Konya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    35.06
  • ALTIN
    2326.7
  • BIST
    9138.94
  • BTC
    70086.72$

Osmanlı?da ?Hayat? Vardı

01 Mayıs 2017, Pazartesi 08:36

Osmanlı’da hayat, huzur ve sükûnet vardı. Bir de “hayat” lı evleri vardı. Çok katlı binalar yoktu. Her ev müstakil idi. Evin etrafı duvarla çevrilir ve buraya “hayat” denirdi. Burada tuvaleti, kuyusu, bahçesi, ağaçları, çocuk bah­çesi, çiçekleri, gülleri, ambarı, erzak deposu, ekmek yapacağı tandırı veya fırını, odunluğu, ahırı, kullandığı alet ve edevatı, bahçe ve bostanı, yani her şeyi vardı. Bir tipi tufan olsa günlerce dışarıya çıkma ihtiyacı duymadan ya­şayabilirdi.

Osmanlının kentlerine, kasabalarına, köylerine baktığımızda ziraat alan­larına ev yapmamış, evleri ağaçların veya câmilerin boyundan fazla yükselt­memiş, görkemli ve gösterişli binalara heves etmemiş, komşularının görüntü ve hava sirkülâsyonuna mâni olmamış, yurtlarını taş veya ağaçtan yapıp, eş­yanın kimyası değiştirilerek yapılan ve sıhhî olmayan beton ve benzeri mal­zemelere i’tibâr etmemiştir.

“Yenilmez Türk” isimli kitabıyla Kanûnî’yi anlatan ve çok güzel bir Osmanlı Târihi yazan Romanyalı târihçi ve devlet adamı Nicolae Jorga; “çi­çek, gül, ağaç ve yeşil sevmek ve yetiştirmek Osmanlıda sanki bir ibâdet şekli idi.” der.(1) Osmanlı çevrecilik hususunda o kadar hassastı ki; Fâtih Sultan Mehmed Haliç’in dolmaması için, Haliç kenarındaki arazilere ayrık ekilme­sini(2) ve buralarda toprağı aşağı doğru indirmemesi için tırnaklı hayvanların otlamasına kapatılmasını emrettiği fermanlar vardır.(3)

Bugün maalesef bizim evlerimiz de, medeniyetin getirdiği zorunluluklar icabı, çöp yuvaları, hastalık mekânları hâline gelmiştir. Peçeteler, çocuk bez­leri, petler ve poşetler, plastik malzemeler deposu durumundadır. Günümüzde birçok malzeme plastikten mamul­dür. Ama plastik; yüzlerce sene toprak içinde kaybolmayan, toprağın hazmedemediği ve en çok kirliliğe sebep olan, top­rağı dejenere edip bozan bir maddedir. Tür­kiye de yalnız çocuk bezleri imali için her sene 1 milyon ağacın kesilmesi­nin icap ettiğini yetkililer söylemekte­dir.(4)

Sentetik maddelerden üretilen ve tüylerinin arası mikrop yuvası olan ha­lılar, kimyasal maddelerden yapılan parfüm ve deodorantlar, hava sirkülasyo­nuna imkân vermeyen pvc ka­pılar, pencereler, boyalar, bir tarafı yaparken birçok tarafı yıkan ve tahrip eden hijyen maddeleri, devamlı zararlı ışınlar yayan elektronik aletler, sera gazları üreten dolaplar, cep tele­fonları, bilgisa­yarlar… Yine medenilik ve entellik gereği bunlara bir de evin içinde köpek, kedi, iguana, kuş, kaplumbağa gibi hayvanlar besle­mek, ta yatak odasına ka­dar ayakkabı ile girmek ekle­nince, işin içinden çıkılmaz oluyor.

“Gerçek Mümin, elinden ve dilin­den kimsenin zarar görmediği kişi­dir.”(5)“Yollarda insanlara zarar veren şeyleri izale etmek, imanın şubele­rinden bir şube (kısım) dir.”(6)“Kim Müslümanların gelip geçtikleri yerden onları rahatsız eden bir şeyi kaldırıp atarsa, Allah ona sevap yazar vecen­netine kor.”(7)

Bu hadislere ittiba eden ihtiyar ve emeklileri çocukluğumuzda gelip geç­tikleri yolları temizler, eğilecek kudreti yoksa bile elindeki bastonuyla yol ortasındaki zararlı maddeleri yol kenarına sürükler görürdük. Şimdiki emek­lilerimizden birçoğu ise maalesef tembel tembel parklara oturup yediklerinin kabuklarıyla, sigara izmaritleri ve paketleriyle kendileri çevreyi kirletiyor.

Her hususta olduğu gibi, son zamanlarda çevre hususunda da o kadar bi­linçsiz ve vurdumduymaz olmuşuz ki; “Cennet Vatan” dediğimiz Anadolu, bu gidişle yakın bir zamanda, çevrecilerin işaretine göre 2050 yılına varmadan çöl vatan olacak. Peygamber Efendimiz sık sık; “İslâm Dini temizdir, temiz olun, zira Cennete ancak temizler gi­rer.”(8) buyururdu.

Dipnotlar:

1-Nicolae Jorga, a. g. e. s. 93.

2-Sâmiha Ayverdi, “Ebedî ve Mânevî Dünyası İçinde FATİH”, Kubbealtı Yay. İst. 2008, s. 174.

3-Yeşilay Dergisi, Kasım 1993, sayı 720.

4-İbrahim Özdemir-Münir Yükselmiş,“Çevre Sorunları ve İslâm”, D.İ.B Yay.Ankara 1995, s.20.  

5-Buhârî, İman 5, Rikak 26; Müslim, İman 64-65.

6-Buhârî, Mezâlim 28; Müslim, Birr 128.  

7-Zebîdî, Tecrîd-i Sarih, Terceme, Ahmed Naim, Hadis no: 223.  

8-Câmiü’s Sağîr, c. 1, s. 66.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.