Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2439.6
  • BIST
    9717.13
  • BTC
    63485.14$

OSMANLI VE TARİH DÜŞMANLIĞIMIZ (6)

27 Ocak 2018, Cumartesi 09:24

Dedesinin kavuğu, cübbesi ve şalvarı ile alay edenler, Yunan ve Roma medeniyetinin o ihrama benzeyen yarı yeri açık kıyafetlerine hayranlık duyu­yor. Yine bazı târihî Filmlerde gördüğümüz kadarıyla takma peruklar, lenger şapkalar, dantelli yakalarla, kısa pantolonlarla, uzun çoraplarla arz-ı endam eden Avrupalılara bayılıyor, bugün bile fistanımsı Hint kıyafetlerini küçüm­semiyor, İskoçların gayda ve eteklerine kafayı takmıyor, bugün bile Yunan Parlamentosunun önünde etekleri ile nöbet tutan Helenlerle alay etmiyor, ama dedesinin kıyafeti ve fesi ile dalga geçer, küçümser, alay eder.

Bilmez ki; Avrupa bugün modern ve medeni insan kıyafeti olarak kullandığı bugünkü giyim tarzını, dedelerimizin kıyafetlerini biraz daha modernize ederek alıp, o ihramsı tarz olan çoğu zaman dikişsiz birkaç metre bezden kurtulmayı ecdâdımızı örnek alarak gerçekleştirmiştir.(1)

 Binlerce kariyer sâhibi ilim adamı Osmanlıyı ve sultanlarını inceleyip anlayabilmek için kütüphânelerimize   ko­şarken, Turistleri eğlendirmek için Antalya’daki bir tiyatroda Os­manlı Sultanı elinde kamçı sağa sola saldıran, döven ve ka­dınlara tacizde bulunan kişiler olarak temsil edilmekte ve dedelerini küçük düşürerek birkaç kuruş kazanma­nın peşinde olan zavallılar bulunmaktadır.(2) Yine hangi ilmî ve târihî eserler­den faydalandığı belli olmayan bazı gâfiller, “Muhteşem Yüzyıl” adı altında muhteşem bir cehalet ve rezalet sergilemektedirler.

Vord Gold Council  (Dünya Altın Konseyi)  tarafından Türk kuyumcula­rının tasarım alanını geliştirmek için düzenlenen Gold Trends 2002 Takı ve Tasarım yarışmasında, Konsansis adlı takı üstündeki Osmanlı tuğrası ile Haç karışımı kompozisyon takdir toplayınca, Türk jüri üyeleri “yalnız Haç ol­saydı daha güzel olurdu” diyebilmişlerdir.(3)

UNESCO 2013 yılını Piri Reisin dünya haritasını çizmesinin 500. Yılı münasebetiyle Piri Reis yılı ilân etti.(4) Ama içimizdeki bazı Osmanlı düşmanı proflar, bütün dünyaya rağmen ecdâd düşmanlığını sürdürüp bunu kabul etmiyor. Türk denizcisi ve bilim adamı Piri Reis, ölümünün 450. yıl­dönümü ne­deniyle  Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Seyir, Hidrografi ve Oşinog­rafi dairesi Başkanlığı tarafından düzenle­nen “Uluslar arası Peri Reis Sem­pozyumuna” bir bildiri ile katılan Prof. Celal Şengör, Piri reisin “Dünya Ha­ritasının” bir haritacılık harikası olmadığını savundu. Prof Şengör: “Piri Reis’in haritası sanıldığının aksine Amerika’nın ilk haritası da değildir. Bu harita bilim geleneği olmayan Osmanlı toplumunda bilime susamış zeki ve çalışkan bir denizcinin toplumuna vermek istediği bir çağdaşlık mesajıdır” dedi.(5)

Aslını inkâr edenlere bizim toplumumuzda “haramzâde” derler. Bir Filozof; “Gönüllerinde mâziye âit sevgi bulunmayan insanlardan korkunuz” demiştir. Gerçekten bu insanlardan ve şerlerinden korkmak lâzım. Bu zihniyetteki insanlar, birkaç sene önce, CHP genel başkanı Deniz Baykal Bey parti binasındaki ofisine Şeyh Edebali’nin; “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözünü astığı için, parti içindeki müfrit gruplar tarafından şiddetle tenkit edilmiştir.

Refet Bele Paşa İstanbul Garnizon Kumandanı olunca, Pâdişahın önünde nasıl ayaklarını onun burnuna doğru uzatarak oturduğunu bazı toplantılarda övünerek anlatırmış. Hani derler ya; “şecâat arz ederken merd-i Kıpti, sirka­tin söyler.”(6) Cumhuriyetin ilk yıllarında yükselip yücelebilmek, mevki ve makam kapabilmek için, Osmanlı düşmanı olmak ve en galiz şekliyle mâziye sövmek farz telâkki edilmiştir.

Babasını inkâr eden, dedesine küfredip beğenmeyen, UFO’larla gökten düştüğünü zanneden, dinine hor bakan, örf, âdet ve gelenekleriyle alay eden, târihinden utanan, dilini, müziğini, kıyafetini, edebiyatını değiştiren, kısacası aslını inkâr eden dünyada bizden başka bir millet her halde yoktur.

 

Biz  hâlâ şiirlerimizde, kitaplarımızda, kahramanlık destanlarımızda ismini hiç dilimiz­den düşürmediğimiz kadın kahramanlarımızdan Kara Fatma’yı bile Rus Kili­sesinin aşevinden yemek alıp yiyerek hayatına idame ettirmeye veya Gâzi olup cepheden dönenlerimize istiklâl madalyası vermişiz ama karnını doyura­cak ekmek vermediğimiz için sokaklarda dilendiren bir milletiz.(7) 

 

Dipnotlar:

1-İsmail Hâmi Dânişmend,“Târihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c. 2, s. 399.

2- 02. 03. 2002 Kanal 7  20.00 Haberleri.

3- Milliyet Gazetesi, 05. 03. 2002.

4- Derin Târih Dergisi, sayı 34, Ocak 2015 s. 14.

5-Mil­liyet Gazetesi, 24. 09. 2004. 

6-Münevver Ayaşlı,”İşittiklerim, Gördüklerim, Bildiklerim”, Timaş Yay. İst. 2006, s. 11.

7-Mustafa Armağan, “Korku Duvarını Yıkmak”, Timaş Yay. İst. 2009, s. 211,218.

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.