Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2500.7
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64075.61$

OSMANLILARIN TOPLARI VE TOPÇULUKLARI (4)

24 Kasım 2018, Cumartesi 09:02

560 yıl öncesinin teknolojisi ile dökülen bu toplar, İstan­bul müze ve mey­danlarında bugün bile görenleri hayrete düşürüyor. Bunlardan bazılarını İngi­lizler iste­miş, Sultan Abdülaziz de he­diye etmiş, bu ecdâd eser­leri, bugün Londra’da, günümüzün mağrur İngi­lizleri onları hayranlıkla  seyretmektedir­ler.

Târihçi F. Grenard; “Kanûnî dönemi topçusu sayı ve kalite bakımından dünyanın birinci topçusu idi”  de­mekte­dir.(1) Mechin'in de; “Kanûnî ordusu kuruluş ve silâhları bakı­mından dünyanın diğer bütün orduların­dan dört asır ileri­deydi”  demektedir.(2)

Topçuluk hususundaki bu üstünlük Fâtih döneminde başlamış ve torun­ları dö­neminde de devam ettirilerek zirveye ulaşmıştır. Aradaki farkın ve mesafe­nin dört asırla ifâde edilmesi, Ortaçağda Osmanlı üstünlüğünün açık bir gös­tergesi­dir. Bu üstünlük olmasa; o fütuhatlar kaba kuvvetle mi yapılmış ve kazanıl­mıştır? Bu mümkün mü? Üstelik sayı ve kaba kuvvet bakı­mından da Osmanlıdan kat kat fazla oldukları bir dönemde.

Fransız târihçisi Benoist Mechin şöyle demiştir: “Fâtih Sultan Mehmed’in şimdiye kadar dünyanın görmediği silâhları vardı. Bilhassa uçan füzeleri ve müthiş bir topçusu… 20. Yüzyıl mühendisleri bunu 400 sene sonra ele ala­caklardı.”(3)

Zeki Velidî Togan’ın bu husustaki değerlendirmesi şöyledir: “...O dö­nemde Avrupa Türk üstünlüğünün far­kında idi. Martin Luther, Türk teşkilât ve medeniyeti­nin üstünlü­ğünü açıkça söylediği gibi, o devirde Tür­kiye’ye ge­len bütün seyyahların ifadesinden de bu keyfiyet anlaşıl­maktadır.”(4)    

Barut Çin’de bulunmuş ve basit ateşli silâhlarda doğuda kullanılmaya başlanmış ama, Osmanlı bunları hem doğudan, hem de batıdan daha önce modernize edip istimal etmiştir. Meselâ Yavuz-Şah İsmail arasındaki Çaldıran Savaşında Osmanlının 150 tane topu kullanıldığı halde, İranlıların hiç topları­nın olmadığını Gabor Agoston kaydetmektedir.(5) 

Osmanlının yükselme dönemlerinde Humbaracılar diye özel bir topçu sı­nıfı kullanıldığı halde, Batılılar bunun öneminin farkına varamamış, onlar savaş zamanları bu işle iştigal eden kişileri toplamışlar, kullanmışlar, savaş bitince evlerine göndermişlerdir. Bu sebeple Osmanlı topçusu daimi ve mümtaz bir birim olarak ordu içinde pozisyon sâhibidir ve her yönden Batılı­lardan çok çok üstündür.(6)

Ricaut’a göre, 1665 yılında bile yani 4. Mehmed döneminde bile “Kul­landıkları toplar dünyada mevcut olanlar içinde en güzelleri, en irileri ve en uzun menzilli olanlarıdır. Son Macaristan seferinde bunlardan kırk tanesi cepheye götürülmüştür.”(7) George William Frederick Howard da Türk gemi topçularının İngiliz topçularından daha başarılı olduklarını eserinde itiraf et­mektedir.(8) Meşhur Alman Târihçi Hammer de Kanûnî dönemi topçusunun Avrupa'yla kıyaslanamayacak kadar üstün olduğu kaydeder.(9) Duayen târihçi­miz Prof. Dr. Halil İnalcık Bey de bunu teyid eder.(10)

Flozof Wolter'in itirafı ise şöyledir: "…Türklerin savaş alanında seyyar dökümhaneler kurularak,  bü­yük çaplı topların nasıl döktüklerini hayretle müşahede ettik.(11) Türkler savaş tecrübeleri, cesâretleri,  çalışkanlıkları,  azimleri ve zenginlikleri bakımından o târihte bizden o derce üstündüler ki, İtalya’yı alıp Roma’yı fethetmemiş ol­malarına şaşmak icap eder.”(12)

Yakın târihteki Çanakkale Savaşında da toplarımız ve silâhlarımız Batı­lılarınkinden üstün değil ama yine onları hayran bırakacak şeyler yapmışız, Joseph Pomiankowski bu savaşta; “Türk topçusunun İngiliz topçusundan çok daha isabetli atışlar yaptığını” yazmıştır.(13)

Çanakkale Savaşını gazeteci olarak tâkip eden İngiliz muhabir Ashmead Bartlett’de şöyle yazar: “Türkler son derece kahramanca ve fevkalade kararlı bir şekilde muhârebe ettiler, aynı zamanda toplarını da gâyet ustaca ve sâ­dece ihtiyaç olduğu zamanlarda kullandılar.”(14)

Bu bölümü de Nâmık Ke­mal’in şiirinden bir parça ile bitirelim:

Top patlasın âteşleri etrafa saçılsın

Cennet kapısı cân veren ihvâna açılsın

Dünyâda ne bulduk ki ölümden kaçılsın   

Gavgâda şahâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız cân veririz nâm alırız biz          

Viyana Bozgununda maalesef Osmanlılar toplarını bile savaş meydanla­rında bırakıp kaçmışlar, düşman aline geçen bu toplar eritilip kiliselere çan dökülmüş, bundan sonra da Osmanlı iflâh olmamıştır.(15)

Dipnotlar:

1-Y. Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 9, s. 312; Hammer, a. g. e. c.3, s.38.

2-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 9, s. 312.

3-İbrahim Refik, “Târih Şuuruna Doğru-4”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 22.

4-Zeki Velidi Togan, “Umumî Türk Târihine Giriş”, s. 365.

5-Gabor Agoston, “Osmanlıda Strateji ve Askeri Güç”, Timaş Yay. İst. 2012, s. 181.

6-Gabor Agoston, “Osmanlıda Strateji ve Askeri Güç”, Timaş Yay. İst. 2012, s. 138, 154.

7-Ricaut, “Türklerin Siyasi Düstûrları” Terc.1001 Temel Eser, Bas. Haz. M.Reşad Uzmen, s.310.

8-G.W.Frederick Howard,“Türk Sularında Seyahat (1853)”,Terc.1001 Temel Eser,İst.1978,s.50.

9-Hammer, a. g. e. c. 3, s. 38.

10-Halil İnalcık, “Söyleşiler ve Konuşmalar” Profil Yay. c. 1, İst. 2013, s. 229.

11-Osmanlı büyük topları savaş meydanlarında dökerdi. Reşad Ekrem Koçu, “Yeniçeriler”,  Doğan Kitap Yay. İst. 2004, s. 78. 

12-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 6, s. 61.

13-Joseph Pomiankowski, Kayıhan Yay. Çev. Dr. Kemal Turan, 2. baskı, s. 106.

14-Ashmead Bartlett, a. g. e. s. 162.

15-Munro Butler Johnstone, a. g. e. s. 7.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.