Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2429.9
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64300.38$

ORTAK YOL BULUNMALI

23 Mart 2019, Cumartesi 09:06

Hayvan olmakta zor. Hayvanlara sahip çıkmakta zor bu devirde. Bazen düşünüyorum acaba insanlar sadece birbirleriyle çatışmak, ağız dalaşı yapmak için mi farklı fikirleri savunuyorlar. Ya da gerçekten savundukları şeyi ispat etmek için ne yaptıklarını bilmez hale mi geliyorlar.

Özellikle kış ayların da yaşanan, aç kalan hayvan saldırılarında can kayıpları ve ağır yaralanmalar meydana geldi. Hal böyle olunca insanlar isyan etti bu başı boş hayvanlar toplansın diye belediyelere şikayet dilekçeleri yağdı. Haklılar mı evet. Düşünüyorum ben veya bir yakınım böyle bir saldırıya uğrasa bende şikayet eder önlem alınmasını isterim. Ama bir taraftan da hayvan severler ayaklandı. Hayvan hakları diye. Peki onlar haklı mı? Evet haklı. Hayvanların da hakları var hayvanlarında yaşama hakkına müdahale edilemez. İşte tam burada bir çatışma çıkıyor insanlar arasında. Bir taraf önce canımız diyor bir taraf hayvanda ki de can diyor. Sonra ortalık cadı kazanı. Ünlülerden ünsüzlere herkes bir birine hakarete varan sözler sarf ediyor. Örnek olalım derken kötü örnek ortaya çıkıyor.

Ben kendi düşüncemi açık ve net belirteyim. Hayvanları çok hatta fazlaca çok seven biriyim. Ve kesinlikle kısıtlanmalarına veya bir köşede uyutulmasına hoştla hiştle bir yerle kovulup şiddet uygulanmasına asla sessiz kalmam. Bir kap su bir kuru ekmekle sahip çıkılabileceğini de sonuna kadar savunurum. Ama aynı şekilde kış ayında sabahın köründe evladını yedirip içirip okula gönderen bir annenin, evladını köpeklerin saldırısı sonucu kaybetmenin verdiği acıyı da sessiz kalamam. Hayvanları seviyorum demek o çocuk da dikkat etseydi demek değil ve ya insanların canından değerli mi deyip o hayvanı canından etmek değil asla. Bana kalırsa iki tarafında zarar görmeyeceği bir yol izlenmeli bu konuda. İnsanların ağız kalabalığı etmekten başka pek de bir icraat yapmamalarıyla çözülmez bu durum.

Hayvanlar özellikle de kış aylarında saldıra olan eğilimleri yüzünden toplanabilir. Ama bu toplama işlemi hayvanları uyutmakla ya da aç susuz bir tel örgünün arkasına atılarak ölüme terk etmekle olmaz. İlk iş barınakları elden geçireceksin. Barınak personelini gözden geçireceksin. Barınak imkanlarını ortaya serip yetmediği zaman hayvan severlerden açıkça destek isteyeceksin. O hayvanlara gerçekten bakabileceğin güce sahip olacaksın ondan sonra sokak sokak gezip hayvanları toplayacaksın. Hasta yaralı olanları tedavi edeceksin, aç kalanları doyuracaksın sıcak bir kulübe de yatıracaksın. İnsanlar hayvanlardan zarar görmeyecek, hayvanlar da insanlardan. İşte o zaman kimse kimsenin tavuğuna kış demez, kimse kimseyle laf kalabalığı etmez. Ondan sonra hayvan seven, hayvan sevmeyen diye ayrım edilmez. Bu düzen sağlandıktan sonra tek sorun kalır. Oda hayvanlara eziyet, işkence ve tecavüze kadar ilerleyen vahşetlerin cezalandırılması. Tüm bu uyuma rağmen sapkın insanlar çıkıp hayvanlara saldırmaya devam ederse de cezasını ilahi adalete bırakmadan bizim adaletimiz konuşmalı. Bu tür suçların cezaları en ağır şekilde adaletin hukukun ele alındığı yöntemlerle verilmeli. Bir, kedi bir kuş denilip geçmek yerine bir can, bir nefes diyerek adalete vicdan yol göstermeli bendimce.adaletin adaletine güvenmek dilekleriyle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.