Konya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.79
  • ALTIN
    2411.0
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66235.93$

Oruç İrade ve Sabır Eğitimidir

04 Mayıs 2020, Pazartesi 09:08

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş ayı olan ve on bir ayın sultanı diye adlandırılan, her bir günü değerli olan mübarek ramazan ayının yarısına yaklaşmış bulunmaktayız.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Ramazan ayının hazzını öyle derinlerde yaşardı ki, mübarek ayın bir saniyesini dahi telef etmeyerek boşa geçirmez ve bu ayı, diğer aylardan daha fazla ibadet ederek, diğer aylarda verdiğinden daha fazla infak ederek değerlendirirdi.                                                                                                              

Bizler de bu ayı diğer aylardan farklı kılmalıyız. Daha fazla Allah’a yaklaşarak, daha fazla infak ederek, daha fazla tebessüm ederek, daha fazla hoşgörülü olarak, daha fazla paylaşarak, daha fazla ailemize zaman ayırarak, değerlendirme gayretinde olalım ki bu mübârek günlerin faziletine ermiş olalım.

Oruç ibadeti sayesinde; merhametli olmayı, yaratanımıza şükretmeyi, öfkelerimizi yenmeyi, sinirlerimize hâkim olmayı, güçlüklere katlanmayı ve bütün bunların yanında her an Mevlâ ile beraber olma halini öğrenmekteyiz. Çünkü Ramazan, nefislerin terbiye edildiği, yoksulların görüp gözetildiği, Allah’ın af ve mağfiret deryasının adeta coştuğu bir aydır.

On bir ayın sultanı Ramazanın manevi hayatımızda özel bir yeri vardır. Zira Ramazan, oruç ve Kur’ân ayıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır...” (Bakara, 2/185).   

 

Ramazan Ayında kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerimi okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Yıpranan gönül ve zihin dünyamızı Kur’ân’ın nuruyla tamir edelim. Vahiy Meleği Cebrail(a.s), her yıl Ramazan ayında Sevgili Peygamberimizle buluşur, karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an okurlardı. Ramazanda camilerimizde ve evlerimizde okunan mukabele ve Kur’an hatimleri Cebrail ile Peygamberimiz arasında yapılan mukabele uygulamasının bir devamıdır.                                                                                                                  

Ramazan, öncelikle oruç gibi türlü hikmetlerle dolu bir kulluk görevinin yerine getirildiği, her türlü hayır, rahmet, bereket, kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Geçici olarak yeme-içmeden uzak kaldığımızda, yoksulun halini anlar, nimetlerin kadrini bilir ve Rezzâk olan Allah’a hakkıyla şükretmemiz gerektiğinin şuuruna varırız.

Müminlere bir ikram olarak sunulan Ramazan ayı; ibadet, tövbe, dua, zikir, arınma, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ruhuyla birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı gönülden hissederiz. Aramızdaki sevgi ve saygı bağları güçlenir.

Bu ayda yapılan ibadetlerin, iyiliklerin, hayırların sevapları ve mükâfatları diğer aylara nazaran daha fazladır. Dolayısıyla mümin, imanından kaynaklanan hassasiyet ile çevresinde ihtiyaç sahiplerini araştırıp onların dertlerine derman olmaya çalışmalıdır. Şu gerçeği hiçbir zaman unutmamamız gerekir ki, mal da mülk de Allah’ındır. Allah kullarını bunlarla imtihan eder.

Oruç, irade ve sabır eğitimidir. Maddi ve manevî kazançların temeli çoğu zaman ciddi bir iradeye ve sabra dayanır. Çünkü oruç, nefsin Allah adına dünyayı ve zevkleri terk etme sanatıdır. Nefsin arzuları sınırsız ve doyumsuzdur. Ona dur demesini bilmeyen, sonunda onun esiri olur. Nitekim Yüce Allah bir hadisi kudsîde:

 “Oruç doğrudan doğruya benim için yapılmış bir ibadettir. Onun (sayısız) karşılığını da doğrudan doğruya ben vereceğim”  buyurmaktadır.(Buharî, savm,2, II, 226, Müslim, Sıyam,163. I,807.)

Oruç, nefisle cihadın nasıl yapılacağını gösteren canlı bir uygulamadır. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekân cennetine doğru yol alır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:

“Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar”(Buhari, Savm, 5, II,227.) Bu hadis-i şerif gösteriyor ki; Ramazan ayında iyi işler yapıp kötülüklerden sakınan mümine cennetin kapıları açılır cehennemin kapıları kapanır.                             

Öyleyse,her türlü hayrı, rahmeti, bereketi ve daha nice güzellikleri bünyesinde barındıran Ramazan ayını gereği gibi değerlendirip, oruçlarımızı Allah’ın emrine uygun olarak tutup,  her türlü haram ve kötü davranışlardan sakınarak, Mevlâmızın rızasını kazanalım. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.