sahipliğinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ak Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ve partili yöneticilerle birlikte gezdik projeleri…

Yeni Yüksek Hızlı Tren Garı ve ardından Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi yeni binasını gezdik...

Oradan yola bir çıktık, Seydişehir, oradan Alacabel Tüneli, oradan dünyanın en yüksek ikinci viyadüğü olacak olan Eğiste viyadüğü ve sonrasında Hadim Yerköprü Şelalesine kadar yatırımları inceleyerek gittik ve yine yatırımları inceleyerek geri geldik…

Yatırımları burada anlatmayacağım…

Çünkü bir anlatmaya başlarsak her birisi için ayrı bir gün ayırmamız gerekecek…

Hepsi gerçekten inanılmaz yatırımlar…

Yatırımlarla ilgili haberi zaten gazetenizin 8 ve 9’uncu sayfasından detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz…

Yolculuk esnasında Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun beyle yaklaşık 1 saat sohbet ettik…

Ali Sürücü bana göre Ak Parti’ye, Konya’ya büyük hizmetleri dokunmuş bir isim, kendisi hem teşkilatlar tarafından, hem Konyalı tarafından sevilen, değer gören bir isim olduğu için 11. sıra adayı yapılması şaşırtmıştı bizi…

Gidişatın nasıl olduğunu, Konya’da kaç vekil çıkartmayı hedeflediklerini, Ali Başkanın vekil çıkıp çıkamayacağını sordum…

Genel Başkan yardımcısı, ‘Sabredin görün, şurada kaç gün kaldı’ diyerek esprili bir yanıt verdi…

Konya’da hiçbir sıkıntılarının olmadığını, hatta düşünülenin aksine Türkiye’de hiçbir sıkıntılarının olmadığını net ve açık bir şekilde anlayabiliyordu kendisiyle sohbet eden herkes…

Çok rahattı, ‘Döviz dediler, ülke batıyor bitiyor dediler, işte görüyorsunuz, milyonluk işler hız kesmeden devam ediyor’ diyerek, ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmaz imajını veriyordu…

Haklımı, yapılan yatırımları gezince, ‘evet haklı’ diyiveriyor insan ister istemez…

Hizmetten, sıkıntılardan derken konu Millet İttifakına gelince, dayanamadım bende

‘Millet İttifakı değil de, Cumhur İttifakında bir sorun mu var?’ dedim…

Şaşırdı, ‘hangi ittifak, hangi ittifak’ diye bir emin olmak istedi…

Bundan birkaç gün önce bir TV kanalında MHP’li bir vekilin açıklamalarını hatırlattım…

‘Haa onu mu diyorsun, bu çok normal, olabilir, biz bir ittifak yaptık. Genel Başkanlarımız oturdu ve anlaştı, bizde Ak Parti ve MHP milletvekilleri olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak adaylığında giriyoruz seçime iki parti olarak. Tabi arada böyle çatlak sesler olabilir, ama siz Hatice değil, neticeye bakın’ diyerek 25 Haziran sabahında Cumhur İttifakının büyük bir başarı elde ederek ülkenin geleceği için çalışmaya devam edeceğini söyledi…

Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Başkanım çok doğru söylüyor, üzerine konuşmanın çokta bir anlamı kalmadı artık şunun şurasında kaç gün kaldı ki seçimlere…

Şimdi gelelim yazımın başlığı ‘Özür dileyebilmeye…’

Şu FETÖ kumpası hain kalkışma gecesinin ardından hapishanelere atılan insanlardan bahsettik…

Özellikle darbe gecesi hiç bir şeyden haberi olmayan kendilerine verilen emri yerine getirerek sokağa çıkan 5-10-20 günlük erlerin müebbet hapis yemelerini sordum, gencecik çocuklara yazık olduğunu, onlar için yapılacak bir şeyin olup olmadığını sordum,

Bürokrasiden dem vurdu Sayın Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun Bey, Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisi olan ve inanılmaz ağır işleyen bürokrasiden...

24 Hazirandan bu bürokrasi engellerine ciddi çözümler üretileceğini, yeni sistemle birlikte yıllarca süren mahkemelerin olmayacağını söyledi.

Peki sonra ne olacak, aradan yıllar geçmiş gencecik çocuklar suçsuz yere yıllarca hapishanelerde sürünmüş…

Ahmet Başkan ardından sözlerine ekledi;

‘Bu FETÖ örgütü damarlarımıza öyle bir işlemiş ki, temizledik dedikçe daha derinlerden hala çıkıyorlar ve maalesef insanlarımız bu örgütün içerisine farkında olmadan dahil olmuş, farkında olmadan, bunların ayrımı çok zor, hele ki yıllarca içimize ilmek ilmek sızmış bu örgütün daha ne kadar derinlerde olduğunu bilmiyorsak’ dedi…

‘Ama elbet bir gün suçsuz olan herkesin suçsuzluğu ortaya çıkacak ve devlet onlardan ‘özrünü’ dileyecek’…

Özür dilemenin öyle kolay bişey olmadığını anlattı Sayın Sorgun, özellikle devlet için hiçte kolay olmadığını, fakat Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan bir örnekle şöyle özetledi durumu:

‘Dersim olaylarıyla bizim hiçbir alakamız olmadığı halde, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan çıktı ‘Biz devlet olarak özür diliyoruz’ dedi… Bu bir erdemdir’ dedi…

Aslında haksız sayılmaz, özür dilemek erdemdir hem de büyük bir erdem…

Kaç tanemiz, ‘Haklısın, yanlış yaptım özür diliyorum’ diyebiliyor…

Kaçımız hatamızı kabul ediyoruz… Eşimizden, çoluğumuzdan, çocuğumuzdan, dostumuzdan, iş arkadaşımızdan, patronumuzdan, çalışanımızdan kaçımız, ‘Yanılmışım, özür diliyorum’ diyebiliyor…

Ben söyleyeyim, yüzde yüz haklı olduğunu bildiğimiz halde yaptığımız yanlışların arkasında durup kendi babalarımızdan, evlatlarımızdan gururumuzdan kurtulup özür dileyemiyoruz ki…

Güzel bir sohbetti, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun siyaset yapmadı, yuvarlak cevaplar vermedi, bir ağabey-kardeş sohbeti gibi eğrisini-doğrusunu çatır çatır anlattı…

Özel anılarını, Recep Tayyip Erdoğan ile burada yazamayacağım özel anlarını paylaştı, Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar içten ve halkan bir insan olduğunu anlatırken, içimden, ‘Yanında sizin gibi samimi, içten, sıcak, çalışkan, köyü için, ilçesi için, şehri için, ülkesi için kendi evine çalışır gibi çalışan isimler olduğu müddetçe Recep Tayyip Erdoğan’ın sırtı yere gelmez’ dedim…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.